-Bana anlatır mısın Hande ile olanları. Lütfen, açık ol, benden bir şey saklamak aşkım. Ben seninim, sen de benim. Ama, seni anlarım. Gençsin, harikasın.. ama güven, güvenmek ve her zaman sığınağım olmanı istiyorum" dedi.
Açıkça her şeyi anlattım, olayların nasıl başladığını, ilk videolarımız, sonra kendisiyle yaşananları. Benim nasıl bu tarz bir şeye giriştiğimi, Hande Teyze ile nasıl yakınlaştığımız derken, döllerim sikimin yanından taşaklarıma, oradan götüme süzülürken; ara ara sıkıp bırakması amını, sikimi kaldırmış, alttan ona inceden inceden yukarı doğru ittirmeye başlamışken, o da içinde sertleşen siki hissediyor, götünü ileri oynatmaya başlamışken, bana öpücük verdi. Sulu sulu dudak dudağa öpüşürken;
O akşam düşündük etraflıca ve sürpriz yapmak için habersiz olması gerekiyordu. Ama her güzel geçen günlerin sonu olduğu gibi, ailemin ve çevremdekilerin de kendi yaşamların da gelişen bir takım kötü olaylar, kabus gibi vukû bulmaya başlayacaktı. Belki de hayat; bazı olayların yaşanması için doğru fraksiyonların oluşmasını beklerken, aynı derecede yeni olaylar silsilesinin kapısını açmak için bu olayların itici gücünü kendisine zorunlu kılıyordu. Her ne olacaksa, olmaya başlamıştı sanki..
O gece hesap işini halletmiş, videolardan bazı kesimleri ayıklamış, bu pozisyonları tekrar izlerken erekte olsam da, sikimde derman kalmamıştı. 4 posta yeterliydi. Video kaydından aldığım görüntüleri ve birkaç saniyelik anları onlyfansa yükledim. İlk olarak 1$ olarak koyarken, iki üç tane fotoyu, delikler(am göt) olmaksızın free koymuştum. Malzemenin kalitesi belli olsun diye. Hesap ismini de, "turkishlatinass" yaptım. Göte ve tene tek uygun isim buydu. Ondan sonra Hande Teyzenin ayak hesabına geçtim ; herkese öpücük kalp ile karşılık verirken, gelen dm kutusuna yarak resimleri dahil onlarca görseli direkt sildim. Birkaç bacak boyu resmi ekledim. O an farkettim ki, hesaplar hızla büyüyordu... Yatağa uzanmadan wcye gitmeye kalktığım da, saat gecenin 2 sularıydı. Tam annemin odasından geçerken, yatak gıcırdısı sesini duydum. "AHHH, IHHHH" fısıltıları kafama şimşek gibi çakarken, elim ayağım titredi. Hemen yatağa geri döndüm ve kafamı yastığa gömdüm. Annem tedirgin olmasın diye, banyo kapı sesi, ışık sesi olmasın diye, odama geri dönmüştüm...
Sabah, düne göre daha fazla keyfi yerindeydi annemin. Yüzü gülüyordu, çok konuşuyordu. Rahatlama iyi gelmiş olmalı diye düşünürken, Fatma ve Hande Teyze içinde böyle değil miydi? Onların isteği, açlığı oluyordu da, annemin mi olmayacaktı, düşüncesi aklıma gelince, bu düşünceleri hemencecik kovuşturdum. Kısa diz hizasındaki gri taytı ile, epey belirgin vücudunu süzdüm göz kararı. Birden arkasına dönünce elindeki omlet tavasıyla, göz göze geldik. Gözlerini kısıp baktı, ben gülümseyince o da hemen gülümsedi.
-Güne enerjik başlamak diye buna denir değil mi anneciğim?" dedim.
-Evet. Senin gibi düşünceli, akıllı, naif bir çocuğa sahip olan herkes mutlu olur" dedi, ellerini kafama uzattı ayaktayken ve saçlarımdan öptü. Beline sarılıp kendime çektim ve karnına kafamı dayadım.
-Sen yeter ki mutlu ol anne, gerisi kolay" dedim.
Kahvaltıdan sonra çantaları ayarlama üzerine anlaştık, ama ben pek bir şey almayacağım için, dışarı çıkacağımı, Mert ile buluşup, az takılacağımı anlattım. Mert ile buluştuk, sahilde tur atarken Serap onu aradı, ben de ona kafeye işaret ederek, oraya gittiğimi işaret ettim. Ben de o ara kafeden içecekleri aldım, masaya dönerken saat 4de geliyordu. Telefonum çaldı. Fatma teyze arıyordu.
-Canım, napıyorsun?
-Mert ile kafede oturuyorum Fatma teyzem. Sen nasılsın?
-Harika! O, o masaj inanılmazdı. Teşekkür ederim!..." diyerek bana olayı hızlı, nefes nefese anlatmaya başladı. Tüm eklemleri ovulmuş, bedeni komple yağa batırılmış gibi olmuş, ayak masajı, memelerine masaj, göt deliğine dahi masaj yapmışlar ve; "-Çekik kız kıkır kıkır gülerek; 'harika vakit geçirmişsiniz hanımefendi' diyerek, deliğimle dalga bile geçti. " Utandım ama, masaja başlayınca, önüme bile masaj yaparak, boşalttı beni! İnanılmaz. Hele tenim, o sürdükleri krem, ağdalar! Valla gençleştim 10 yaş bebeğim!" diye çığlık atar gibi konuşuyordu. Ben de ona sessiz sessiz; "-Azdırma Fatma Teyze, yarın pederin yanına, Muğla'ya ziyarete gideceğiz zaten, uslu dur!" dediğim de, şen şakrak kahkaha attı. "-Bol bol ayak, bacak, domalma, taytlı, ojeli foto çekip, bana yolla. Yeni sahte instagram ve fans da paylaşacağım" dediğim de, zaten ona her şeyi anlatmış olduğumdan, tamam dedi.
Mert'in yanına döndüğüm de;
-Neredesin oğlum, 1 saat oldu!
-Tel kanka, annem bir şey istedi. Yarın gidiyoruz ya.
-Ne kadar kalacaksınız?
-1 hafta maksimum.
-İyi, özlemem kanka" dedi, omzuma vurarak güldü.
Yakından bakınca, annesine benzediğini artık daha çok farkediyordum.
-Serap ile vuruşlar nasıl geçiyor " diyince kahkaha atarak, etrafı kolacan ede ede telefondan sakso ve domalıp götünden siktiği videoları gösterdi. Ama hepsi 10saniyelik falandı.
-Vay vay, sen de neymişsin kanka! Helal! Dalga da falga hee! Yerli sins" diyerek onu onure ederek, kızarmaya başlamıştı. Siki içindeyken pek belli olmuyordu.
Videolar bittiği sırada babası aradı. Akşam onun ofisin olduğu yere gelmesini istedi.
-Kanki, akşam babamla sana geçen bahsettiğim GYM e gideceğiz, Serap dün kayıt oldu, anneme demiştim de, babanla konuşurum demişti. Konuşmuş sanırım " dedi gülerek.
-Bizimkine gelseydiniz ya?" dedim yalancıktan.
-Kanka Serap' a ters.
-İyi amk" diyerek kapattım konuyu, ama içimden mutluluk geçti.
Biraz daha otururken saat 4.30 olmuştu. Yavaştan kalktık, o da babasının mekanına gidecekken, ben de eve dönüyordum ki, Hande Teyze aradı:
-Aşkım, nerdesin?
-Mert ile kahve içtik aşkım, eve dönüyorum. Oğlun da babasının oraya geçti.
-Hemen bize gel.
-Size mi?
-Gel çabuk. Gelince konuşuruz." dedi kapattı. Bir sorun mu vardı anlamadım. Telaşlandım ve hızlı, yarı koşar adımlarla onlara doğru yöneldim. 15dk yürüdükten sonra kapıya geldim, zile bastım. Anında açıldı.
Üst kata çıktım tek nefes, kapı aralıklıydı ve girdim. Ayakkabıyı çıkardım, Hande Teyze mutfaktan geldi hemen;
-Aşkım benim! Kuduruyorum! O çekik kız, neler yaptı neler! Fena azdım. Vaktimiz az! Sertçe sik beni!" diye ne olduğunu anlamadan dudaklarıma yapıştı. Biraz öpüştükten sonra kucağıma zıpladı, saçımı çeke çeke dudaklarımı ısıra ısıra ayaküstü adeta yiyişmeye, nefessiz dillerimizi emmeye başladık. Kucağımda indi;
-Yarın gideceksiniz ya, dayanamadım. Sikip git beni" diye öyle ışıl ışıl bakıp, şehvetli konuşuyordu ki, sikim kazık gibi olmuştu. Fena azgındı. Elimden tutarak beni Mert'in odasına götürdü.
-Burada sikince daha çabuk geliyorsun, fantezici sevgilim benim" dedi.
-Sana ne oldu Hande! Kudurmuşsun ya.
-Sen yaptın piç kurusu. Aşığım sana. Bugün Fatma ile konuştuktan sonra, kıskançlıktan ölecektim!
-Sen, sen özelsin ve hep öyle olacaksın! Sakın bir daha olumsuz bir şey düşünme" dedim, o üzerindeki tek parça çiçekli elbiseyi indirince, çırılçıplak karşımda dolgun memeleri ve kıvrımlı hatları ile karşımda durdu. Yatağa uzandı, bacaklarını açtı. Eliyle am dudaklarını aralayarak; "Annecik yuvasının dolmasını istiyor.." dedi sesini incelterek rol yaptı..
Bu kadına bir şeyler olmuştu. Ama, süper olmuştu.. Karşısında ben de bir çırpıda soyundum, sikimi elime aldım, füze gibi dikilmişti. Dudaklarını ısırırken, amını parmaklıyordu, oğlunun yatağındaydı. Elime tükürdüm, sikimin kafasına sadece sürdüm; "-Offf" dedi bu hareketime. Üzerine gittim, sikimi amına hizaladığım gibi, sikimi içine ittim. Derinden bir inleme ile nefesini verirken, sulanmış amı yara yara girdim en dibine kadar.
Bacaklarını belime sardı, ben de üzerine eğildim, dudaklarımız birleştiğinde, ben seri seri onun bacaklarından gelen destek ile girip çıkmaya başladım, ardından göğüslerini tuttum, sıka sıka basıyordum. Yatak da Hande Teyze de aşağı yukarı kayıyordu. Amını kasıyordu ve derinden inlemekteydi. İnanılmaz bir gariplik vardı karıda. "-Sik.Sik bebeğim. Kankanın annesini bağırtarak yar. Dölle bu orospu karıyı." diye kafasını sağa sola sallıyor, bacaklarıyla iyice kendisine yapıştırıyorken dibine kadar am duvarına soka soka çatır çatır dipliyordum. Zevkten fen bir hal almıştık.
Ellerini göğüs kaslarıma atarak avuçladı, ara ara sıkıyordu. Ben ise amını yarar gibi girip çıkarken, bacakları omuzuma attım. "-Güzel orospum benimmmm" diye çatır çatır sikmeye başlayınca sırtımı çizmeye başladı. Öyle bir bağırmaya başladı ki, sanki onu kesiyordum. "AAAAHHH. AYYYYYY." diye feryat ediyordu.
İçinden çıkmamla ohlaması bir oldu.
-Süpersin aşkım. Sikine kurban olurum senin." derken yanağına hafifçe şaplak attım.
-Çok konuşma, domal!" dedim.
-Emrin olur kocacım" diyerek domalınca, yerimi aldım. Belinden tutarak direkt götüne girince, öyle rahat girdim ki, şaşırdım.
-Ne oldu buraya? Siktirdin mi lan yoksa?" dedim merakla.
-Ahhhh, hayır. O kız, Tai mi ne, öyle parmakladı ki, yağlı yağlı, sen demişsin. Seni oğlum sandı, ama sonra sikicim olduğunu anladı" derken üzerine yatarak çullandım üstüne. Yastığa gömülmüştü kafalarımız. Mert'in teri kokuyordu ama, annesine girerken, öyle bir zevk veriyordu ki, bu karıyı sabaha kadar sikebilecigimi düşündüm..
Derinine saplaya saplaya girdim çıktım beş dakika. Sona geliyordum.
-Gelcem aşkım " dememle, "-Götüme gel, dölle!" Dedi.
Üzerine bir uzandım ki, adeta taşşaklarım bile içine girmiş gibiydi. Yumuşacık bedeni altımda ezilirken, onun kendi parfümü buram buram burnuma geliyordu. Kulak memesini öptüm, ağzıma alıp, emmeye başlamamla "ımmmm" diye inleyip, hızlı hızlı nefes alışından beni bile sarsıyordu hafifçe. Dilimi kulağının içine sokarak yalamaya başlayınca, götünü sıkıp bırakmaya başladı. Ben de kerkinmeye devam ediyordum. Boşalmama rağmen sikim dik ve sertti.
-Ez aşkım! Bugünkü masajdan sonra ezilmek, aman allahım!" diyerek kafasını gömdü yastığa..
Onun bu histerikli azgınlığı ile ben de ileri geri yapmaya başladım. Bacaklarımla onun bacaklarını iyice birleştirdim, götüne oturur vaziyete gelerek saplamaya başladım. Döllerim ile götündeki sıvı birleşmiş, cuk cuk ses çıkartıyordu. Ellerimi saçına attım, iki kuyruk gibi tuttum, çeke çeke saplamaya başladım.
-Götünü siktiğimin karısı. Nasıl iyi mi?
-Çok iyi. Ahh! Devam et, sik karını, sik kankanın orospu anasını!" diye inlemeye başladı.
Bu kadında bugün kesin bir şey vardı. Onu omuzlarından çekip, ters kucağıma aldım içinden çıkmadan. Tersten götüne çakmaya başladım, ara arada o oturup kalkmaya başlayınca, belindeki ellerimi karnına dolayıp, yapıştırdım kendime. Memelerini arkadan avuçladım, hunharca sıkmaya başladığım da, kafasını, yanağını benim yanağıma sürmeye, kıvranmaya başlamış, elini amına atmıştı. Sikim götünün içinde nerelere değiyordu kimbilir ama, dayanmıştım ve hissediyordum onu. "-Ihhhh. Ahh. Mmmmm" diye vücudumda yılan gibi süzülüyorken, götünü kasıp kasıp durdu. Meme uçlarını sertçe çekiyordum. Fena olmuştum. Ellerimi bacaklarına attım, toplayıp geri çektim. Top gibi olmuştuk, sikim götündeyken karnımda aşağı yukarı oynuyor ve öyle çakmaya başladığım da, çok geçmeden boşalacaktım ki, ittim onu üzerimden.
-Gel gel çabuk!" diyerek doğruldum, kafasını tuttum ve götündeki sıvı ile parlayan sikimi hızlıca ağzına soktum. Şaşkınlık ve panik ile ne yapacağını bilemedi, bense sol elim sarı saçlarında, sağ elimle sikimi kökünden tutmuş ağzına girip çıkıyordum ki; "-Ohhhh" diye haykırarak ağzına attırmaya başladım. Eme eme yalamaya başlaması dizlerimi titretti hassaslıktan ve bir süre emmeye devam ederken, öğürmeye başlamasıyla geri çekilerek banyoya gitti.
Saat 5.30 a gelmekteyken Hande Teyze ıslak ve kıpkırmızı suratla geldi odaya tekrar. Ben Mert'in yatağına yayılmış soluklanıyordum. Bacaklarım ayrık, dal taşşak sarkık uzanırken başıma kadar geldi, beni dudaklarımdan öptü. Tutup onu üzerime aldım tekrar, 2 dakika gibi yiyiştikten sonra, hızlı doğrulduk.
-Saat 6'ya geliyor, ben gideyim aşkım. Yarın zaten yolculuk var. Ama seni de bırakmak, üzücü " dedim, baksır ile ona sarılarak.
-Onun için çağırdım zaten, gitmeden söndür bu ateşi diye bebeğim.
Hazırlandım, kapıdan çıkarken götüme şaplak attı. Kıkır kıkır gülüyorduk. Dışarı çıktım, doğruca eve giderken, hızlı ama ateşli seks harika gelmişti gerçekten. Sekste de artık sınır tanımaz olmaya başlamıştım ve bunu bu iki kadına da yansıtarak, onları da geliştiriyor ya da alıştırıyordum.
O akşam sakin, heyecanlı ve valizleri kontrol edip, planları gözden geçirdik. Ama tabi ki bu heyecan yerini endişe ve şaşkınlığa bırakacaktı.