-Bitiyorum sana Fatma! Offf, karı gibi karısın aşkım!" diyerek onu kucağıma aldığım gibi sırt üstü yatırdım, sonrasında bacakları açarak amına girmeye başladım.
Taşaklarımın şak şak sesi ile salonlarında düzerken, ellerimi tşirtün altından sokarak avuçlamaya başlamamla;
-Ahh aşkım! Ahh Meteciğim. Bedenimin her yerini kullanman delirtiyor beni! Sik beni oğluşum" diye verdiği gazla nefesimi tuttum, memelerini öyle bir sıktım ki, üzerine abandım, ama ne abanma! Tüm bedenimi sanki amına sokmaya çalışır gibi şınav pozisyonunda girip çıkarken harika bir zevk dalgası, onun bacaklarını belime kilitlemesi ile koltuğun içe göçmesi bir olmuşken, çok güzel bir şekilde amına boşalmaya başladım...
Amının içinden çıkmadım, dirseklerimi onun kafasının yanına koydum, gözlgöze sevilmeye devam ettik. Fısıltılar le birbirimize minnet ve serenad ederken, "iyiki" kelimesi çokça geçiyordu. Nefes nefese öpüşmektükten sonra doğruldum, o da amını tuttu, avucuyla gelen döllerimi eteğine sildi. Ayağa kalktı, eteğinin bir ucunu tutup bana yönetti; "-Sil aşkım sikini" dedi. Eteği tutan elini öptüm, sildim sikimi sonrasında da giyindim üzerimi.
Hande Teyzeye ne dediysem, kopyala yapıştır misali anlattım, Hande'nin kıskanç bakışlarına nazaran o anlayışlı, kafasını sallayarak dinledi. Yaptığım paylaşımı anlattım, sonrasında neler yaptığımı. Hande teyzeye kolye almıştım, ona da bileklik. Değerleri hemen hemen aynıydı, kaliteli altındı. Birinci sınıf işçilik.
-Oğlum ben bunu alamam!
-Ne demek alamam? Hande de kolye için öyle dedi. Kabul edeceksin.
-Kabul etsem ne olacak, bizimkiler görse bunu bir dünya tantana. Verdiğin o paraları bile harcayamıyorum ki" diye haklı sebeplerini sayınca, elini tuttum.
-Olsun, sakla. Benim için" dedim.
Kabul ettikten sonra da, açmayı planladığım güzellik merkezi hakkında konuştum, ayrıca bu sayede gelen paranın da yolu belli olacağını belirterek, neşelenmişti. Ama ikimizde biliyorduk ki, bu işler nasıl olur, nasıl işler en ufak bir bilgimiz yoktu. Onun için bir müddet bekleyip, benim biraz araştırma yapmam üzerine anlaştık.
İki kadın idare etmenin havası, hem de birbirlerinden gizlisi olmadan, inanılmaz bir şeydi. Süper bir hissiyatla eve gittim. Ayna da kendimi kontrol ederken, annem aradı.
-Yarın seni alırım o zaman.
-Tamam oğluşum, hadi görüşürüz. Kapıyı camı kilitlemeyi unutma, erken yat.
-Tamam anne, iyi akşamlar, iyi geceler şimdiden, ben de seni seviyorum öptüm.." diye kapattım.
Anneme sürpriz yapmaya karar verdim ve sıpaları ile ünlü, kaplıcalarda bir bungalov tutmaya karar verdim. Böylece hem anne oğul gezmiş, hem de stres atmış olacaktık. Bölgeyi zaten herkes biliyordu ve meşhurdu. Tek pürüz, annemi oraya götürürken otobüse binecek olmamız. Ehliyetim yoktu, annemin vardı. Ama o zaman ne sırrı kalırdı ki, gidecek yeri annemin bilmesinin? Ayrıca neden ehliyetim olmadığını da hiç düşünmedim. Para vardı, her şey yolundaydı, araba da pederin vardı, annem onu pek kullanmazdı, ki zaten o araçta en son polis deposuna çekildiği bilgisi verilmişti arama/tarama için. Yani onu merkezden gidip almak gerekecekti..
Annemi almaya gittiğimde teyzem Asuman beni gördüğüne çok sevinmiş, boylu poslu oluşumla gururla bahsetmişti. Sabah erkenden evden çıkmış, kahvaltıya teyzemee varmıştım. Annemin sulu öpüşlerine, teyzemin de öpücükelriyle beraber sıcak bedeni eklenmişti. Teyzem Asuman 50 yaşında, zayıf denmeyecek ama kilolu da olmayan bir tipti. Fit görünüyor olsa da yüzünde kırışık vardı ama, annem gibi yeşil gözleri ve kahverengi saçları ile, giydiği dar kotlarla orta halli tipik Türk kadını denebilirdi.
Yanıma aldığım çantayı evden çıakrken sormuştu annem;
-Oğlum ne var o çantada öyle tıka basa? Spor malzemeleri bu kadar çok mu?
-Sürpriz anne.
-Aman oğlum, sürprizlik halimiz mi kaldı. Hadi gel şu karşıya geçelim, taksi yolu o taraf" diyerek koluma girmiş çekerken onu durdurdum, yaptığım bir plan olduğunu o sebepten beklememiz gerektiğini, uygulamayı gösterip, bizi almaya gelen bir araç olduğunu söylediğimde şaşkınlıkla beraber;
-Evladım, paran nereden var? Kafana göre plan yapmaktan ne zaman vazgeçeceksin? Artık tutumlu olmak zorundasın hem, ne konuşmuştuk seninle?" diye saydırdı bana ama, beklenen bir şey olduğundan takmadım.
Nihayetinde VIP denen minibüslerden bir tane geldiğinde, ciddiyetimin farkına varmış, susmuş ve benimle beraber araca binmişti. Şoför sadece merhaba demiş, yol boyunca hiç konuşmamıştı. Zaten arka bölme kapalı olduğundan, hiç göremezdi. Adresi biliyordu.
Annem yol boyunca gittiğimiz mesafeden tedirgin olmuş;
-Meteee, insanı deli edersin. Söylesene oğlum nereye?
-İnzivaya çekiliyoruz anne oğul anneciğim. Hem sen sussana ya, yanında erkek adam var. Biraz güven!" diye sitemli diyince birden kıkır kıkır gülmeye başladı.
-Ay benim oğlum erkeklik mi yapmak istiyor? Tamam kuzum" diyerek ellerini uzatarak yanaklarımı avuçladı ve saçımla oynarken alay etmeye devam etti. Aracın rahatlığından memnun kalmış, ayakkabılarını çıkararak uzatmıştı hemen yanımdaki boşluğa. Gözlerini kapayıp, ara ara camdan yeşillikleri izleyerek sonunda tutmuş olduğum bungalov evin mekanına varmıştık. İndik ve bizik karşılayan görevliler nezdinde kayıt işlemlerini yaptık, detaylı bilgiler ile yemek saati, çevredeki olanaklar ve imkanlarla, bizi kalacağımız eve kadar eşlik ettiler. Annem yanımda sadece kafa sallayarak anladığınu belirten şekilde durmuş, adamlarla birebir ben sorular sorarak, ulaşım ve herhangi aktivite olup olmadığını sorduğumda;
-Tesisimizde şuan kış ayı olduğu için eğlence hizmeti vermiyoruz yalnız, tesise özel ulaşım araçları sizi yakın mesafedeki, maksimum 10 dakikalık yol üzerindeki meyhane, gece kulübü, pavyon veya restoranlara götürebilir. Sadece şu tarafa giderek" derkeb eliyle otopark gibi yeri gösterdi. Anladığımı söylerek ayrıldık yanından.
-Oğlum, sen nereden buldun bu kadar parayı? Doğru söyle?
-Anne keyfine bak, biriktirdim. İnan ki çalmadım.
-Ee bi zahmet, çalsaydın bari. Nereden buldun burayı?
-Sen teyzemdeyken planı yaptım. Malum en son seninle yaptığımız plan boka sarmıştı, onu telafi diyelim. Burada bol bol kaplıcaya girer, buhar banyosu derken, orman havası ile inzivada anne oğul dinlenir, yaşadıklarımızdan arınırız. Kötü mü düşündüm?" dedim.
İki adım atarak sarıldı sıkıca bana ve birden ağlamaya başladı. Son haftalarda çok sık ağlar olmuştu ve gözlerinin altı, bu sebepten morarmaya, yüzünde de kemikler belli olmaya başlamıştı. Ben de ona sarıldım;
-Anne! Ağla diye getirmedim, sevin diye getirdim. Ayrıca sen kilo verdin hee!" diye lafı değiştirdim.
Birden iç çekerek kendisini toparlamak istedi.
-Kilo mu verdim? Nereden anladın? Ayrıca keşke.
-Önceden sarılırken et yağ gelirdi, şimdi sırtındaki kemikler, omuzların battı" diye kahkaha atınca,
-Manyak" diye bir daha sarıldı..
Bungalov, iki metrelik bir hol, bir ufak oda tek yataklı, bir de çift kişilik yatak vardı. Oturma odasıda kutu gibiydi ama biraz daha genişti. Şömine dahi vardı ve duvarlar kalın ağaçlardan yapılmıştı. En yakın ev ile arada 30 metre vardı. Bungalovlar arasında taş yol, ışıklardırma ise nostaljik sokak lambalarındandı. Annem duşa girmişri, üzerindeki yorgunluğu atmak için. Ben de o ara şömineyi ateşlemeye başladım. Zaten kütükler hazır durmaktaydı. Annem mırıldanarak duştan çıkınca, ben de etrafı kolacan etmeye, arada camdan bakıp ortama alışmaya çalıştım, Sonra ben duşa girdim, o ara annemde şöminenin karşısına gelmiş, saçlarını kuruluyordu. Teyzeme gitmeden evvel koyu kestane denilen renk yapmıştı, hafiften kızılımsı yayıyordu, yüzünde rahatlama ile beraber rengi yerine gelmişti.
-Hızlı çıkarsın da yemeye gideriz oğlum. Ben acıktım. Hem belki kaçırırız akşam yemeğini" dedi.
-7ye kadar açık anne, sorun yok, sen keyfine bak. Ayrıca istersen akşam başka bir yere gideriz?" dedim.
-Nereye?
-Seni kulübe getirim" dedim gülerek.
-Asla. Ben ve kulüp.
-Ben de hiç gitmedim anne, gel gidip bir şeyler hafiften içer, geliriz. Sen gittin mi daha önce?
-Bir kere, ama o zamanlar böyle değildi. Alkol vardı mekanda da, pub bistro gibiydi. Böyle filmlerdeki gibi dım tıs dım tıs yoktu" diyince ikimizde kahkaha attık. Keyfimiz son derece yerindeydi ve umduğum gibi başladığına içten içe sevinirken, annemi mutlu etmek beni de rahatlatıyordu. Çevremde olgun kadınlara karşı şansım yaşıtımdakilere göre çok çok iyiydi. Ama ne yalan söylim, Hande ve Fatma teyzeden sonra kendimi tam bir olgun hissetmee, kendime güven vermekle beraber, kadın doğasını anlamaya başladığımı farkediyordum. Ayrıca bazen onlara bırakmak gerektiğini de anlamıştım, bir şey planlayıp, yorumlarken mesela, kendi isteğimi diretmeye gerek yoktu. Ama yatakta tam bir dominantlığı tek geçmeleri, benimde işime geliyordu. Ama tuhafıma da gitmiyor değildi ama, bu durum şu anki konu değildi.
Sıcak suyun vücuduma değmesi ve Hande ile Fatma teyzeyi anmamdan dolayı sikim hareketlenmeye başlamıştı. Kendimi küçük duş/jakuzi karışımı küvete bıraktım ve suyun tepeden sımsıcak vurmasını hissederken, kalkmaya yüz tutan sikimi okşamaya başladım. Sıvazlayıp otuzbir çekmeye başladım ama nafileydi, sertleşmesine sertleşiyordu ama, o boşalmaya gelmem gereken hisse ulaşamıyorken, nefes nefese kaldığımı farkettim ve annemin;
-Hadi Mete, acıktım" diye sesiyle hızla vücuduma sıçrayan sabunu yıkamadan, koltuk altımı sabunlayıp, taşaklarımı da o sabunla yağlama yaparak durulayıp çıktım. Baksırımı giyerken sikimi yana yatırdım, eşofmanımı giydim. Ama tam olduğundan dalga belli oluyordu. Biraz aynada kendime baktım, yüzüme soğuk su vurdum, ki kıpkırmızı olmuştum, ikinci seslenme gelmesin diye çıktım.
Annem kırmızı bir penye ince gömlek, altına da siyah deri tayt giymişti. Bu nereden çıkmıştı bilmiyordum ama, altına da siyah sneakerlarını giymişti. Yüzünde de kırmızı ruj, az rimel ve saçlarını da dalgalı açık bırakmıştı. Üstten üç düşme açık, memelerinin tam arasından yarım karış açıktı.
-Öhö öhö! Anne?" diyince sırıttı düzgün dişleriyle.
-Yemekten sonra bir tek atarız!" dedi göz kırparak.
-Tamam da, bu tayt nereden çıktı? İlk defa gördüm" diyince etrafında döndü.
-Teyzenle dün değil evvelsi gün, markete çıktık, dönerken de iç çamaşırcıya girdik bir kaç sütyen almaya, orada gördüm. Bak etiketini bile şimdi çıkardım" diyerek bana gösterdi.
-Demek zamanlamam harika, test sürüşü için malzeme de çıktı değil mi" diye güldüm.
-Valla planlasak olmaz. Olmuş mu? Normal tayt gibi ama, sanki biraz daha sıkı görünüyor. Sence giyim mi yoksa kot mu giyeyim?" diye sordu.
Ne desem bilemedim. Kadına şimdi kulübe gidelim diye gaza getirdik, oraya da öyle öuhafazakar tipler gibi giyinip gidileek değildi herhalde, elbette seksi olunmalıydı diye düşündüm. Ayrıca ben vardım, ne olabilir ki amına koyim diye iç geçirirken;
-Bence çok ciks olmuşsun anne, özür dilerim ama, bugün talibin çıkar, benden söylemesi" diyince yüzü düştü.
Yanlış anlamıştı. Daha peder ile boşanmamış, mahkeme devam ederken, birden başka biri fikri ona hakaret gibi gelmişti. Ben o manada dememiştim tabi. Hatta üstelik o cezaevinde, biz eğlenmeye düşüncesi de kafasına girmişti. Hemen kırdığım potu toplamak için atladım üzerine;