GENÇLİK ÖFKESİ S1 B25

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 GENÇLİK ÖFKESİ (ÖZEL)

“Aşkıım uzun zaman oldu, seni özledim!”

De: Ben de seni özledim bebeğim, nasıl geçti tatil süreci?

“Güzel ve yorucuydu, iyi yüzdük ve bizimkilerle hala bozuk olmamıza rağmen, tatil keyif vericiydi.”

De: Onları affetmedin mi bunca olandan sonra?

“Yavrum, niye affedeyim? Bunca şey olmuş niye affedeyim?”

De: Tabi, onları ne güzel ezmişsindir hem. Bense kendimi par-... (aşırı kısık sesle söyler)

“Ne dedin duyamadım aşkım?”

De: Yavrum sen de haklısın sana yapılanlar bu bütün yaşanılanlar normal değildi, ama seviyorum seni :)

“Aşkım, seni cidden özlemişim!”

De: Ben de bitanem yaa...

Derya'ya tekrar sarıldım ve dudaklarını öpüp, kokusunu da içime çektim. O baharın güzel kokusu gibiydi... Muhteşem bir kadındı ve artık galiba, galiba bunu yapma zamanım gelmişti. Ona evlilik teklifini etmeliydim.

Ellerimi ellerine attım ve alnını öptüm, yüzü çok güzel gülüyor ve de gözlerinin içi parlıyordu. Sonra elimi yanağına attığım vakit, elimi öptü ve "seni her şeye rağmen seviyorum!" dedi.

“Ben de seni güzelim, ben de seni seviyorum!”

De: Bir şeyler yiy-...

“Derya ben sana bir şey söylemek istiyorum!”

De: Ne aşkı-...

“Bunca zaman geçti ve bunları artık içimde tutamam, ben bunca zamandır içimde çok şey biriktirdim ve bunları tamamen sana açmayı istiyorum baya da utanıyorum!”

Derya'nın suratı atmıştı ve "n-ne diyeceksin ki?" demişti. Bense biraz heyecanlı ve stresliydim.

“Ya nasıl söylerim, onu da bilmiyorum biraz zorlanabilirim!”

[Aras derin bir nefes alır]

Derya iyice kızarmıştı ve "biliyorum zaten bunca zamandır bekliyorum bunu aşkım!" demişti. Allah'ım aklımı mı okuyordu?

“O zaman söylüyorum... Aşkım b-...”

De: Sen annen ve ablanla sikişiyorsun!

“Ne!”

De: Biliyorum merak etme, hatta kızmadım da emin ol! Seni seviyorum Aras ve v-ve biliyor musun onlara öyle davranman, neden bilmiyorum ama beni mahvetti. Çok yanlış belki yaptığın ve hissettiğim ama sizi daha yakından izlemek ve ara-...

“De-Derya na-na-nasıl?”

Hayır, hayır nasıl öğrendi? Olamaz, ooof!!!

De: Aşkım korkma... Seni hala seviyorum!

Yerimden kalkmıştım ve boğazım düğümlenmişti. Nefes alırken zorlanıyor ve gözlerim kararıyordu. Sanki dünya ayaklarımın altından çekiliyordu...

De: Aşkım iyi misin?

“Na-Nasıl öğr-...”

Ben tam bunları söylerken bir anda kendimi kaybetmiştim ve gözlerim kapanmıştı...

[Sezon 3 ilk bölüm ön gösteri...]

96 gün önce...

Annemin içinden çıktıktan sonra, yatağın yanına uzanmıştım ve derin bir nefes almaya başladım. Ayla ve annemin arasına uzanmış nefeslenirken, ikisi de ellerini göğsüme yaslamıştı. Bir sürü övgü dolu söz duyuyor ve "tekrar!" isteği alıyordum.

“Hanımlar, yetişmem gereken işlerim var!”

An: Sikmen gereken başka bir am var demen gerekmiyor muydu?

Ay: Biz varken Der-...

“Siz kim oluyorsunuz da, bana dil uzatıyorsunuz? Size mi soracağım?”

An: Şey...

