AMAÇSIZCA BAŞLAYAN 1.1

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 KOMŞU

Nasıl başlamıştı her şey diye düşününce, zamanın su gibi akıp geçtiğini görüyorum. Zaman geçmişti geçmesine ama, sahip olduklarıma bakınca, insanın hayret etmesi kaçınılmaz olmaktaydı.

O zamanlar lise son sınıfındaydım. İsmim Mete, zayıf sayılan ama zargana olmayan, saçlarına takıntılı ama hiç çok fazla uzatmamış, her dakika sağa sola yatırıp, en ufak yansıtıcı görünce üstünü başına çeki düzen vermeye çalışan, birisinden ziyade kendimi beğenmeye odaklanmış birisiydim. Narsist değildim, aksine utangaç, özellikle karşı cinse mesafeli davranan, olur olmadık yerde bana karşı ithamlar yapılmasını istemeyen biriydim. Çevremdeki benden büyüklerin vukuatlarını görüp, zorla evlenme raddelerine geldiklerini görünce (hamile kalma, anadolu geleneği misali namus kurtarma) olunca, biraz çekimser kalıyordum. Çok elit olmasa da, orta düzey bir semtte oturup, okuldan sonra ergen tayfa ile abazanlık yapan birisiydim.

İşin ilginç yanı, grubumuzdaki en yakışıklı denebilecek biri olabilirken, sevgilisi olmayan da bendim. Yeşil göz, kumral dalgalı saç, düzgün diş, ki küçüklükten beri özenle fırçalarım, üst başa en bakımlı olan bendim.

Lise sona gelmiş, artık en ufak bacaklara ereksiyon olma raddesine gelmiştim. Annem Nilüfer 46 yaşlarında, açık kestane saçları, balık etli denen, 160 boyunda, 75 kilo civarı, memeleri az sarkmış ama, cildi sıkı, genelde bol etek giyen bir kişiydi. Babam eve geç gelir, tv izler sonra yatan, tipik kocaydı. Anneme o aralar bir şeyler beslemezdim. Ta ki işler büyüyene kadar.

Laptop aldıktan sonra öyle çok porno izlemeye başlamıştım ki, oradaki performansı yapma hayaline girişmiş, öncesindeyse o fiziksel kuvvete sahip olmak zorunda olduğumu hissedince, spora yazildim. Sadece 1 ay kullandığım karbonhidrat, bana 7 kilo aldırmış, öyle kaslı olmasam da, parçalı vücut yapmıştım. Bu tabi okul kıyafetlerine de yansımıştı. Tam oturmaya başlamış, omuzlar genişlemiş, gömlek ciks olmaya baslamisti. Genç kadın hocalarım bile farklı bakıyorlar bana. Aslında hep nazik bir konuşma, onlarin yanında usturuplu biri olmak için ekstra çaba sarfediyor olsan da, benim biraz laf sokma, küfretme, lakap takma gibi piçliklerim vardı. Bunu da biliyorlardı.

Kızlarla aramda pek bir şey yokken, bir gün okulun en kaşar kızı Reyhan ile kantinde çay sırasında yan yana geldik. Onu kesiyordum sık sık. Memeleri herkese gore daha büyüktü. Götü ise geniş, beli ince, bacaklari sütun gibi, genelde diz üstü 1 karış yukarıda etek giyer, yanındaki kaşar tayfa ile motorluk yaparlardı. Istinye kızıydı. Benim ona ilgimi biliyordu. Koyu kahve saçlarını hep yanımda sallar dururdu. O gün ona bakarken, sütyene kadar açık gömlek düğmesinden meme ucunu görünce, feleğim kaydı. Zaten dip dibe durmuştuk. Arkadan en ufak bir itmede, dayandım buna, ki ben benim sikimin hangi ara kalktığını bilmiyordum bile. Reyhan bir anda dönüp;

R: Oha! Çüş! - diye baktı, beni görünce sustu. Onunla cok az arkadaş ortamında muhabbetim vardı.

M: Özür dilerim, arkadan ittiler ya.- dedim, pancar gibi kızararak.

R: İtmeyi geçtik de, o ne ete!- diyince, ben benim dalgayı o an farketmiştim. Sonrasında kafasını sallayıp sinirle gitti.

Öyle geçen günden sonra bana bakışı degişmiş, daha fazla albenili bakışlar atmaya başlamıştı, ama sadece uzaktan. Onun kaşar gibi takıldığını biliyordum. Hatta mahalle komşusu arkadaşı Mert, benim kankalardandı ve bize neler neler anlatırdı. Tüm bunlardan sonra tabi benim de tabi artan libidodan dolayı, artık adam olma yolunda ilerlemek bilinçten ziyade, içgüdüsel olmuştu. Derken, instagram storylerinden başlayan beğeniler, merhabalara, iyi akşamlar, gecelere dönüştü.( Hızlandırıyorum) Bir gün spor salonunda Reyhan'ı gördüm. O da yeni kaydolmuş. Benim orada olduğumu bilmiyormuş ama. Bu elbette yalandı. O kadar hikaye atıyordum, bir umut bir karı/kız düşürürüz diye ama olmadi tabi. Sadece göz flörtü oluyordu.

Tam ona bakıp gülümsemiştim ki dambılların alanında, sonradan öğrendiğim annesi Fatma, onunda arkadaşı Hande belirdi. Ikisi de 44 civarındaydı. Hande Reyhan ile aynı hatlara sahip, 170 boy, 65 civarı kiloydu. Fit olmak ve Fatma ablaya eşlik edip, birazda evden kaçıp(ki sonradan öğrendiğim, flört etmek, heyecan yapmak için) spora yazılmış. Hande ablanın, Mert'in annesi olduğunu da, sonradan öğrendim. Hayatım değişmeye başladığı zaman da, o anlardı..

Benim utana sıkıla, yüzüm hem antrenmandan, hem de üç kadının yanına gitmekten dolayı kızarmış, ayrıca onca deodoranta rağmen kokmaya başlayan terimle, yanlarına gittim. Reyhan el kol ile çağırmıştı beni ve ben daha adım atmadan, yanındaki sahte sarışın Fatma abla(ki, fatma ismi ile alakasız tip), simsiyah saçlı Hande ablaya bir şeyler derken, Fatma abla normal baksa da, Hande ablanın bakışları farklıydı. Sadece farklıydı.

Fatma abla yüzü yuvarlak ama küçük, burnu kemiksiz, yüzüne göre tam olan ince burunlu, hafif çıkık elmacık kemikli, düzgün bembeyaz dişler, memeleri dolgun, hafif bol eşofman ve bol tshirt ile tam ev kadını havası ile ilk defa spora gelmiş, daha ortama ve çalışmaya adapte olacak, gaza gelinecek tarzda kıyafetsiz gelmişti. Hande abla tayt giymişti. Gri tayt tüm bedenini sarmıştı. Göğüsleri küçüktü ama. Meme uçları sütyene raĝmen kabarık görünüyordu. Dolgun dudaklarında samimiyetsiz bir gülümseme vardı. Gözleri etkilemekten ziyade, bir şeyi analiz eden cihazın ışını gibiydi.

R: Okuldan arkadaşım Mete! Burada olduğunu bilmiyordum. Ama spor yapıyor uzun zamandır.

M: Merhabalar.. ” diyerek kafamla selam verdim.

R: Annem – dedi sağını gösterip, sola dönerek; -Kankası ve dedikodu ortağı Hande Teyze- dedi gülerek, iki kadında ona aynı anda tısladı.

O ara onların kaydını yapan lavuk gelmiş, bir zamanlar bana da yapması gereken incelikle ve gülümseyerek yaptığı salonu tanıtma ve ardından hareketleri göstermesi, onlari izlerken kıskandırmadı beni desem yalan olurdu. İçimde bir kıskançlık belirdi. “Bu kaslı lavuk bunlardan birine çakma ihtimali nedir ” diye kafamda kuruyordum. Tabi daha çok Reyhan buna verir mi diye düşünüyordum. Koşu bandında son 3 dakikamı harcarken, Reyhan ve yanındakiler de çıkıyordu. Ben onları gördükten sonra ekstra 1 saat mekanda kaldım, yalan yok. Ama bir enerji harcadım ki, sormayın. Ama ne olduysa olmasına rağmen, o akşam eve koşarak gittim ve 4 posta porno izledim. Hepsi de mature kategorisinde amatör ev kadını idi.

Günler böyle geçerken, artık son dönem zamanı da yaklaşıyordu. Babam ilk dışına bir proje için gidecekti, ortalama 1 ay gibi sürüp, fizibilite denilen sistemi yapacaktı. Annemle ben de evde kalacaktık. Spora devam, özellikle Reyhan'ın annesinin götüne baka baka, yaptığım hareketler, Hande teyzenin o keskin gözleri çakır çakır süzüyordu etrafı ve genelde yoga, strenght gibi derslere girip, sonrasında da az yürüyüş yapıyorlardı. Canımlı cicimli konuşmalar ile bana selam verip, arada bir şeyler gösterme niyetine, yanlarına yanaşıyordum ama, onlara iş koyan pt denilen dallamalar da vardı. Okulda Mert ile daha da ilişkimizi geliştirirken, onun siktiği kız arkadaşı bizim bir alt sınıftandı, ballandıra ballandıra anlatıyordu. Annesi hatta durumu çakmış diye de eklemeden geçmemişti. Ben ise Hande teyzeyi bir siksem acaba nasıl bir klasman yaşarım diye düşünüp, kendi kendimi ezmeye başlatmıştım.

(Hikayeyi biraz ileri sarıyorum.)

Okulun son dönemler gelmiş, ben de ekstra takviyeler ile vücudu biraz daha kalıplaştırdıktan sonra yürüyüşümün bile değiştiğini farkediyordum. Annem takviyelerden dolayı ter kokumdan şikayet etse de, sağlıklı ve irileşen oğluna gururlu bakıyordu. Ya da ben, öyle zannediyorum.

Bu sırada öyle çok porno izlemeye başlamıştım ki, sikim artık yara olmaya başlamıştı. Nette farkettiğim bu amatör fans zamazingolarından sonra, kendi vücudumu çekmeye, galerimi full çıplak pozlarla doldurmaya başlamışken, kendi vücudumdan gurur duyarken, daha da fazla seks yapma ihtiyacı duymaya, çünkü benden on kat ezik tipsizlerin sikiş yapıyor olmasından duyduğum kıskançlıkla, artık ben de riske girip, yüzüme gizleyerek İnternet sitesinden kendime kayıt açtım. İsmimi de İngilizce “matureasslicker ” yaptım ki, belki fantezilerimi süsleyen olgun kadın düşer diye. Ama inanın, hiç ihtimal vermiyordum. Bir gençlik, libido azgınlığı ile, umut fakirin ekmeğidir dedim.

Peş peşe videoları koydum. Hatta 1 dolar yaptım çıplak videoları, diğer baksırlı fotoları ise bedava yaptım. Galeridekilerin hepsini koyunca, boşalmalı, arkadan, yandan, ayakta, üstten, ben bile kendime yuh dedim. Gay olmadığıma rağmen, gaylik hissettim ve korktum. Yalan yok. -Neyse dursun, göt seven, yalayan tonlarca karı var aq- dedim, durdum. Yaşımın da dinamikliği ile, epey diriydim. Vücut ile de sikimde gelişmiş diyeceğim de, bana öyle geliyordu herhalde. 17-18cm, kalın, kafası epey iri, attan ana ve üst damar sadece baskındı. Komple damarlı diyemem.

Siteye bir-bir buçuk hafta girmedim. Maillere bakma alışkanlığım hiç yoktu ki, ta ki bir yere kayıt olunca, aktivasyon için maile girmemle, hayatımın değişim anı o an olmuştu… Bir sürü tips denilen mail, bir sürü mesaj yağmuru, Türkçe, İngilizce vardı. Bir an durdum, okulun bahçesinde Mert’in kantinden çay getirmesini beklerken, Reyhan bana selam vermeye yanıma geldiğini bile farketmemiştim. Annesini gördükten sonra, bu kıza olan duygum tamamıyla göt sikmeye dönmüştü, ama şimdiki bu mesaj yağmurundan sonra, onu sikmek değil, hızla arka bahçeye, daha kuytu bir yere gitme fikri ile fırladım. Hemen babamın bana açtığı hesaba baktım. Daha 5 ay evvel, 18 e girince adıma açtırmıştı. Kendi kartın olsun, harçlık atarım demişti. Şimdi hesaba girdiğimdeyse, 2.000 küsür doları görmem ile, dizlerim titredi, gözlerim yamuldu, nefes alış verişimden terlemeye başlamıştım. Okuldan kaçtım. 4 yıllık lise hayatımda okuldan ilk defa o gün kaçmıştım. Direkt en yakın bankamatiğe gittim baktım, inanamıyordum, 2.201 dolar vardı. TL hesabı olarak da babamın attığı 900 lira. Ne yapmam gerektiğine dair fikrim yoktu, ama bir kafeye gittim, sırtımı duvara verdim, en ıssız, en dip yerde, fans hesabıma girdim. Mesajlar +100 idi. Gaylar, ladyboylar, sissyler, genç kızlar ve bir sürü olgun kadının yanında, “-Genç adam, karımı sikmek istersen cevap yaz, tanışalım” diyen bir mesajla adeta sikim kafede kalkmaya başladı.

O günden sonra yaz tatili gelmiş, babamın işi uzamış, annem teyzelere gitmişti. Ben de sporu bahane ederek, onu araba ile yolladım, evde tek kalmış ve yeni video çekmek için, pozisyon, açılar deniyordum. Kendimi inanılmaz enerjik buluyordum ve, hayata artık daha da üstten bakmaya başlamıştım.

Yürüyüşüm, kaliteli kıyafetlerim, son model telefonlar derken, Mert ve annem dahil, tüm herkes değişimi farkediyordu. -Oğlum parayı nereden buldun?- diye soran anneme, – ikinci el anne, netten aldım- diye yalan söylüyordum. O ara daha hiç kimseyi daha sikmemiş, gelen o Bull olma teklifine; “en yakın zamanda beyefendi, büyük zevkle” cevap vermiştim. Daha kendime o konuda güvenmiyordum. Her şey olabilirdi. Daha toydum. Garantici olmanın acısı, otuzbirci ve yalnız olmak olduğunu bildiğimden, kendimi bana hala daha gelen 1-2 dolar, 10 dolar gibi ara ara, hatta bir yabancı teyzeden 50 dolar gelmesiyle avutuyordum. Ona özelden canlı video atmaya başlamıştım bile! Hem de kendisine; “-Yabancı dil geliştirmeme de yardım edersin Betty!” diyerek, 61 yaşındaki büyükanne Betty’e eşlik ediyordum. Hatta bir salatalığı vardı ki, en az 35cm idi, ve bir içine almıştı ki, yemin ediyorum ben zevkten boşaldım, o derece seksi moruktu. Onunla öyle rahattık ki, evde de kimsenin olmayışından, çıplak dolaşıyor, sikimi ekrana vuruyor, bazen telefona attırarak kameraya gelen dölle ekran buğulanmasıyla ekrana dil atıyordu. Bana her şeyini anlatıyordu. Çoğu zaman çeviri kullanmama rağmen, 1 hafta sonunda ciddi oranda dilim gelişmişti.

← Önceki Hikaye
OLGUN KOMŞUMUZA YARDIM
Sonraki Hikaye →
AMAÇSIZCA BAŞLAYAN 1.2
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar