-Deli oğlan, bardağa dikkat et, kaza çıkacak" dedi, haklıydı. -"Ben duş alacağım, sen de alırsın canım. Sonra odayı toplamalıyım" dedi kalktı. Bacakları ayrık, seke seke yürüyordu. Güldüm seslice. Anlamıştı neye güldüğüme, arkasına döndü; -"Çok ağrıyor " dedi yüzünü ekşiterek amını avuçladı. Sonra banyoya girdi, ben de etrafa bakarken. Üzerimi giyinmeye başladım. Duş almayacaktım. Spora gidecektim zaten, ayrıca Hande Teyzenin teni, kokusu bende kalsın. Acaba Hande teyze spora gelecek miydi? İkna edebilirdim herhalde. Sauna, buhar banyosu iyi gelir diye kandırabilirdim. Saate baktım, 3e geliyordu. "OHA" dedim. 3 saattir sikişiyor muyduk?
Dolap aynasından kendime baktım. Parçalı vücudum, adelelerim, sikim, güzel ve çekici duruyordum. Bir an kendimi filmlerdeki pornocular gibi hissettim. Ama bu hayal olmayacaktı. Gerçekleşebilirdi...
Hande teyze duş alırken ben hızla üzerimi giyindim, yatağın çarşaf, yastık yüzlerini ve ince yazlık yorganın da yüzünü söktüm, toplu halde yatağın üzerine koydum, sonra çantamı almaya salona gittim. Biraz telefona baktım, Mert sosyal medyadan story atmış, kız arkadaşının elini de dizine koymuş. Güldüm. Çok geçmeden banyo kapısı açıldı, ben de gittim odaya. Yatağın üzerini toplamış olmamdan memnun olmuştu. Havluyla kurulanmaya başlamışken kapının ağzında durmuş, kapı kenarına yan yaslanmış onu izliyordum. -Spora gelecek misin Hande Teyze" dedim. Ne zaman Teyze desem gülüyordu. -Alıştım ya, ondan. Ayrıca çok da seksi geliyor bana böyle demek " dedim ve arkadan yaklaştım, havlu üzerinden yaslandım ona. Islak saçını yanağıma dayadım. -Sen seksi buluyorsan, söyle o zaman. Hem pot da kırmayız, ulu orta" dedi ve göz kırptı kafasını arkaya doğru çevirip. "-Sen duş almayacak mısın?" diye devam etti. -Hayır. Spora gideceğim, orada alırım. Ayrıca tenin ben de kalsın az." diyince, şeytani bakışlarını bana çevirdi. Mavi gözleri irileşmiş bana baktı. -Sen ne kadar romantiksin.." dedi. -Sen gelecek misin? -Yoruldum. Hiç enerjim kalmadı, gidesim kaçtı. Ayrıca o kadar spor yaptık, ter döktük değil mi?" dedi gülerek. -O başka bu başka " dedim. -Yoga vardı değil mi? - Hı-hı. -Fatma arar akşama doğru. -O zaman salonda buluşuruz. Ayrıca, tayt giyer misin?" dedim, havlunun üzerinden götünü avuçlamaya devam ediyordum. -Sapık aşkım benim" dedi elini arkaya kafama attı. "-Tamam. Bu arada, yemek var yiyeceksen bekle halledeyim, nasıl olsa akşama var daha, kimse gelmez." dedi. -Yok, o kadar aç değilim. Eğer durursam, bir posta daha atmak zorunda kalırım " dedim gülerek, götünü mıncıklıyordum. -Aaa aşkım, amım ağrıyor, yeter. En son ne zaman yedim ben yarak, biliyorsun musun, zamanını bile unuttum" dedi sesini küçük kız gibi incelterek muziplik yaptı, o an hödük kocasının ne kadar libidosuz olduğunu bir kez daha anladım. -Seni sikmemek delilik amına koyim!" dedim. Kahkaha attı. Evden çıkarken kapıya kadar geldi, iki aşık gibi uzunca öpüştük, dil dile, dudak eme eme... -Görüşürüz tosunum benim.." dedi beni uğurlarken ve götüme şaplak attı...
Her zaman gittiğim kafeye doğru yol alırken, ayaklarım yerden kesiliyordu. Adeta zıpla zıplaya gidiyordum. Erkek olmuştum. Hem de zımba gibi! Bir kadını memnun etmek, doyurmak ve bu çok yakın arkadaşınızın annesi olması, normalde suçluluk uyandırabilirdi ama, o kadına karşı ilk gördüğümden beri içimdeki his, 31 hayallerim, spordaki o anlar, bakışları, güzelliği, beni benden alıyordu ve hiç şüphesiz o pornolar ve hikayelerdeki olaylardan sonra, ahlak pusulamda da bir kayma olduğunu hissetsem de, bu yaptığım ayıp değildi. Evet, evliydi ama bayağı bir hayatı, berbat bir kocası vardı. Oğluna bir şey söyleyemezdim. İma edemezdim. Bu sebepten ona olan sonsuz saygımdan dolayı sırrımıza olan sadakatimi bildiğimden sebep, hiç utanma hissetmiyordum...
O gün kafeye giderken annem Nilüfer görüntülü aradı, yolda onunla konuştum ve bir çok nasihat ile telefonu kapattıktan sonra ben de babamı aradım, gideli 2.5 hafta olmuştu. Aradığıma sevinmişti. İşlerin iyi gittiğini, yeni elemanları seçmeye çalıştıklarından bahsetti. Ardından kafeye girmiş, kahvemi almış, kafenin kliması ve sakinliğine dalmıştım. İlk defa diğer masalardaki insanları süzmüyordum, adeta kendime dönmüştüm. Ruhumun üzerinden o ölü toprak atılmış, bacaklarımda enerji boşalmasından yüzümde gülücükler açıyordu. Instagramdan Hande Teyzenin profilini incelemeye başlamışken, yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Son fotoğrafa beğeni attıktan sonra biraz kitap okumak için çantadan kitabımı aldım. Spora kadar vaktim vardı. Kendi zihin açıklıĝımı inek insan olmama veriyordum. Akıllı olmak zorundaydım...
O gün spor salonuna gittiğimde her zamanki gibi ben üst kattaki bölmede ağırlık altına girmiş göğüs çalışırken, gözlerim her setten sonra sağ sola bakıyor; hemen balkon gibi bölmeden kapıya izliyor, oradan da alt kattaki hemen karşımda kalan ders salonuna bakıyordum. Dedektör gibiydim. Biraz süre geçtikten sonra, ders saati yaklaşırken aşağıya inerken, Fatma Teyze ve Hande Teyze içeriye girdi. Gözlerim hemen Hande Teyzeyi süzdü. Sıkı koyu gri tayt ile vücut hattı ortaya çıkmıştı. Hızlı adımlarla onlara giderken, siyah sıkı tayt da Fatma Teyze giymişti. Spora başladıktan sonra kilo vermişti ama, az göbeği vardı. Bu göbekle beraber Hande Teyzenin iki katı götü vardı. Beni görünce kıkır kıkır bir şey dedi Hande Teyze ve ikisi birden gülmeye başladı. -Yakışıklımız da buradaymış " dedi Fatma teyze. Gülümsedim. Hande Teyze ile göz göze geldik, kızarmıştım. -Siz de ne güzelsiniz bugün hanımefendi teyzelerim" dedim yüzümü çocuk gibi gülerek büzdüm. -Mersi canım" dedi ve makas aldı Hande Teyze. Sonra göz kırptı hızlıca ve; "-Hadi yerimizi alalım" diyerek salona döndü. Fatma teyze peşinden, ben de onun peşinden sınıfa girdim. Reyhan ise birebir ders almaya başladığından, koşu bandının yanında şort tayt ile PT'nin dediklerini dinliyordu. Göt arası belirgin, annesine benziyordu..
O gün derste sık sık Hande Teyze ile göz göze geldik. Gözlerimi ondan alamıyordum. Ara ara Fatma Teyze de bir şeyleri farketmiş gibi bakıyordu. Biraz canı sıkılmış gibi olduğunu hissedince, kendimi topladım, daha da bakmadım. Yan yana yer almıştık bugün. Genelde ben önlerinde olurdum. Arkalarında durduğumda kalkan sikimi engelleyemediğimden, fişlenmek istemiyordum.
Sonraki birkaç gün sakin ama Hande Teyze ile ara ara Instagram üzerinden mesajlaşarak geçirdik. Mert ile buluştuğumuz da, bana pervasızca Serap ile sinemada yaptıkları yiyişmeyi, hatta sakso çekişini izletti. 7-8snlik bir video idi. -Ona fena çakacağım kanka. -Lan ne adamsın." dedim. -Bir tane kankası var, ama sen bakmazsın ona. Biraz tipsiz" dedi. -"Ama mala vurursun. Yazık sana" dedi.
Birden gülme tuttu beni. O da esprisine güldüğümü sandı, eşlik etti.
Ben o sıra farklı farklı şeyler deneyip; vücudu yağlayıp, kıl uzatma(kasık), sikimi farklı açılardan(ters domalıp, sikimi geri çekip sıvazlama) ile şeyler denerken, epey bir efor sarfediyorken, kendimi garip hissetmeye başlamış, fakat o videolardan sonra gelen maillerde ise; -"Gay misin?-Eşcinsel ilişki yapar mısın? -Süt gibisin. -Sen karıma, ben sana çakayım.." gibi mesajlar gelmeye başladı. Tabi bu mesajlari atmak için, hesap ödemelerini yapıyorlardı. Betty ise bana 10$ ateşlemeye, chat yapmaya devam ediyor, hatta bana kendi fantezilerini anlatıyordu. Zevk aldıkları tarzı, istemem yan cebime koy gibi pozisyonları, acı feryatların arkasındaki "devam lütfen" gibi imâları anlatırken, bunları Hande Teyze de uygulamak istiyordum. O akşam fazla geç olmadan birkaç solo kadın fans hesabının "leak(ücretsiz nete sızanlardan)" linkini Hande Teyzeye attım. Fakat ne kadar anlattıysam, iPhone telefonundan vpn kullanamadı, giremedi. Dört gün olmuştu ayrıca. -Yarın bize gel aşkım, hem deneme yaparız. Madem giremiyorsun, uygulamalı yaparız" diye gülücüklü mesaj yazdım. -Yarın Fatma'ya diye erken çıkarım. Hazırlık ne yapim? İsteğin var mı?
Düşündüm. Biraz bekleyince; -Oje! Oje sür, ya da yenile. Ayakları özellikle! -Ne renk? -Kırmızı olsun. Yoksa siyah, parlak bej veya. -Bir şeyi de bilme be deli!" dedi gülen emoji ile.. -Ayak fetişi bu kızım " diyince birden fazla emoji ile güldü.
Onunla yaşıtım gibi konuşmamdan keyif aldığını anlamıştım. Ayrıca onu mutlu etmek, bir sevgilimin var olmasını bilmek artık beni öyle rahatlatmıştı ki, içimde adeta bir dinginlik, huzur hissi doldurmuştu. İnsan arzulanmak istiyordu. Beğenilmek ve her daim en azından "bir" kişi tarafından kayıtsız şartsız sevilmek, istenmek istediğini anlıyordu. O gece bir posta daha atacaktım ki, vazgeçtim. Gittim kameramı, tripodu, lensleri ve telefon tutamağını dahil her şeyi ayarladım. Hatta annemlerin yatağına kurdum. Onların yatağında olacaktı her şey. Kafamda yarın için planlar yaptım. Yaparken de netten ve intagramdaki motorların hesaplarından öğrendiğim, özellikle "ayak fetişi ve ayakkabıcı, nayloncu" tayfanın hesapları kaydettim. Yatmadan son mesaj attım, "-Topuklu ayakkabın varsa, onu da getir Hande Teyzeee " diyerek dil çıkartan emoji attım, instagramdan..
Sabah heyecandan 11 gibi uyandım, telefona baktım. Gece 3 gibi görülmüş mesajım. Bir şeyler hazırlamak için mutfağa gittim, tost ekmeğini, peyniri, sucuğu ayırıp kenara koydum, domates yıkadım, güzelce kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Anneme arada yardım ede ede, az çok elimden geliyordu bu işler. Bir de mevzu bahis mide olunca, spor da eklenince, beslenmeye özen geliyor ve bu da mecburi merak/uğraş yaptırıyordu.
Fırına gitmek için evden çıktım, sonra simit de alarak döndüm, sıcak su koydum. Kahve makinesine de ateşledim kahve. Çay sevmiyordum pek, o sebepten tek iken kahveci idim. Saat 12'yi geçmiş, saate bakıp duruyordum. Mesajlara girdim, durumu sordum. 5dk geçmedi geri döndü Hande Teyze;
-10dk'ya çıkıyorum canım. -Umarım kahvaltıyı sıkı yapmadın. Hazırlıyorum ben. -Ahh, hayır. Pek yapmadım. Ben de bir şeyler alayım mı soracaktım. -Fırından taze ekmek ve simit dahi aldım. Çabuk gel!" yazdım kaşları çatık emoji ile. Gülen emoji attı, ardından dudak.