“Siktimin orospuları istediğinizi aldınız, daha ne istiyorsunuz? Basın gidin şimdi!”

Ay: Haydaa sen az önce farklı-...

“Ayla! Çıkın gidin odamdan! Az önce geçmişte kaldı, şimdi kaldır annem denilen şu orospuyu al yanına ve çık, çık!”

Hayır hala Derya'ya bu kadar da takılıyorlar mı cidden? Anlamıyorum, anlamıyorum...

Annem ve Ayla odadan çıktıktan sonra, soğuk bir duş aldım ve üstümü giyinmeye başladım. Üstümü giyinirken, telefon çalmıştı ve kim diye baktım.

“Alo yavrum, günaydın.”

De: Aşkımmm! Günaydınn.

“Nasılsın bitanem?”

De: İyiyim seni özledim. Evde misin? Kahvaltıyı hazırlamaya başlayacağım ona göre hemen.

“Ben de seni özledim yavrumm. Evdeyim bitanem, 5 dakika içinde çıkıyorum!”

De: Aa tamam! Ben de başlıyorum o zaman?

“Başla yavrum, var mı bir isteğin?”

De: Şey bugün denize gidelim mi? Birlikte bir koy var biliyorum. Orada yüzeriz hem!

“Aslında uygunsa, bizim yat var açılalım böyle koylar biliyorum hem.”

De: Ya şey kim sürecek? Hani bir şey yaparsak birisi bizi görürse?

“Canım ben sürerim, babamı sevmesem bile beni döve döve öğretmişti.”

De: O zaman tamamm! Kahvaltı sonrası ben ona göre bir çanta hazırlarım, çıkarız birlikte.

“Yani mayo, bikini ne ararsan var yavrum ama yine de sen bilirsin! Ben yola koyuluyorum, yakında orada olurum.”

De: Ayy tamamm. Ben de hazırlıyorum hemen kahvaltıyı. Görüşürüz aşkımm!

“Görüşürüz aşkım.”

Yolda giderken "bari biraz tatlı alayım!" dedim ve gördüğüm güzel bir yere çektim. İçeri girdiğimde güzel bir koku vardı.

“Kolay gelsin!”

(Satıcı)

Sa: Sağ olun, hoş geldiniz! Ne istersiniz?

“Hoş buldum. Ben bir bütün san sebastian alayım, yanına da soğuk baklava 1 tepsi.”

Sa: Tabii, san sebastianı getiriyorum hemen. Bir yere oturun! Üstüne sos ister misiniz?

“Yok, yok. Ben hepsini alayım onun!”

Sa: Kusura bakmayın! Ben de tabakta istediniz zannettim. Hemen geliyor efendim.

Ben paket yapılmasını beklerken, içeriye birileri girmişti. Ama sesleri duyunca arkamı döndüm, Selin ve İlker yan yana mekana girmişti. Anlık göz göze geldik ve Selin yerinde dona kaldı.

Se: Me-Merhaba Aras!

“Merhaba Selin.”

Se: Nasılsın?

“İyiyim Selin, sen nasılsın?”

İl: Merhaba Aras!

“Naber İlker?”

İl: İyi be Aras s-...

“Ben de iyiyim, iyi günler ikinize de!”

Tekrar önüme döndüm ve hala gelmesi gereken tepsiyi bekliyordum. Bu esnada usta seslendi ve "Kusura bakmayın bekletiyorum, size daha şimdi yaptığımızı vereyim. Soğudu ama merak etmeyin!" demişti. Bense teşekkür ettim.

Usta gelip elinde iki koca paketi koymuştu önüme. Tam birisini alıp arabaya götürmek istiyordum ki, önüme İlker geçti ve "bizden olsun Aras, paraya ihtiyacın vardır belki?" diyerek, beni küçük düşürmeye çalıştı.

Se: İlker n'oluyor?

İl: Şşh, sen karışma!

Hemen elimle ensesinden tutup çektim ve "sana da, parana da ihtiyacım yok İlker, şimdi adamın asabını bozmadan çekil gıcıklık yapma!” demiştim.

Sa: Bir sorun mu var?

“Yok!”

İl: Var!

“Hmm... Demek bir sorun mu var?”

Se: İlker n'olur a-...

İl: Sessiz ol, karışma lan sen!

Se: İlker n'olur düzgün konuş benimle...

İl: Hem bu it ile selamlaş hem de düzgün konuşmamı iste! Vay be...

Elimi yakasına attım ve üstüne doğru yürüdüm "Ulan çocuk git şuradan, seni harbiden kırık kemik deposu haline getiririm. Kendin bile şaşırırsın! Bu kızla düzgün konuş, bana da bulaşma!” dedim.

İl: Sana mı soracağım lan! (Bunu söylerken yumruk atmaya çalışıyordu.)

Bu andan sonra ipler kısa iki dakika koptu ve küçük bir mesele döndü aramızda. Ama İlker'i kaz gibi yolmuştum. İşin acısı arada Selin de tokat yemişti, ağlıyordu.

İlker hemen kaçtı ve bir daha da gelmedi. Bense hemen Selin'e yardım ettim, aramızda kısaca iyi misin faslı döndü.

Se: Off özür dilerim.

“Kızım tokadı yedin, sen niye benden özür diliyorsun? Sana bunu atanın demesi lazım, hoş özür dilemesi bile az kalır...”

Se: Aras b-...

“Şşş boşver konuşmamıza gerek yok, ben gideyim sen de kendine dikkat et! İyi tatiller Selin! Ha bir de sen daha iyilerine layıksın...”

Bunu söyledikten sonra ellerim dolu şekilde çıktım ve arabaya binip, çektim gittim.

[10 Dakika sonra]

(Zil çalma sesi)

De: Hoş geldiinn! Ya aşkım elin boş gelmemişsin? Oldu mu böyle?

“Oldu bile aşkımm! Hadi ayakta tutma beni ben de ellerimi yıkayayım, sonra da güzel bir kahvaltı yapalım ha ne dersin?”

De: Elbetteee

Ellerimi yıkayıp mutfağa gittikten sonra, Derya güzel birkaç şey kızartıyordu. Arkasına geçtim ve ellerimi karnının altına atıp, sikimi de kalkıkken kalçalarının arasına doğru sabitledim.

“Mhmm ne güzel hazırlıyorsun öyle!”

De: Aşkııım!

Sikimi birazcık daha bastırdım ve "söyle bakalım güzelce yedireyim mi sana?" dedim. Hafifçe güldü ve dudakları mı öpüp kulağıma yaklaştı, karşılık olarak da "zaten yediriyorsun, yine yerim ve isterim!" dedi.

De: Amaa önce kahvaltı yapalım. :)

“Mmhm peki! Nasıl olsa benimsin değil mi?”

De: Her zaman, her şekilde! :)

Birlikte kahvaltıya oturmuştuk, birbirimize durmadan jest yaparcasına sofrada ne varsa yediriyorduk.

Kahvaltı sonrası ben aşağı indim ve bagaja tatlıları ve çantayı koydum. Derya hemen yanıma atladı ve tekneye doğru yol aldık.

[30 dakika sonra]

De: Aşkım açılacak mıyız şimdi?

“Eveet! :)

Uzun süredir kullanmadığım için biraz zorlanmıştım ama her şey yolundaydı. Biraz uğraş sonrası istediğimiz gibi olmuş ve denize doğru açıldık.

Hedefimiz, ilk baş babamın beni zamanında döve döve gösterdiği ve sırtımdaki izleri almama sebep veren yerdi.

Acı anılara sahiplik etse bile, manzarası ve sakinliği içindeki küçük kumsal alanı ve direk ormanla dip dibe olması da, o güzelliği açıklıyordu.

De: Aşkııııım burası çok güzel, kimse de yok gibi duruyor değil mi?

“Evet yavrum, istersen sen bikinini giy?”

De: Hemen giyiyorum aşkıım

“Aşkım gelirken telefonumu getirir misin? Bir de istersen güzel bir şarkı aç, teknenin ses sistemine otomatik bağlanıyor.”

De: Tamam aşkıım!

[Derya'nın bakış açısına geçiyoruz]

Sevgilim her şeyi halletmiş, ben de ona yeni aldığım caydırıcı güzelliğe sahip bikinilerimden birini giyerek, onu daha da yükseltsem mi acaba?

Off evett! Hemen şu çantayı açıp giyinmek istiyorum. Çıldırsın, kudursun ve beni daha fazla istesin! Güzelce açtım çantamı ve sırayla 5 tanesine göz gezdirdim. Ama en güzeli kenarları ipli ve incecik olandı.

Üstü de aynı öyleydi, meme uçlarım ve biraz etrafı kapanacak ve dolgun vücudum onun gözüne çarpacaktı.

(Hatırlatma Derya'nın vücudu: 1.68 boy, ela göz, hafif buğday ten, beline uzanan ince tel saçları, ince beli, orta boy memeler, lana rhoades gibi bir kalça yapısına ve ince ama şekilli bacaklara, küçük ayakları vardı)

Hemen giyindim ve ayna'nın karşısına geçtim. Kendimle konuşurken, vücudumun her tarafını okşuyordum ve kendime "taş gibisin kızım" demiştim. Off daha fazla bekletmeyeyim, telefonu da alalım hemen ve bir şarkı açalım.

Hmm dur bakalım, acaba birlikte olan bütün fotoğraflarımız duruyor mu ki? Hem dur şu interneti açayım da, uygulama da bağlanır hem.

(Bildirim gelir)

Uyarı: Videolarınız yedeklenememiştir, lütfen yüklenmesini istiyorsanız, tekrar basınız.

Neymiş ya bu videolar? Dur bir bakalım yükleyelim uğraşmasın bitanem. Videoları yüklensin diye basarken, bir sürü videonun olduğu bir arşive giriş yapmıştım. Nereden baksak 100 GB vardı.

Bu kadar ne olabilirdi ki? Hem niye bunları özel olarak dosyada tutuyor? Baksam mı acaba?

Ar: Derya aşkım, orada mısın? Şarkı aç lütfen artık!

“Aras, bitanem hala seçemedim dur geliyorum ve açacağım aşkıım!”

En fazla ne olabilir ki açayım kısacık!

[İlahi bakış açısına geçiyoruz]

Derya, dosyaya bastığı gibi uzun 2 saatlik bir video vardı ve başında ne olduğunu anlamıyordu! Biraz ilerlettiğinde, görünen odanın Aras'a ait olduğunu farketti.

Her şey çok garipti? Aras niye kendi odasını çekiyordu diye düşünürken, bir anda videoyu daha da ileri sarınca bir şok geçirmişti! Elleri bağlı 2 kişi vardı ve hepsi çıplaktı. Ancak biraz dikkat edince anladı ve ani bir tepki ile "n-ne bu? Aras?"

Derya tam şaşırmışken ikinci şok dalgası da gelmişti. Görüntüdeki kadınlar, Aras'ın anne ve ablasıydı! Derya kendi kendine "b-bu nasıl olabilir?" diyerek şaşırırken, içinde hiç hissetmediği bir alevlenme oldu.

Aklına genç bir kızken ergenlik zamanında düşündüğü, daha doğrusu düşlediği fanteziler gelmişti. Ancak, bu videodakiler düşlediğinden bile fazlasıydı onun için.

Nefes alış-verişleri artıyor, ter damlacıkları şakaklarından boynuna akıyordu. Kadınlığı kıpır kıpır olmuştu. Görüntü başta içini üzse bile, annesi ve ablasına yaptıkları ve de kendi geçmişindeki fantezileri düşündükçe bu, bu onun galiba hoşuna gitmişti.

Ne kadar hoşuna gitse bile, bu gerçek onu derinden şaşırtmıştı. Tam videoya devam ederken, içeriden kendisine yaklaşan Aras'a ait ayak seslerini duyunca videodan çıktı ve hemen şarkı listesine girip, dolanıyor gibi yaparak durumu kontrol altına almak istedi.

[İlahi bakış açısından çıkılır]

Derya'm şarkılara bakarken geldim ve arkasından sarılıp "küçükken hasret duyduğum bir koku, bugün kollarımın arasında ve birbirimize duyduğumuz aşk ile yoğunlaşmış hayatım!" demiştim.

Derya hafif gülümsemiş ama bir şey dememişti. Hemen boynunu ve dudaklarını öpüp, onun elinden tuttuğum gibi yukarı çıktık. Koy miss gibiydi ve tertemizdi. Gölgelik alan boldu ve küçük bir kumsal alan da vardı.

Derya karşımda gözlerime değişik ama ateşli bir şekilde bakarken, gözlerim göğüslerinin arasına gidiyordu. Terleme yüzünden, memelerinin arası parlıyor ve göze daha caydırıcı geliyordu.

Dinine doğru yaklaştım ve gerdanını öpüp memelerinin arasına doğru indim. Ben bunu yaparken nefes alış-verişi artık durdurulamaz bir hal almıştı. Yavaşça dilimi o ince çizginin arasına daldırdım ve yaşayarak yukarı aşağı gitgel yaptım.

De: A-Aras... (yutkunur)

“Şşh, sal kendini bana!”

De: Ihm... Oof!

Yavaşça eğildim ve ellerimi bacaklarına attığım gibi kucağıma aldım Derya'yı. Bacaklarını hemen belime dolayınca yat'ın önüne doğru yol aldık. İkimiz için viski ve bir çok çerez koymuştum. Ama galiba Derya'm çerez yerine sikimi yemeliydi.

Yavaşça yere bıraktım onu ve meme uçlarını kapatan bikinisinin iplerine dişimi geçirdim. Kuduruk bir köpek gibiydim ve hemen ipleri sertçe ısırıp koparttım. İpler kopunca memeleri kendini salmıştı.

Hemen meme ucuna dilimi dokundurdum. İşte o müthiş tat dilimdeydi. Derya ise gözlerini kapatmış, elini saçıma atmış okşaya okşaya inliyordu. Acaba içinde neler dönüyordu?

[Derya'nın bakış açısına geçiyoruz]

Aras memelerimi emerken hayal dünyamda kaybolmuştum, sanki o videoda Ayla ile birlikte benim de elim bağlıydı. Aras ise memelerimi emerken, Ayla yüzüme oturmuştu ve amını emiyor gibi hissediyordum...

“Aaah, Aras... Kopart onları aşkım!”

Aras dişlerini mememe geçirdi ve dilinin ucuyla mememe küçük darbeler indirirken, kopartırcasına kendine çekmekten de çekinmiyor, ben de saçlarından tutup onu daha da bastırıyordum.

Bulutların üstünde uzanmıştım sanki, hem emiliyordum, h-hem... Offf bunu söylerken Aras çoktan altımdakini çekmiş ve üç parmağını bi-birden sokuyordu!

“Iığm! A-AAĞH...”

Neler oluyordu bana, sevdiğim adamdan daha fazla zevk almaya başlamıştım. Hiç bu kadar derin ve zevk içinde olduğumu hatırlamıyordum?

[Aras'ın bakış açısına geçiyoruz]

Parmaklarımı da içine soktuktsn sonra adeta inlemeleri koyu dolduracak gibiydi. Amının içi durmadan kasılıyor, ıslaklıktan ellerim yapış yapış oluyordu. Onu bu halde görmemiştim ama bu hale nasıl soktuysam hoşuma da gitmişti.

Derya'nın diğer memesini de biraz emdikten sonra, kalktım ve sikimi ortaya çıkarttım. Derya'mın gözleri açılmış ve yüzünde sinsi bir gülüşle birlikte, elini sikime atıp kendine çekiyordu. Yavaşça göğüslerinin üstüne oturdum.

Sikimin ucunu ısıra ısıra emerken gözlerime minik bir fahişe gibi bakıyor ve tırnaklarını taşaklarımda gezdiriyordu.

Elimi saçlarına attım ve sikimi ağzından çekip, boşta olan elimle sert bir tokat attım. Derya biraz afallamıştı ama gözünden yaş gelmesine rağmen "oof hadi, canileşsene aşkım! Gitmeden önce pestilimi çıkart güzelce, orospunun amını döllerinle boğ!" diyerek yalvarıyordu.

Sikimi yüzüne sürte sürte sormaya başladım "sen, benim neyimsin Derya?" buna karşılık o da "her şeyin!" dedi ve yüzüne tokadımı tekrar attım, "Derya, sen nesin ve şuan ne istiyorsun?" demiştim.

De: Kadınınım!

(Tekrar tokat atar)

De: Kaşarınım!

(tekrar)

“Bunlar en basit cevaplar, bana senin içinde benim için ne olduğunu bildiğin bir cevap ver hadi?”

Ağzının suyu akmıştı, aynı gözlerinden yaşlar geldiği gibi. Dudakları aralandı "küçüklükten beri sikini kaldıran, içini doldurmak istediğin ama seni başta kardeşiymiş gibi gören adi bir orospu!" diyerek, sihirli cümle ve anahtar kelime ağzından dökülmüştü.

Bunu söyledikten hemen sonra, yüzüne sürten sikimi o etli dudakların arasına vererek sokmaya başladım.

Ben soktukça Derya kafasını bana doğru iktiriyor ve boğazına kadar alıyordu. Sikim boğazının içine girdikçe, uçsuz bucaksız bir mağaraya girmiş gibi hissediyordum.

De: Kğrook, ğokk... (ağzından çıkan sesler, bazı salaklar anlasın diye belirtiyorum)

Sikimi boğazından çıkarttım ve kalkıp 69 pozisyonuna geçiş yaptık. Sikim bu sefer boğazına daha rahat giriyordu. Bense amının dudaklarını sırayla emerek, gireceğim deliği ıslatıyordum.

Ben emdikçe Derya boğuk boğuk inliyor, ara sıra da taşaklarımı sıkıp onu da emiyordu. Bacaklarını kafama doladı ve bastırarak dilimi amına çekti, karşılık olarak ben de aynısını yapmıştım.

Bugün sanki dünyada son günümüz de tadına iliklerine kadar varıyor gibiyiz. Dilim içinde gidip geldikçe sanki ucu yanıyor gibiydi, sıcaklık kavurucu ama tadı her zaman olduğu gibi güzeldi

[Derya'nın bakış açısına geçiyoruz]

Aras'ın sikini boğazıma kadar soktukça, sanki onlarla yaptığı her sikişmenin tadı da boğazımdan mideme kadar iniyordu.

Bir süre sonra beni kaldırdı ve ellerimi güzelce bağlamak istedi, hemen elini bir çekmeceya attı ve bulduğu bandı iki bileğime de yapıştırdı.

Artık tamamen kontrol ondaydı, bense Ayla ve Arzu gibi onun kölesiydim. Elini bileğime attı ve başımın üstünde tuttu, iki bacağımı da omuzlarına aldı.

Dudakları ayak parmaklarımdan güzelce emmeye başladı. Dili parmaklarımın etrafında dönüyor, sıcak nefesini ağzının sularını akıttığı ayaklarıma veriyordu, içim aşırı derecede tatlı tatlı gıcıklanıyordu.

Ayak tabanı mı da emerken ağzını bir anda tekrar parmaklarıma attı ve sertçe ısırdı "Uuuuğf a-aşkım..." diyebilmiştim sadece.

Ar: Ne oldu sürtük canın mı acıdı? Hoşuna gitmiyor mu?

“Aşkı-... Iıığmm!”

Ayak parmağımı tekrar ısırmıştı ve kıçımı da sert tokadından mahrum bırakmadı. Konuşamıyordum, aşırı yükselmiştim. Tek istediğim, onların (ablası ve annesi) arasında sertçe sikilmekti. Bunun hayali aklıma aniden düşmüştü ama çıkmasını da istemiyordum, güzel bir hayaldi...

[Tekrar Aras'ın bakış açısına dönülür]

Derya'mın ayaklarını ısıra ısıra emerken yüzündeki o masum ve fahişemsi hali müthiş bir şevk veriyordu. Sikimin başı artık şişmiş mantar gibi olmuştu.

Amının üstüne sürtmeye başladım. İki sürtüyor ve ara sıra da sikimi amına vura vura dövüyordum.

Derya mazlumlar gibiydi "n'nolur sok!" diyor ve çırpınıyordu. Suratındaki çizgiler artmıştı ve hepsinden ter boşalıyordu, bense boşta olan elimi sikime atıp sıvazladım.

Sıvazladıktan sonra sikimin kafası am dudakları arasına geçti, ucundan sokup sokup geri çekerken Derya "yalvarırım gir içime, mahvettin beni!" diye diye bağırırken, durdum gözlerinin içine baktım ve piç bir gülümsemeyle birlikte kökledim.

De: A-AŞKIIIM YAA-AAAĞĞĞH!

Suratına bir tokat vurdum ve belden kuvvet alarak içine art arda sokmaya başladım. Ben soktukça gözleri fal taşı gibi açılırken, geri çıkarttığım zaman kapanıyordu. Sanki uyku moduna girip çıkıyor gibiydi.

“Nasılmış, istediğin gibi mi sürtük?”

De: Iğm...

Derya'mın amcığına girmekten zevk katsayım artıyor amının duvarları sanki "yırt beni, dağıt beni!" diyordu. Köküne kadar girdiği zaman kasıklarım ve taşağım tenine aynı örs'e çekiç vurması gibi iniyor, çıkan o "şap, şaapp, şoop!" sesleri, melodik inlemesine karışıyordu.

Bir süre sonra elini bıraktım ve üstüne uzandım, göğüslerim göğüsleriyle birleşti ve dudaklarıyla bütün oldum.

De: Ooğh... Aşk-... (öpüştüğü, sikildiği için tam konuşamayacak haldedir, salaklar anlasın diye belirtiyorum)

O ise ellerini sırtıma atmıştı ve tırnaklarını bastıra bastıra öpüşüyordu benimle. Derya bacaklarını da belime kenetleyince artık tam tabiriyle "cuk!" diye oturdu her şey.

Kendimi biraz dik pozisyona aldığımda, elleri ensemde kaldı, gözleri kapalı ama sokak orospuların dönmüştü, yüzü gülüyordu.

Ritimli ritimli amına sokarken bazen, yarısına kadar sokup çıkarıyor ve bazen de kökleyip memelerine tokat atıyordum.

Derya artık tam dağılmıştı. Memelerindeki morarmalar, suratına indirdiğim tokatların o izleri ve amına girdikçe kulakta inleme sesine karışan "şaap, şoop!" sesleri.

De: Ge-... (suratına tokat yer)

Elimi boğazına attım ve sıkmaya başladım, gözlerinden yaşlar süzülürken yine de o gülüş gitmiyor, zar zor nefes alsa da "daha fazla..." diye yalvarmaktan çekinmiyor.

Birazcık eğildim ve kulağına "birazdan içine döllerimi akıtacağım, sıcacık amın döllerim sayesinde kendine gelecek kaltak!" diyerek daha sert kökledim.

De: Ağağağaahh... A-Araas! Aşk-Aşkım... Geli-yorum! (yutkuna yutkuna)

Amı iyice kasılmıştı ve sıcaklık git gide artıyordu. İkimiz de perişan haldeydik, en sonunda Derya boşalmış bense gelmek üzereydim.

Taşaklarım yine kendini belli ederken orospum göğsümü okşuyor ve bende boğazını sıka sıka son darbelerimi indiriyordum.

De: Uuğf, y-yeter! Dölle içimi! Sp-erminle do-do-doldur beni bebeğim...

Elimi boğazından çektim ve dudaklarına yapışıp beraber öpüşe öpüşe kaygan amına, damarları çıkmış, kafası şişkin sikimi son defa iktirdim...

“DE-DERYAAA!”

De: Ar-Aras...

Adeta bir hayvan gibi böğürmüştüm. Kasıklarım son darbemle birlikte amıyla bütün olmuştu ve derinden, büyük bir arzuyla ona döllerimi akıtmıştım!

GENÇLİK ÖFKESİ S1 - B25, SEZON FİNALİ!

← Önceki Hikaye
GENÇLİK ÖFKESİ S1 B24
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar