ÇARŞAF VE METAL

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 TÜRBANLI

Bir Nisan öğleden sonrasında kapının zili çaldı. Evde su bitmişti, gelen sucudur deyip kapıyı açık bırakıp mutfağa boş damacanayı kapıya getirmeye gittim. Döndüğümde bir çarşaflı kadın, içeriye girmiş eline ayakkabısını almış, ayakkabısını nereye koyacağını düşünerek bakınıyordu. Ben dondum kaldım, ses çıkarmadım. Tam beni fark ettiği sırada, apartman merdiveninden birileri daha çıkıyordu. Onların sesini duyunca, hemen kapıyı kapattı. Onların onu benimle görmelerini istemedi belli ki. Ben boş damacanayı kenara koyup, "İsterseniz içeri geçin, onlar gitsin sonra çıkarsınız" dedim. Kadın, çok çekingen ve ürkekti. "Ayakkabınızı da şuraya koyabilirsiniz" diye de ekledim.

Kadını içeride salonun kanepesine oturttum. Öyle tedirgin ve ürkek görünüyordu ki, her an kalkacakmış gibi kanepenin köşesine kıçının ucuyla oturmuştu. Bir yandan beni süzüyordu. Üzerimde "Justice For All" yazan Metallica tişörtü vardı, altımdaki kot da en az üç haftadır yıkanmamıştı. Malum o dönemler, öğrenciydim ve üniversitede uzatmalardaydım. Kadını hem rahatlatmak, hem de biraz güven vermek için bir şey içip içmeyeceğini sordum. Ses çıkarmadan başını salladı. Ben yine de mutfağa gidip, buzdolabından içecek bir şeyler baktım. Neyse ki, gazı kaçmamış ve hatta açılmamış bir kola buldum. Temiz bardak bulmak da sorun olduğu için öğrenci evinde, hemen bir bardağı yıkayıp kola doldurarak salona getirdim. Kanepenin yanındaki sehpaya koydum kola bardağını. Kadın kolaya baktı sonra da benim garip iskelet kafası resmi olan tişörtüme gözü takıldı. Gülümsedim, "Korkma, sadece bir resim. Biz adam yemeyiz" dedim. Kadın nikabının altından gülümsediği belli oluyordu, gözlerinden. "Söylenti çıkarmışlar, metal dinleyenler satanist. Yok, kedi keserlermiş. Vallaha en son geçen camide bir amca bu tişörtle camiye gelme deyinceye kadar cumaya da giderdim" diye anlatınca dikkat kesildi. Neredeyse gözleriyle konuşuyorduk. Gözleri, her sözüme ve hareketime tepki veriyordu. "Halbuki dinlediğimiz sadece bir müzik. Senin de seveceğin şarkılar vardır eminim. İstersen açalım birkaç şarkı, beraber 'head bang' yapalım" dedim. Bu sefer hafif de olsa sesli güldü.

Bu arada, yan komşum belediyede çalışan bir mühendisti. Genellikle cuma akşamları orada toplantı olur, sanırım sohbetten sonra bize kadar sesi duyulan zikir ayinleri yaparlardı. Zaten öğrenci olduğumuz için pek rahatsızlığımızı söylemezdik. Biz de arkadaşlar olarak, Megadeth'ten, Black Sabbath, Metallica, AC/DC'ye bizim taraftan çaldığımızda, eğer onlara sesimiz gidiyorduysa da onlardan bir şikayet gelmezdi. Sanırım, bu kadın orada hafta içi kadınlar toplantısına gelmişti. Yanlış zile basıp, bizim daireye girince de panik yapıp, diğer kadınların başka erkekle görmesini istemediği için birden onların sesini merdivende duyunca, kapıyı da kapatıvermişti. Olayın böyle olduğunu anlamam biraz zaman almıştı.

Kadını hafifçe de olsa güldürünce, bardaktaki kolayı gazı kaçmadan içmesini söyledim. Nikabını kaldırdı, yavaşça bir yudum aldı. "İsterseniz çıkarın üstünüzü, nasılsa ikimizi gören yok" deyince önce çarşafın üstünü çıkardı. Altında saçını sıkıca kapatan tülbent vardı. Onu da çıkarınca, saçlarının ne kadar bakımlı ve hatta boyalı ve yapılı olduğunu gördüm. Hatta saçlarını serbest bırakmak için başını sallaması çok seksi bir hareket olmuştu. O ana kadar, aslında ona cinsel yönden bakmamıştım. Sanki bizim eve sığınmış bir kadın gözüyle bakmıştım. Çarşafın altında ise, aşırı açık olmasa da gayet normal bir elbisesi vardı.

Kadın, oldukça gençti. Neredeyse benim yaşlarımdaydı. Benden bile biraz küçük olabilirdi. Çarşafını çıkardıktan sonra, biraz rahatladı ve en azından konuşmaya başladı. İsmini söylemeyeceğim burada, küçük bir şehrin köyünde doğmuş. İlkokuldan sonra, yatılı kursta kalmış. Sonra büyüdüğünde güzelliği dikkat çekince, cemaatten durumu iyi olan bir esnafa ikinci hanım olarak İstanbul'a gönderilmiş. Tabii bu hikayenin hızlandırılmış hali. Anladığım kadarıyla en az üç senedir evliymiş, resmi nikahlı değil tabii ki. İstanbul'un bilinen bir sitelerinden birinde bu kadın için ev açmış adam. Böyle cemaat toplantıları dışında, ancak haftada bir adam bunu bir yere götürürse evden çıkıyormuş. Aslında bütün bunları anlatırken, hayatından memnunmuş gibi, hatta ikinci hanım olmayı bile meziyet olarak vurgulamasına rağmen, duygu olarak hep bir şeyleri eksikmiş gibi his bırakıyordu. Ben metalci tişört paspal kotla kaba görünmeme rağmen, kibar konuşmam onu etkiliyordu. Normal bir konuşma tarzım olan, "Harikasın", "Süpersin ya!" gibi hitaplar ve hatta ona 'çok güzel' olduğunu kelimelerle ve bakışlarımla rahatsızlık vermeden hissettirmem, konuşmalar ilerledikçe güvene dönüştü. Ben de fena değildim hani. Saçlarım omuzlarımda, sakalımı kısaltmışım, şekil yapmak için sakalımın yanak bölgesini almışım, hatta çene bölgesinde de inceltme yapmışım, saçımın favorisi ince bir şekilde kulağımın yanından çene altıma uzanıyordu. Tabii, farklı olan tarzım onda da ekstra ilgi uyandırıyordu. Ben de onun hikayesini ve güzelliğini fark ettikçe ona ilgim artıyordu.

Aramızdaki yakınlaşma arttıkça önce karşısında oturduğum halde, sonra onun olduğu kanepeye geçtim, daha sonra da yavaş yavaş ona doğru yaklaştım. O ise hala çekingen ve eğreti bir oturuş ile kanepenin kenarındaydı. Bir bahane bulup, 'Saçların çok güzelmiş' deyip saçını okşayarak elimi başına götürdüm. Tepki göstermesini beklerken, tam tersine gülümsedi. O an cesaretlenip, iyice yaklaştım ona ve iltifat ederek sarıldım. Ürkek bir ceylan gibiydi. Sanki onu her zaman ezdikleri için, kafasını bile kaldırmaya çekiniyordu. Ben yine de, onun onayı ile ona yakınlaşmaya çalışıyordum. Ona yaptığım iltifatlar karşılık buluyordu. En son artık, elimi bacaklarının arasına attım. Elbisesinin altında altlık pantolon vardı. Ve dudaklarına yapıştım. O da tutkuyla öpücüklerime karşılık vermeye başladı. Ellerim neresine giderse gitsin, tepki göstermiyordu; hatta o da biraz biraz da olsa ellerini kullanıyor benim vücudumda gezdiriyordu. Bir anda sessizce sevişmeye başlamıştık kanepede. Bir ara öpüşmede boşluk bulup, elbisesini çıkarttırdım. O da siyah Metallica tişörtümü çıkarttı. Teni bembeyaz ve gergindi. Memesinin gerginliği, boynunun altından başlayarak, meme ucuna kadar uzanıyordu. Hava soğuk olmadığı halde meme uçları sertleşmesinden onun da tahrik olduğunu anlamıştım. Böyle güzel bir vücudu, internette pornolarda bile görmemiştim. O da tişörtümü çıkarında ortaya çıkan genç ve geniş omuzlu vücuduma ilgi göstermişti. Orta yaşlı paralı esnaf kocası, en azından güzel bir fiziği gösteremiyordu ona.

Üstünü çıkardıktan sonra altını çıkartmak çok zaman almadı. Hatta benim kotumu ve şortumu da o çıkardı. Güzel dantelli külodunu çıkardığımda heyecanlanacağımı biliyordum da, bu kadar şok olacağımı düşünmemiştim. Am dudaklarının kenarlarını ağda ile kıllarını aldırmış, am üstündeki kılları ise gül şeklinde şablonla çıkartmıştı. Bu çarşaflılar, seksin keyfini iyi biliyorlar diye düşünerek gülümsedim. Benim gülümsememi görüp, o da gülümsedi. Hemen amına yumuldum tabii. Çok am yalamamıştım, o yüzden biraz acemiceydim. Zaten bunun okulu mu olur, nasıl bulduysan öyle yalayacaksın amı. Yine de, onun nefesini, sesini dinleyip, hoşlandığı şekilde dilimi gezdirmeye çalıştım. Bir yandan da ellerimi dipdiri memelerinde gezdiriyordum. Yalamaktan biraz sıkılınca ayağa kalktım, hemen ellerini sikime getirdi. Ben ayaktayken, eliyle sikimi sıvazlamasına izin verdim. Sonra sikimi emmeye başladı. Başta önce sadece sikimin başını, sonra da eliyle sıvazlayarak sikimi derinlemesine emdi. O zaman sikimin kıllarını kesmemiştim, ona rağmen narin dudakları sikimin kıllarına değecek kadar sikimi ağzına alıyordu. Ben de başını tutarak yardımcı oluyordum. İlk kez bir kızın ağzını sikiyordum. Daha önce sikimi emen olmuştu, ama ağız sikmek başka bir şey. Sonra kızı kanepenin üzerine çıkartıp, domalttım. İnce belini takip eden yuvarlak ve sert kalçaları vardı. Sikimi yavaşça amına doğrultup soktum. Önce yavaş başlayıp hızlanmaya başladım. İkimiz de inlemeye başladık. Sesimiz yan daireye gidiyor muydu bilmiyorum, ama onların sesleri bize geliyordu. Daha sonra kalçasını araladığımda, göt deliğinin muntazam olmadığını fark ettim. Hemoroid olmak için, genç ve zayıftı. "Kocan yoksa götten mi sikiyor?" diye sordum, gidip gelmelerimi yavaşlatmışken. Başını çevirip, "Yok, hayır" dedi. "Eee.. ama burdan girmiş galiba" diye ısrar edince "Şeyyy.. bir keresinde yanlışlıkla oldu" itiraf etmek zorunda kaldı. Ben yine ısrarla sorgulamaya devam ettim, "Yanlışlıkla biraz zor girer, o anlayınca çıkarmadı mı?" diye sordum. "Ben bağırdım ama o devam etti. Neyse ki çok sürmeden boşaldı" diye anlattı. Ben yine yavaş yavaş gidip gelirken merakla devam ettim sorularıma, "Günah değil mi, söylemedin mi hocaya" dedim. O da, "Şeyyy.. Sordum.. Hoca, Yanlışlıkla girmiş ise günah sayılmaz" dedi. Ben epey garipsemiştim doğrusu. "Neyse ki bir kere olmuştur, olur öyle" dedim. "Yok, birkaç kere oldu öyle" diye karşılık verdi. Bu karşılık onun götüne ilgimi epey arttırmıştı. Zaten iyice yavaşlatmıştım gidip gelmeye, am suyunun ıslaklığını sikimin ucuyla göt deliğine sürdüm. "Merak etme, ben yanlışlıkla sikmeyeceğim götünü. İsteyerek sikeceğim" deyip yavaşça kökledim. Çok zorlanmadım, yine de dar olmasından dolayı kolay girmedi. Kız önümde sessizce inliyordu, ben ise onu dinleyerek yavaşça götünde gidip geldim. Baya bir gidip gelmiştim, onun rahatsız olmaya başladığını anladığım anda sesli bir şekilde götüne boşaldım. Kanepenin yanında çırılçıplak ayakta durmaya devam ettim. O doğrulduğunda sikime tekrar dikkatle baktı. Sikimi beğendiği belli oluyordu. Bu arada yan dairedeki sesler kesilmişti. Biz de yavaştan giyinmeye başladık. Birbirimizi süzüyor ve genç aşıklar gibi birbirimize gülümsüyorduk.

Giyindikten sonra, pencereden aşağıya baktığımda, yan daireye gelen kadınların dağılmaya başladığını gördüm. Bu esnada ona bir mesaj geldi, kocası birazdan onu almaya gelecekmiş. Kocası gelinceye kadar da biraz sohbet ettik. Çarşafını güzelce giyindi. Ben apartmanda kimse olmadığını kontrol ettikten sonra, hızlıca benim daireden çıktı. O çıktıktan sonra, boş damacana şişesi gözüme takıldı. Sonra sucuyu kadın gelmeden önce de aramadığımı fark ettim. Kendi kendime güldüm.

Sonraki Hikaye →
MİNYON KIZ
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar