-Sıkma canını anne, hem ne diyeceğim, biz de ziyarete gideriz! Hem sürpriz olur, hem de tatil." diyerek kalktım, arkadan sarıldım ona. Yumuşak bedenini sımsıkı sıkarken, yanağına da öpücük koydum. O da beni öpmek isterken dudağımın yanından öptü. Hiçbir şey olmamış gibi, sevmeye devam etti beni; "-Akıllı oğlum benim. Öyle yaparız" dedi.
O gün öğleden sonra kafeye gittim, ve biraz takılırken, gelen maillere, fans mesajlarına, oradan instagrama girmek derken, adeta masanın altında sikimi saklamaya çalışır derecede tahrik olmuştum. Bilgisayar ekranı duvara dönüktü, yanımdaki masalar boş; herkes ya çapraz da, ya da karşımda iken, zaten bu saatlerde, özellikle yaz ayında kafe içinde kimse durmazdı, duran da iş güç sahibi kişiler, kod yazarlar, ya da adayları etraftaydı. Bir çoğu ile sima olarak danışıklı bile olmuştuk, ama sohbetimiz yoktu. Yaşlı amca vardı, yüzde 99 akademisyen olmalıydı, masaya notları yayar tek tek incelerdi gözlüklerin üzerinden bakarak.
İki masa çaprazda duvar dibinde ise iki kız, İspanyolca arada da İngilizce konuşuyordu. Ama Türk oldukları ortadaydı. Muhtemelen birbirlerini geliştirmek için pratik yapıyorlardı. Bir kadın; bir elinde telefon, hep bir plan program telaşında; başka bir masada çocuk, o da kod yazıyordu..
Ben de maillere bakarken, ay sonu geldiğini farkettim. Maillerde ekstre de duruyordu. Sikiş planları ve yeni misyon/vizyon planlarımdan günleri şaşırmıştım. Hemen girdim ekstreye.
Gözlerim meblağı görünce dönmeyr başladı adeta. 10900 küsür dolar gelmişti. Kaçı benimdi, kaçı Hande Teyzenin bilmiyordum. Resmini çektim, yollayacaktım ki, durdum. Aklıma fikir gelmişti... Hem de harika fikir!
Ama öncesinde hesaplara girdim. 5200 dolar videodan gelmiş, 720 kere izlenmiş. Bu demek oluyor ki, 720 kişi 7 dolar vererek üye olmuştu... Geri kalan 2-3$lık benim diğer fotolar. 3000 küsür $ ise Hande Teyzenindi. Bacaklar, am, göt, meme, domalmalar, yürüyüşler, ayağıyla sikime otuzbir çekmesi falandı...
Mesajlarda bir isim hep dikkatimi çekiyordu. "Wifesharetr" diye. Profile girince, 40'li yaşlarda adam, kadın ise maksimum 30 olmalı, ya da az, vücudu epey diri, karı koca idi. Mesajda; "Karımla fantezimiz hep bir gencin aramızda olması. O videonu izledik, karımın götünü dağıtmak ister misin? Açık çek sana. Para, ulaşım, her şey bizden. Ben izleyip, kaybedeceğim. Lütfen olumlu olumsuz geri dön Matureasslicker"(nickim).
Açık çek. Bull olma teklifi.. Buna geri dönecektim. Ama öncesinde şu planları ayarlamalıydım..
İnternetten lüks bir otelin masaj ve spa salonunun telefon numarasını aldım. Aklımdaki soruları sordum, cevap verdiler. Ödemeyi elden vereceğimi, ben gelip hediye kartı gibi, kart vizit ya da kupon olup olmadığını sordum. Hediye kartı varmış. Çok sevindim ve hemen çantamdaki not defterimin arasına koyduğum, geçenlerden kalma 700 doları aldım ve en yakın dövizciye gittim..
Otelin spa yerine girince, çekik genç bir kadın karşıladı. Su gibi Türkçe konuşmasına şaşırdım. Birkaç saat önce telefonla aradığımı belirttim, kendisi imiş konuştuğum. Paketleri anlattı.
Full iki paket aldım. Özellikle anal masaj da istedim, ve kadın masör olmasını da söyledim. Beni boydan boya süzdü, yüzü kızardı. Güzellik yeri de varmış, cilt bakımı, komple ağda vs. Kafama yattı. Onu da eklettirdim.
-Çok şanslılar.." dedi kadın. İsmi Taia olduğunu öğrenmiştim. Tayland'lı imiş, ama 9 yıldır burada yaşıyormuş, Türkçe kursuna giderek öğrenmiş dilimizi.
-Teşekkür ettim" sadece, bir şey demeden. Gelecek kişileri görmediği için, genç sevgilerim sanmış olmalıydı. Beni de zengin. Bir tomar para vermeme mi üzüldüm, yoksa 7 tane banknotun bir tomar para etmesine mi üzüldüm bilmiyorum. Bahşiş de verdim Taia'ya. Gözleri canlandı
-Siz de denemelisiniz.
-Mutlaka sonra geleceğim.
-Buyrun bu kartım, özel. Misafirim olun" derken, gözleri, çıkık elmacık kemiklerinin arasında ışıldıyordu.
Yavaş adımlarla metroya giderken içimde huzur vardı. Yani, bir insanı mutlu etmek ya da mutlu olmasına katkı da bulunmak gerçekten güzel hissettiriyordu. Hediye almak özellikle. Saat 15.50 idi. Anneme de bir şeyler alsam mı diye düşünürken, ne alacağımı bilemedim. Yani, karar veremedim. Ayrıca param da kalmamıştı. Bankaya gidip hesaptan para çekmeyi düşündüm. Ayrıca, tüm kazancı eşit dağıtacağım için, Hande Teyzenin payını da ayarlayacaktım.
Her zamanki gibi bize en yakın bankaya gittim. İçeride az biraz kalabalık vardı. Üç gişe açık olmasından, hızlı ilerliyordu. O ara Hande Teyzeyi aradım.
" Aşkım" diye açınca, içim bir huzur doluyordu.
-Canım, nasılsın?
-İyiyim, evi topluyorum. Sen nasılsın? Neler yaptın?
-Hiç, her zamanki gibi, kahve içtim, bizim hesaplarımızı kontrol ettim falan. Bu arada, yarın 2 saat önceden çık. Buluşalım mı? Yemek yeriz" dedim, sesimde son derece "Lütfen" der gibi imâ vardı.
-Olur. Oradan spora geçeriz. " dedi.
Çok sevinmiştim.. Ona spordan önce bir şey içerken hediye kuponu verirdim, Fatma Teyzeye de sporda verirdim. Farklı gün gitmelerini isteyecektim ama bakalım.. Ne olursa..
O ara benim numaram geldi, hızla gişeye yol aldım. İkinci sıradaki bölmeye denk gelmiştim. Standart hoş geldiniz dedi kız suratıma bakmadan. Ben de kimliğimi uzattım bölmeye sürerek.
-Hesabım dan 5400 doları çekmek istiyorum" deyince kız kafasını kaldırdı. Kahverengi gözleri parlıyordu. Yaşı 26-27 vardı en fazla, sonradan farkedeceğim yaka kartında Rümeysa yazsa da, kız da hiç Rümeysa tipi yoktu. Siyah saçları düzleştirici ile sırtına kadar gelmiş, hafif makyajlı ama, dudaklarında parlak kırmızı ruj vardı. Elleri güzel olsa da, ojesiz, kısa kollu gömlekten teni tam beyaz olmasa da, nude renkliydi ve pürüzsüz, temizdi.
Gözlerini kısıp baktı, sonra hesaba girip, tak tuk tuşlara basarak işlemi yaptı, sonra kasayı açıp tek tek paralı sayarak çıkardı, sonra tekrar saydı ve en son makineye sokarak testten soktu, ardından uzattı, makbuzu hazırlarken imza istedi. Gözleri kocaman, iri iri olmuş parlıyordu.
-Hesabınıza bakınca, herhangi tasarruf ya da yatırım aktivitesi yok efendim" derken, kimlik bilgisinden yaşımı görmüş olduğundan, "efendim" kelimesini pek içten, samimi tonda dememişti.
-Evet yok. Ara ara çekiyorum paramı.
-Özel imkanlardan yararlanmak ister misiniz?
-Ne gibi?
-Vadeli faiz ya da KKM(kur korumalı) gibi avantajlar var.
Biraz durdum. Haberlerden biliyorum bu olayları. Yaşattığı ülke sıkıntılarını da biliyordum bu KKM denen fiyaskonun. Ama yani sonuçta imkandı. "Zengin godomanlar milyar dolar koyuyor, biz 5bin ile mi sorun yaratacağız" diye iç geçirdim.
-Ben biraz düşüneyim " dedim.
-Her zaman bekleriz. Yardımcı olmaktan keyif duyarım" dedi, dudaklarını büzerek.
Kafasını sağ sola yayarak saçlarını kulaklarının arkasında attı. Temiz ve parlak gerdanlığı, ince boynu ortaya çıktı. Parayı cüzdanıma koyarken; "-Başka bir işleminiz var mı efendim?" dedi, sesi az evvelki ruhsuzluktan, biraz daha değişmişti. Ya da ben öyle anladım.
-Hayır, teşekkür ederim," derken kimlik kartına baktım, ismini okuduktan sonra; "-Rümeysa hanım, iyi günler size" dedim.
-İyi günler Mete bey.." dedi fısıltı ile bitirdi.
Kız da ilginç bir hava vardı. İsmi ile cismi tutarsız tayfadandı. Ama bu bankacıların olayı buydu. Telefonda sesi güzelleri seçerler, gişede de etkileyici. Acaba daha üst kısımda, bireysel temsilcilerde neler dönüyor diye iç geçirirken, aklıma okuduğum ve izlediğim filmlerdeki olaylar geldi. Doğal olarak gizli kaçamaklı sikişler.
Eve giderken Mert'i aradım. Lale beyinli kızla beraberdi:
-Yanımda kanka, selamı var.
-Sen de selam söyle. Oğlum çok sahtekarsın. Önceden zırt pırt Mete Mete, şimdi yalnız kalınca.
-AA kanka, ayıp ama. Serap duyuyorsun di mi? Satış yapıyor muşum. Kıskandı lavuk ahahhaa" diye güldü. Ben de kıkırdadım.
-Hadi hadi, ben eve geçiyorum, sonra görüşürüz "
-Görüşürüz kanka." diyerek eve doğru yol aldım..
O akşam sakin geçmiş, annem dizi, ben laptop da salonda ona eşlik ederken, ara ara yan gözle bana baktığını görüyordum. Ama bir şey demiyordu. Aklıma beni yakaladığı gün geldi. Acaba bir şey diyecek de, nasıl başlayacağını mi bilemiyordu? Bu tarz düşünceler konsantrasyonumu bozup, online savaşta kötü skorlar almama sebep oluyordu. Sonrasında saat ilerlemiş; "-Ben yatıyorum yakışıklım, iyi geceler" diyip kafama öpücük koyup gitti.
Arkasından baktım, ben de dilekte bulundum.. Bir sıkıntısı vardı, ama kesin babamdan kaynaklıydı. Ben ise o yattıktan sonra odama gidip, Hande Teyzenin payını yine beyaz zarfa koymuştum. Yarın verecektim kuponla beraber.
8/3 eksik
-Bu arada, bu da hediyem. Hmmmm, bence Perşembe git." diyerek, ona otelin spa ve masaj hediye kartını verdim.
-Bu da ne? Oğlum zırt pırt bir şeyler veriyorsun. Delirdin sahiden!
-Bu bir şey değil kızım, ayrıca, bence yarın buraya git. Yanmasın kart!" diyerek, zorunlu gitmesini belirttim. Eğer istediğin gün git dersem, aksatabilirdi. Böyle söyleyince, kafası karıştı.
-Ne olduğunu söyle.
-İyi tamam. Perşembe öğlen giderim, 1-2 gibi. Gerçekten sen ne garip bir çocuksun " diye söylendi.
-Son olarak, yarın Fatma Teyze ile video çekeceğim. " dedim.
Kahveden yudum alırken, boğazına kaçtı. Öksürdü, sırtına hafifçe vurdum. Yüzü kızardı. Su uzattım, az içti. Ben de bu sırada yerime geri geçtim, karşısına. "-Helal helal" dedim, gülümseyerek.
-Video mu? Bizimki gibi?
-Evet. Götten " dedim, utandım derken, kafamı çevirdim.
Bir şey demedi. Yüzü asıldı, keke uzanıp sertçe bir dilim aldı. Tabaktan "çat" diye ses geldi, o dereceydi. Yüzüne bakınca keskin bir hal almıştı.
-Hande, konuştuk bu durumu! Para kazanmak için. Ayrıca hesap da açacağım ona, sana uyguladığımı, ona da uygulayacağım. Tabi, maske falan takacağız. Onun haberi yok senden, ama öğrenmesi gerekecek. " diyerek yıkama yağlama çekmeye başladım. Ona durumu anlattım, hızlıca planımı da. Nereye kadar ve neler yapmam gerekeceğini.
Dikkatle dinlese de, keyfi kaçmıştı. Kıskançlık baş göstermeye başlasa da; "-Seninle ilgili çok güzel gelecek planım var. Sen ne dersen o olacak Hande Teyze. İnan, seni yüzüstü asla bırakmayacağım. Bana güven.." dedim ellerini tuttum iki elimle sıkıca, sonra masaya doğru eğildim, elini öptüm.. Kendisini sıksa da gülümsemişti.
Biraz tur attık el ele omuz omuza. Bir anda rahatlama çökmüştü ikimize de. Birkaç iç çamaşırı aldık. Hem o hem ben. Bu sefer hesabı o ödemek istedi, "-Tamam Hande Teyzeciğimmm" diye gülerek ödettim. Kıkır kıkır gülüyordu. Fantezimizi biliyordu. Sonra yavaş yavaş dolana dolana, metroya, oradan da spor salonuna geçtik. Tabi trenden inince ayrıldık, o oyalanmak için biraz yavaş geldi, aynı anda girmemek için.
Derste Fatma Teyze ile kesişiyorduk. Yarın yiyeceği yarağı hayal ettiğini, yüzündeki mimiklerden, dudaklarını büzüp büzüp ışıldayan gözlerle bakmasından anlıyordum. Sikim erekte olsa da, artık epey salmıştım, rahat rahat umursamazca antrenman olsun, yoga olsun yapıyordum.. Eve gidince hiç aklıma getirmemeye çalıştım yarın ki operasyonu. Tüm azgınlığımı saklıyordum. Akşam da yatmadan eski telefonu ve tutamaklarını, kameramın şarjını kontrol ettim, tripodu ayarladım ve yattım. Yarın için heyecanlıydım. Heyecandan sağa sola dönerken, uyuyakalmışım.
Sabah saat 10.00 gibi kalktım. Annem erken kalkmama şaşırmış, "-Hayrola oğlum, erkencisin" diye de takılmıştı. "-Mert ile buluşacağım anne. Bir kaç foto çekeceğiz. " diye cevap verip, kahvaltıyı önceden hazırladı. Normalde 11de yapılan kahvaltı, hızlıca 10.30 da olmuş, ben de evden çıkmadan Fatma Teyzeye detaylıca mesaj atmıştım. Mekan, nasıl gelmesi gerektiğini ve herhangi bir eksik olmadığını, sadece gelmesi gerektiğini, benim her şeyi ayarladığımı söyledim. Geçen seferki maskeleri de koymuştum çantama, gitmeden sadece eczaneye uğrayıp sprey almalıydım. Diğer sprey Hande Teyze de kalmıştı, malumu kullanması gerekmişti.