Babamın yatak odasında annemin yattığı yatağın üstünde annemi zorla domaltmış başında dolgulu dudaklarıyla uyumlu kırmızı eşarbı üzerinde estetikli füze memelerine artık dar gelen beyaz saten gömleği altında protez kalçasını dolgun gösteren dar diz kağanın üzerinde biten siyah eteği bacaklarında siyah desenli ince çoraplarıyla onu kendi yağında domalmıştım, evet ben yapmıştım yıllardır gerçek öz oğlu olmasa da yıllardı oğlum diyerek öpüp kokladığı kişiydim. Ellerim kalçalarında sertçe kendime çekmiş; “konuş, başla” emrini vermiştim anneme, annem yavaş hareketlerle götüne dayadığım sikimi tatmin etmeye başlamıştı
-Annem: “Azgın, tesettürlü annen seni şimdi orospun oldu, kapalı kapılar ardında kocamı ve oğlumu aldatıyorum beni ver cezasını bu orospuya, yıllardır oğlum gibi gördüğüm, oğlumun en yakın arkadaşıyla yaptım bunları ve yapacağım tam kaşarım, güzelliğini kıskandığım arkadaşımın oğlunu ayarttım ona ceza verebilmek için. Artık utanmaz bir fahişeyim!” annem bunlar söylerken o meşhur Çınarın döllerini fırlattığı eşarbını elimde top yaptım, annemin üzerine yapıp ağzına tıktım ve memelerine elime atıp sıktıkça sıktım. Bu aşağılamalarımla sikmekten beter hale getirmiştim. Daha sonra omuzlarına yüklenip son yüklenmelerimin ardından, ayağa kalkıp,
-Ben: Dizlerinin üzerine çök!
Annem emrimi alır alamaz ağzındakini çıkartmadan dediklerimi yaptı, skimi yüzün yaklaştırıp, bir eline yumuşak eşarbın elimi atıp, karşımda duran dev aile tablomuza baka baka atışlarımı gerçekleştirdim. Ağzı burnu yanakları eşarbı her yeri döllerimleler kaplıydı artık. “Görev tamam baba!” deyin yüzü düştü, utancı bir kat daha artmıştı.
Peki bu hale nasıl gelmiştik! Otelden çıkmadan önce banyodayken Çınarın öylece bırakmış olduğu eşarbı ilişmişti gözlerime Çınar çoktan lobideydi umurun da olsa yanına alabilirdi. Sonuçta annemindi ve yeniden kullanmak isteyebilir diye yıkamadan bir poşete atıp yanıma almıştım. Yol boyunca uyuyarak dinlendim. Evimiz varmadan babamla görüştüm dışarıda olduğunu akşama anca döneceğini söyledi. Daha öğlen vaktiydi eve on dakika mesafemiz vardı. Planımı kurmuştum, hızlı bir sorgulama ona fırsat bile vermeden üzerine çöküm onu alt edecektim. Yol boyu annem veya aslında değil hem babama ve bana ihanet eden bir sürtük o diyerek kendimi, koşullandırdım.
Zile basınca annem kapıyı açtı, valizimi kenara koydum. Anne kucaklarını açmış ”kuzum hoşgeldin” diyerek beni bekliyordu. Üzerindeki siyah günlük bol bir elbise, siyah standart eşarbı ile sevimli bir şeklide oğlunu özlemiş neşeli bir anneydi. Sarılır sarılmaz o boğazına iki elimle boğazına sarılıp,
-Ben: “Amına koduğum, Orospuu sen babamı nasıl aldatırsın!” diyince annem ne diyeceğini şaşaırdı, ona en gardı düşük anında saldırmıştım, zaman geç belki cesaret edemez veya onun savunmalarını, bahanelerini yenemezdim. Ellerimle tutup geç içeri “sikik” dedikten sonra, kolundan sürüklemeye başladım, hiçbir karşılık vermiyordu, aldatan bir kadın olarak sadece belki benden değil de babamdan böyle bir tavır görmesi olasıydı. Babam ya da ben fark etmez iki ailenin de efendisi bendim artık.
Onu salona sürükledim, kanepe geçip uygulamadan kamera kayıtlarını izlettim. Ondan şüphelendiği mi önce odalara sonra banyoya kurduğumu anlattım. Ağlamaya başlayıp duygusalı oynayınca, sert bir tokat geçirdim yüzüne. Baktı bu numaralar bana sökmeyecek anlaşma yoluna gitti, babama söylemeyecektim ama onu cezalandıracak istediğim gibi ona davranıp bu ailenin yıkılmasını önleyecektim.
-Ben:” Konuşmayı kes! Kalk siktir git bana yemek hazırla Çınarla konuşan ağzını siktiğim” öylece duruyordu gözlerinin içine bakınca aya kalkıp yüzündeki yaşları silip salondan ayrılmıştı, paçayı kurtarmıştı yine. Yemeğimi yedim, odama dinlenmeye çekildim hiçbir yere kaçamaz cebimdeki Selinlerin evinin anahtarları gibiydi.