Taşşaklarımı vakumlar gibi emiyordu adeta Hande Teyze. Tüm döllerimi Fatma Teyzenin ağzına attırırken keyfimw diyecek yokt. İnanılmaz bir zevkti bu. Geriye iyice yayıldım, yavaşça bacaklarımı kaldırdım ve sağ bacağımı Hande'nin, sol bacağımı Fatma'nın omuzuna attım. Geriye iyice kaydım, Hande taşşak ve götüme odaklandı, Fatma'da biraz daha dikilip sikimi köküne kadar emmeye başlamıştı.
-Tek bacağı bile ağır yaa" dedi nazlanarak Hande teyze.
-Tosun tosun! " diyerek övdü Fatma Teyze derken;
• Gelin yanıma aşklarım" diyerek çektim kendime. İki yanımda çıplak, her yerlerimiz döl, tükürük, ter ve dağınıklık ile soluklanırken, ikiside bacaklarını benim üzerime atıp kılsız göğsümü öpmeye, yanaklarını dayamaya başlamışlardı. Çıkık parçalı göğsümü avuçlarına alıyorlardı. Ben de kollarımı iki yandan açıp, onların omuzlarından atarak göt yanaklarını sıkıp sıkıp duruyordum.
-Keyfin oldu mu Meteciğim? Hep diyordun üst üste koyarak sikicem sizi." Hande Teyze.
-Üst üste olmadı ama, yan yana siktim sizi, o dahi yetti. Ama dahası gelecek, unutmayın" diyerek alnına öpücük koydum.
Ardından planladığım şeyi anlattım, duruma göre hareket edeceğimi söyledim. Aralarından sıyrılıp kalktım, odamdan iki tane zarfı aldım ve onlara verdim.
-Dün bankadan çektim, sizin gelirleriniz. Bir ay oldu ya, hesapladım" dediğimde ikisi de birbirlerine bakıp "-Acelen ne aşkım" dedi HAnde, ama üstüledim, bunu yapmamaları gerektiğini ilk gün söylediğimi belirttim. İkisi de minnet dolu bakışlarla bana baktılar, ama zarfları almak yerine, ikisi de kenarlarına attı. Bu durum herkes için güven ve samimiyetin göstergesi iken;
-Ayrıca bakın size ne göstereceğim" diyerek laptopımı aldım kucağıma, sikim alttan fan bölümüne vuruyordu ama aldırmadım, başladım fansdaki mesajları göstermeye. Bir cuckold çiftinin bull arayışından bahsetmiştim onlara, onu gösterdim mesajı, açık çek verdiği, ayrıca kendi hesaplarına girerek, yollanan sik fotolarını, mesajların hepsini gösterince, ikisi de seksilikleriyle gurur duymaya başladıklarından, kadınlıkları kabarmıştı. O ara memeleri dikkatimi çekiyordu ikisininde, hala dik oluşları; dayanamadım birer kez emdim sırayla. İkisi de saçlarımı ve yüzümü avuçlayıp, bacaklarını ellerini bedenime sürüyordu. Laptopu kaldırdım kucağımdan ve karşı koltuğa bırakırken, ellerinden tutup kaldırdım ve banyoya doğru hepimiz çıplak gittik. Duş kabinine sığmakta zorlansakta, yine de süttüne sürtüne yıkandık, o ara tabi bir posta daha bu iki olgun anneye boşalmıştım.
Bir günde hem rahatlama yaşamış hem de planımı ve olayları üstünkörü açıkladıktan sonra o gün erken yattım. Yatmadan annemi arayıp hatır sormayı ihmal etmemiş, her şey yolunda olduğunu anlayınca iyi geceler diyip yatmıştım.
Nihayetinded babamın kaldığı villanın bahçesine gelmiştim. İn cin top oynuyor gibiydi villa girişinde ve evin içibe doğru bakıldığında. Birkaç polis olay yeri inceleme bandı olsa da, etrafta kimsecikler yoktu. Zaten yaz ayı da bittiği için, tatiller, izinler ve okul kayıt dönemleri gibi sorunlardan muhtemelen herkes yazlıktan evlerine gitmişti. Usulca etrafı kolacan ederken, ara ara köpek havlama sesleri gelse de, etrafta yoktu. Babamın buradan çıkarken ki görüntüsü canlansa da zihnimde, evin sol tarafından geçtim, bakımlı olduğu belli ama solmuş yapraklar ve kuruluktan sararmış çiçeklerin arasında yürüdüm, kirlenmiş havuzun etrafından dolaştım ve aşağıya doğru, bana dediği çitlerin olduğu tarafa dönünce, on-on beş adım sonra teller göründü. Hızlandırdım adımları, yüreğim ağzımda değildi desem yalan olabilirdi. Çünkü burada çok tehlikeli işler dönmüş ve faturası en çk belki de bana, aileme kesilmişti. Babamı kaybetmiş gibiydim adeta. Umudumuzu yitirmemiş olsak da, sonuçta hapisteydi, özgür değildi ve biz de istemsizce mimlenmiştik..
Uzaktan baktığımda sıralı palmiyeler vardı. Hemen hemen hepsis aynı boydaydı. Uzaktan ölçüp biçmeye çalıştım, en nihayetinde sağ tarafan üçünçü palmiyenin en geniş olduğuna karar kıldım. Yürüdüm hızla ve dibine vardım, etrafı kolacan ettim, iyice saklanmış vaziyette yanımda getirdiğim küçük keser ie (taksiye binmeden önce almıştım merkez ilçeden) yavaştan eşelemeye başladım. İlkten sert olsa da toprak, küçük beton çakıl taşları sanki sertleştirmesi için zemini konulmuş gibiydi. Kazdım, kazdım, kazdım, Yirmi dakika sonra epey bir geniş çukur oldu. Tahtaya denk geldiğimde, keserin ucuyla çekmeye çalıştığımda milim oynamamış olduğundan, çukurun geniş olduğunu anlamıştım ve derhal genişletmeye devam ettim.
Siyah orta-büyük sayılacak spor çantası gibi bir tane çıktı. Üzerinde çamurdan izler olsa da, kocaman ve içi full doluydu. Kalbim öyle bir atıyordu ki, iyice yere uzandım, toz toprak demeden çantanın fermuarını açtığımda kalim duracaktı. İçin full yüz dolar banknot deste doluydu. Bir tane mektup vardı.
Babamın bıraktığı mektubu gözlerim yaşlı okusam da, bunu neden yaptığını, yapmak zorunda olmasa da sırf bu dünyada bu kadar çok paralarla oynayan saçma salak insanların varlığını görmüş olduğundan dolayı bir hırs ile işe giriştiğinden girmiş, bizim geleceğimizi planlamaktan çıkmıştı. Hatta öyle detaylıdı ki, parayı har vurup harman savurarak dikkat çekmememi söylemişti.
2 hafta sonra..
Parayı özel bir kasa açtım ve oraya koyarken, bankaya bilerek takım elbise giyerek gittiğim için herkes beni bir zengin ailenin oğlu sanmıştı. Paranın yarısı evde, yarısı da şimdi özel kasada olduğu için bir nebze olsun rahatlamıştım. İçinde 4.5m dolar ve bir külçe altın çıkmıştı. Külçe altını özel kasaya koydum tabi. Diğer paradan da kriptoya yatırım, ardından 20bin dolar banka hesabıma yatırırken, Rümeysa denen gişeci kız(ilk günden denk geldiğim bankacı), gözleri parlıyordu. Anlamsızca bakmaktaydı ama, bir şeyleri tartıyor gibiydi. Dik duruşum, keskin bakışımdan kesin yaşımı ölçtüğüne emindim ki;
-Mete Bey, özel danışmanlık ve yatırım hakkında bilgi ister misiniz? Sizin yerinize bol kazanç getirecek danışmanlık düşünürseniz, sizi müdürüm Suzan Hanım ile tanıştırmak isterim" dedi.
Biraz duraksadım.
-Bilemiyorum.
-Kazancınız gördüğüm ve farkettiğim kadarıyla dolar. Bu parayı çok güzel katlayabiliriz.
-Siz ne kazanacaksınız? " dedim bekletmeden. Şaşırmıştı;
-Bunun için elbette biz de komisyon alıyoruz, ki sizden değil elbette. Bankamızdan. Bunu isterseniz size bir ara detaylı anlatırım. Tabi iş değil, arkadaş olarak" derken yüzü kızardı ve açık açık tanışma teklifi olduğunu düşündüm.
-Kartınızı alabilirim. Bugün meşgulüm. Ayrıca, 600bin dolar yatırabilirim. Müdürünüze diyebilirsiniz" derken, yüzü mosmor oldu gibi bir an. Patlak gözlü kızlar olur ya, normal bakışlı olan kız, bir anda hortlak gibi oldu.
-Elbette efendim" diyerek hızla not kağıdına yazdı numarasını ve ismini, verdi. Tırnaklarındaki oje öyle bakımlı ve titizce sürülmüştü ki, kendisini planladığı hayat ile yaşadığı hayatın tutarsızlığını, kendisini çekici bulacak hal ve hareketler yaparak avuttuğunu anlayacak kadar birkaç popüler psikoloji kitabı okumuştum.
Bankadan çıkınca Hande Teyzeyi aradım ve buluşmak için her zamanki AVM'mize çağırdım. Aynı tarz sarılma, öpüşme derken, ilk gördüğüm Hande Teyze ile şimdiki Hande bir değildi. Net bir on yaş fark vardı. Buna elbette spor ve yoga etki etti ama, onların seks hayatındaki gelişiminde ruhani olarak etkilediğini, beni; kendimi bile daha olgunlaştırdığını düşünmeye, adam olduğumu hissetmeme sebep olmuştu bu yeni hayatımız. Yemek katına çıktık, yemeklerimizi aldık(fastfood), konuşmaya başladık;
-Dediğini yaptım sevgilim, külçeyi ve tam yarısını koydum özel kasaya. Bugün 20bin$ bankaya koydum, o hesabı açan kız bana öneride bulundu, ki zaten benim banka hesabıma gelen dolardan sonra bakışları değişmişti" dediğimde Hande Teyzenin bakışları sertleşmiş ve yemeyi durdurmuştu. Sert sert bakarken mavi gözleri alev alevdi adeta.
-Eeee?
-Birkaç yatırım önerdi, ben de düşünmeliyim dedim. Ayrıca kripto denen zımbırtıyı duymuşsunsur" kafasını salladı; "-Ona yatırdım az, değerleneceğinden eminim, ve ayrıca sana hediyem burada, ve bu" diyerek küçük kolye çıkardım çantamdan, ona uzatırken yüzü pembeleşmiş, gözleri az evvel şiddetle bakarken şimdi cam gibi saydamlaşmıştı,
-Alamam. Bu para senin Mete. Hiç hoşlanmıyorum. Ayrıca, bu ne oros..." gibi derken alttan bacağına uzandığım gibi sıktım diz kapaklarının üzerinden. Bu sefer sert olan bendim;
-Sakın! Sakın..." derken sustu, yüzünü acı ile ekşitti.
-Sana yakıştıramıyorum bu tür eski kafalı düşünceleri. Silah zoruyla mı veriyorum sana? Ayrıca hani biz ortaktık? Öte yandan para bende yakalansa, daha büyük sıkıntı olacak! Manyak manyak konuşma. Anneme de diyemiyorum, yavaş yavaş diyeceğim. Sen ve Fatma biliyor. Biraz yardımcı ol bana. Hayret bir şeysin. Ayrıca, sevgili değil miyiz? Çatır çatır sikiyorum seni, daha neyin yok hayırı bu! Ben ne dersem o! " dedim otoriter bir şekilde.
-Uyuz ediyorsun beni. Para düşkünü gibi..." dedi o da kızgındı.
-Bir plan var aslında, ama biraz vakite ihtiyaç var. Birkaç kişiyi daha ekibe almak zorundayım.
-Ne ekibi?
-Liste işte, içerik" dedim elimle pompa işareti yaparak.
-Kimi düzersen düz!" dedi, kıskanıyordu beni, hoşuma gidiyordu.
-Güzellik merkezi işletmesi açacağım. Araştırıyorum. Hem Fatma Teyze de orada seninle ortak olur. Ayrıca ikinizde bir ömür diri, genç ve rahat yaşayacaksınız, benimle" derken öpücük yolladım. Bu fikri duymak ve her zaman albeni olacağını düşünmek, sosyetedekiler gibi olma düşüncesi, onunda aklına yattığını farketmiştim.
Anlamamıştı ilk anda ama detayları anlatmaya başlayınca, aslında bu güzellik merkezi adı altında bir nevi parayı değerlendirip, katlama imkanı ve çeşitli kaliteli orospularla içeri üretme şansı da doğacağını anlatmamla, benim bu kadar param olmasına karşın neden böyle şeylere devam ettiğime anlam veremiyordu. Ben isee ona; "-İnanki geleceğimiz imparatorluk olacak" diye geriye yaslanıp kendimden emin oluşumun onda yarattığı gururu bana bakışlarında görüyordum.
Yemeğimizi yedik, birkaç elbise bakmaya devam ederken onun belinden tutup, kendime yaslıyordum. Kimse artık umurumda değildi. O gün bol bol öpüştük ve sarıldık, götünü mıncıklayarak geçirdik.Saat 16.00 olduğunda, Fatma Teyze'yi aradım, evde Reyhan olmadığını bildidğimden (staj yapıyordu), ona doğru yol aldım. Kapıyı kapataak girdiğimde, diz hizasında bol gündelik etek giymiş olduğunu, çıplak ayak ile parlayan bacakları dikkatimden kaçmadı. Elimden tutup salona götürdü ve yan yana oturduk. Sarıldım ona sıkıca, kilo vermişti ve göğüsleri standart üstü büyük olması, karnının geri çekilmesi ve kollarının incelmesi(dumbell ile çalıştırmaya başlamıştım), epey bir yağ yakmışlardı. Ama bel inceliğinin aksine dolgun götü, iki tane Hande Teyzenin götü yapıyordu. Yumuşacıktı. Yapıştık dudak dudağa. Zaten Hande teyzeye kaldırmıştım, Fatma teyzede indirecektim.. Epey bir öpüştük ve dilini kullanmayı, dudaklarıyla dudaklarımı emmeyi epey geliştirmiş, bacağını üzerine atmışken ben de ellerimle yandan eteğinin içine sokmuş, sütun gibi bacaklarını okşuyorken;
-Altımda bir şey yok" diyerek doğruldu ve ince kot pantolonumun fermuarını ve düğmesini açarak indirdi dizime. Ardından kucağıma çıktı ve sikimi hizalayarak, o sımsıcak, etli am dudaklarının genişliğinden süzülerek içeri girişiyle sıkılaşan ve cayır cayır yanan bu karıyı hissetmek, inanılmazdı. Ellerimle sardım onu ve yavaştan hoplatmaya başlamışken ağzımın içine tükürüğünü doldurmaya, ardından çenemi emmeye başlamıştı. İnanılmaz zevk furyasıydı. Ayaklarımın ucuna geçtik, iyice kaydım koltukta ve dizlerimi aşağı yukarı kaldırarak seri seri girmeye başlamamla kıyafetli Fatma Teyze feryat ede ede "-OHHHH. OHHHHH. Gir aşkımmm" diye inlemeye başladı. İnanılmaz bir kadın çıkmıştı, ya da yılların verdiği monotonluk, değersizlikten sonra benim gibi biri ile bu yaşadıkları, muhtemelen fantezi dünyası içinde dile getirmeden, sadece aklında kalan fantezilerin gerçek oluşuyla iyice değişime uğramıştı. Bu anları yaşamak, hissetmek isterken, ben de çatır çatır girip çıkmaya, etekli götünün sallanışına ekstra tokat atarak " pat pat" ses ile iyice zevke geldim. Taşaklarımdan zevk suyu akıyordu.