Sikim kalkmıştı. Onu beklerken sahte insta hesap ve bir tane de fans hesabı açtım. Ona vereceğim bir email adresi, ardından aktivasyon ve hemen de vip üyeliğini aktifleştirdiğim fans hesabını hazırladım. İsmi ne olsun diye karar vermedim. Onu kendisi karar versin diye düşündüm. Kendi hesap bilgilerimi girdim. Ciddi anlamda ortak olacaktık. Hiç umurumda değildi para. Sadece bu işten harçlık geldin yeter modundaydım, öte yandan onu tatmin etmek ve yaşamak istiyordum. Kankamın annesini bugün evime atıyordum ve annemle babamın odasında çatır çatır sikicektim. Ne büyük bir zevk ama diye düşünürken kapı çaldı. Koşarak gittim. Otomatiğe bastım, onu bekledim. Kafası eğik, güneş gözlükleri genişçe kafasının yarısını kapatmış gibi ve spor çantası elinde, üzerinde bol eşofman ve spor ayakkabısı, bol da tshirt varken, ona hayatta 45 yaşında diyemezdi kimse. -"Hoş geldin.." diyemeden beni itti direkt eve ve kapıyı kapadı. -Şimdi konuş" diye sarıldı. Ben de avuçladım onu ve hemen sırtını kapıya vurarak öpüşmeye başladık. Yıllardır görüşmeyen iki aşık gibiydik.
-Çok özledim seni, çok çok!" diyerek onu kucağıma aldım. Kollarını boynuma attı, bacaklarını belime sardı. -Ben de seni özledim aşkım. Amım anca yerine geldi" dedi, burnuma öpücük koyup, dilini sivriltip yüzümü yaladı. -"Baby face seni. Yakışıklı sikicim!" diye devam ederken, onu mutfağa kadar öptüm, götünü alttan avuçlaya avuçlaya sıktım. Nefes nefese kalmıştım. Ağırdı biraz ama, azgınlık insana ekstra güç veriyordu.
-Gün uzun aşkım, hadi yiyelim soğumadan" diye hemen kahveyi ve tostları koydum. Bal kaymak, yeşil, siyah, közlenmiş üç ayrı zeytin koydum onun servis tabağına, havuç dilimi, muz da dilimlemiştim. Onu tavlamak için o meşhur tabaklar gibi hazırlamıştım. -Sen neler yaptın böyle! -Sana özel " dedim öpücük attım. -Bu yaşta bu marifet. Piyango musun nesin sen Mete. -Sana aşığım Hande Teyze. İnan seni ilk gördüğüm andan beri aklımda bir tek sen varsın. Hele şimdi benimsin ya," durdum, kısmış gözlerini, kafasını ellerine dayamış bana masumca bakıyordu; -"Yani sevgilimsin ya, bana şans verdin ya, hatta beni adam ettin ya, sana minnettarım! Sen o kadınsın. Her erkeğin en uç, en ulaşılmaz anılarındaki üst yasaklı ve imkansız kadınsın" dedim. -"Ama ben ulaştım!" dedim kendimden emin şekilde.
Biraz bekledik, bakıştık. Gözlerinde o anlamlı bakışı görüyordum. O da ben de gördüğünü biliyordum. İnanıyordu bana. Karşısında iki büklüm olup, ona karşı farklı olduğumu hissediyordu. Ama nasıl olduysa, o da yelkenleri indirmişti bir anda, ve iyi ki de indirdim diye iç geçiriyordu.
-Hmmm, nasıl desem, planı yaptım. Neler ve nasıl başlayalım diye. " Laptopı uzattım, boş siteyi ona gösterdim. Ardından telefondan da sahte instagram hesabını verdim. Anlamsızca bakıyordu boş sayfalara, ama kulağı bendeydi. -Bu sayfalar senin Hande. Instagramı biliyorsun. Orada açık olmayan seksi pozlar vereceksin. Ayak, bacak, memeleri falan. Topuklu ayakkabı, elbiseler.."diyince kızardı. Karşısından kalktım yanına geçtim. Omuzuna elimi attım, yanağına öpücük koydum. Geri çekildim az, yüzüne baktım. -İstemiyorsan söyle aşkım. Yapmak zorunda değilsin. -Hayır, istiyorum. Sonuçta yüzüm gözükmeyecek. -Evet. -Ne bilim, sen diyince bir tuhaf oldum. Orospu gibi hissettim" dedi, iyice utandı, yüzü kızardı. Ben de tedirgin oldum. -Hayır! Ne alakası var ? Bunu fantezi olarak gör. Hem sendeki bu vücut, saklı kalmamalı. Seksi ve güzel kadınsın. Hem aramızda bu, sırdaş" diye vurguladım. Kafasını sağ sola salladı gülümseyerek. -Hem orospuysan da, benimsin!" dedim ve kafasını tuttuğum gibi ağzına soktum dilimi. Uzunca öpüştük. Onunla öpüşmek, ders almak gibiydi...
Ona durumu anlattım, kendi banka hesabımı da söyledim. Ortak olduğumuzu, şifresini verdim. -Ama ben nasıl kullanacağım? Senin kartın. Senin hesabın. " diyince hak verdim. -Ben çekip sana vereceğim Hande Teyze. Sen de saklarsın, eski usul. Sorun olmaz değil mi? Zaten sık sık buluşacağız artık" dedim, elini tuttum.-" Güzel kadınım " dedim, bir daha öptüm. Onun olgun yüzünü, biraz dolgun yanaklarını öpmek kıvrımlı dudağını emmek çok keyif vericiydi. Kumral saçları arkadan topuzdu, gerdanlığı ve parlak ensesi açık olması, aslanın geyik avını avlarken saldırdığı boyun gibiydi. -Hadi birkaç deneme yapalım" dedim, kaldırdım. Annemlerin odası olduğunu anladı. Evin dolaştırdım hızlıca, düzenden dolayı şaşırmıştı. 2 haftadır tek kaldığıma da şaşırdı. Dağınık olmayışından, benim düzen takıntılı olduğumu görmüştü. Soyunmaya başladı, hızlı olması güldürdü. Ben de o sıra müzik açtım, tropikal tekno tarzında, içe işleyen müziklerden. O çorabını çıkarınca, parlak kırmızı ojeli ayaklarını gördüm. Tahmin ettiğimden de güzel olacaktı her şey. Baktığımı görünce düzgün dişleriyle sırıtmaya başlamıştı; "-Nasıl, istediğin gibi olmuş mu?" diye sordu. Kafamı sallayarak; -"Efsane görünüyor! -Gece 2'yi geçiyordu, bakım yaptım, bacak ve kasık " dedi, ki bacaklarını da jiletlemişti. -Yalnız, mini eteğim yok. Aslında hiç olmadı. Bu var, diz hizasında" diyerek eğildi tangalı götüyle hemen yatak kenarına. Tanganın ipi ortadan kaybolmuş, iki göt yarığının arasında bir yerdeydi. Sikim artık baskı yapıyordu. Gerginleşen bacakları, toplu amı ve götü, azdırıcıydı. Eline ince gri çizgi, kısa yırtmaçlı siyah kumaş etek aldı, salladı. -Bu da olur aşkım. Süper! -Topuklu da bu var." Diyerek klasik sivri uçlu stiletto çıkardı. - 7 yıllık. Düğünden düğüne giydim bunları " dedi.
-Halledeceğiz. Hatta, alışverişe gidelim seninle. Baktı bana merakla. -Hesaptaki parayı harcarız." dedim. -Yok asla. O senin paran. Dokunmam. -Ne alakası var. Hem biz neyiz? " dedim. Merak da ediyordum ve ciddi anlamda ismini koyma zamanı gibiydi. Duraksadı, eteği salladı elinde, giymek için hamle yaparken mavi gözleri ışıl ışıldı. -Seni gerçekten seviyorum Hande." dedim. -Sevgiliyiz" dedi, utanmış, kafasını aşağıya çevirdi ve eteğini giydi. -Hem sevgilimsin, hem ortağım. Hem de sırdaş" dedim, yanına gittim. Sarıldım ona. Hala içinde soru işaretleri vardı. Belki olgunluğun verdiği endişeler taşıyordu ama, normaldi. Sonuçta oğluyla yaşıttım. Öpmeden direkt sarıldım sıkı sıkı ona. Oda karşılık verdi.
-Ayrıca patronun oluyorum. Sen de benim seks makinem olacaksın, Hande Teyzeciğimm" diyerek sırıttım ve daha götüne tam çekmediği eteğinin alttan baskıladığı göt yanaklarını sıktım. Kıkır kıkır güldük. -Delisin!" dedi.
O üstünü düzeltirken ben de vesikalık fotoğrafları ve birkaç eşyayı kaldırdım, etrafta küçük hali hariç, bir şey kalmamıştı. Ahşap zemin temizdi. Yatağı az daha ittim. Dolap kapısını kapattım, ifşa olacak bir şey kalmamıştı. Annem odaya gelse, burası odam demezdi herhalde.