HAZ PEŞİNDE Serisi - Toplam 24 bölüm

HAZ PEŞİNDE 15

← Ana Sayfaya Dön ← Geri Dön
📌 FANTEZİ

Zevkten inleme sırası Suat'taydı, ellerini kalçasına götürdüğünde, tahmin ettiği şey gerçek çıkmıştı, altına külot giymemişti Esra. Parmaklarının arasında sıkıyordu yumuşak kalçalarının yanaklarını.

Suat dudaklarını Esra'nın boynuna doğru kaydırmaya başladı, yavaş yavaş öperek omuzlarında ilerledi. Bir parmağını kullanarak elbisesinin askısını omzundan aşağıya indirdi. Dudakları yön değiştirip daha aşağıya iniyordu, pürüzsüz teni pamuk gibiydi. Kısa sürede, nefes alışlarından kabarıp inen bir memenin üstüne gelmişti. Elbise zorlukla tutunuyordu artık ortaya çıkarmamak için memelerini. Bir parmak maharetiyle de tamamen kurtuldu bu engelden. Büyük, yumuşak memelerden biri kurtulup ortaya çıkmıştı özgürce.

'' Ohh, Suat, hayır,'' diyebildi Esra, memesinin tamamen açıkta olduğunu fark edince. Hala içinde az da olsa bir karşı koyma isteği vardı olan bitene. Çok yanlıştı yaptığı. Ama bu kadar yanlış olan bir şey nasıl bu kadar iyi hissettirebilirdi ki?

Suat'ın umurunda bile değildi Esra'nın tepkisi. Yumuşak topun sivrilen ucuna götürdü ağzını, açtı ve içine aldı, emmeye başlamadan önce.

'' Ohhh!'' diye kıvranmaya başladı Esra, dili meme ucunda dönmeye başlamıştı.

Suat ise, buraya kadar gelebilmeyi bile aslında beklemezken, şimdi kesinlikle durmayı düşünmez haldeydi. Daha büyük bir tepki ile karşılaşmayacağının garantisi yoktu, son kez baş başa kaldıklarında nasıl kaçtığını hatırlıyordu Esra'nın. Çabucak, onu durdurmaya ikna etmeden, diğer omzundan da elbisesini sıyırdı ve her iki memeyi de sıkıp okşamaya başladı bir yandan emerken. Esra'nın bir eli ensesine varıp, ağzını memesine daha da bastırmaya başladığında, neredeyse gülümseyecekti mutluluktan.

'' Ah evet, em şunu!'' diye fısıldamaya başladı Esra, teslimiyet içindeydi artık. Biraz sonra buna bir son verecekti nasılsa, sadece biraz daha öpüp yalasın ve onu durduracağım diye düşünüyordu.

Suat, kanepenin üstünde sırt üstü uzanana kadar itti Esra'yı, bir meme ucunu acıkmış bir bebek gibi ağzında tutuyordu hala. Çok sert emiyordu, sonunda bıraktığında, morarmıştı. Biraz geri çekildi ve azgın gözlerle onu seyretti. Esra'nın gözleri kapalıydı ve o güzel memeleri ileri geri hareket ediyordu nefes alıp verirken göğsünde. İki meme ucu da dimdikti, gururla sertleşmiş ona bakıyorlardı. Tekrar öne doğru hamle yapıp o güzel memelere yumuldu, ağzına aldı. Aynı zamanda, elini de bacak arasına götürüyordu yeniden. Parmakları vajinasına ulaştı. Tıraşlıydı. Tertemiz, pamuk gibi, tüysüz.

Esra da artık aldığı zevkten kendinden geçmiş haldeydi. Suat meme uçlarını sakız gibi çiğnerken ve eliyle de yarığını kurcalarken, kanepede kıvranıyordu. Elbisesinin izin verdiği kadar araladı bacaklarını, adamın kontrolü tamamen almasını istiyordu. Sıcak ve kaygan deliğine giren bir parmaklar beraber dudaklarından küçük bir çığlık kaçtı.

Suat gittikçe hızlanan bir ritmle parmağını sokup çıkarıyordu, sularını eline yayılmıştı. Sonra Esra'dan uzaklaştı ve dizlerinin üzerine çöktü. Ayrılmış bacak arasına bakıyordu, eteğini kalçasına kadar sıyırdı. Kadının gözleri şehvetten kör olmuştu. Önünde duran kabarmış ve sulanmış deliğe yoğunlaştı. Pürüzsüz biçimde tıraş edilmiş dış dudakların arasından kendini gösteren pembemsi iç dudakların ıslak halini görünce, kelimenin tam anlamıyla ağzının suları akmaya başladı. Yavaşça öperek baldırlarından yukarıya doğru ilerledi.

Buna bir son vermeliyim diye düşünüyordu Esra, birkaç dakika daha, sonra durduracağım. Dili, yarığına git gide yaklaşırken, gözlerini kapamıştı aldığı zevkten. Dudakları ve diliyle ilerliyor ama asıl öpmesi gereken yeri pas geçiyordu, iyiden iyiye kıvrandırıyordu Esra'yı. Daha fazla dayanamayarak ve artık doğruyu yanlıştan ayırma yetisini kaybetmiş halde, uzandı ve kafasını tutarak tam iki bacağının ortasına çekti. '' Ohhhhh!!''

Suat'ın dili, sonunda uzun zamandır beklediği şeye kavuşmuştu. Büyük dış dudaklarını ağzının içine aldı. Hayatında sayısız kadın olmuştu ama hiçbiri ona bu kadar lezzet vermemişti. Ona karşı koyan evli bir kadınla beraber olmak, işte bu da Suat'ın fetişiydi.

Sokağın bir köşesinde, cep telefonu ekranından oturma odasını izleyen Hakan'ın gözleri, ekrandan bir saniye bile ayrılmıyordu. Loş ışıkta, karısını ve tanımadığı bir adamı yiyişirken izliyordu. Bundan bir hafta önce hayal etmesi bile imkansız olan bir durumdu bu. O an farkında değildi ama, bir eli, kabaran erkekliğini okşuyordu.

Esra bacaklarını Suat'ın ensesine dolamıştı, suratını hapsetmişti adamın adeta bacak arasına. Elleriyle kafasını kendisine çekerken, poposu da kanepeden ayrılmış, havaya kalmıştı neredeyse. '' Offf, evet...yala beni..emmmmm!''

Kadınları memnun etme konusunda kendisiyle gurur duyuyordu. Oral sekse ise özellikle bayılıyordu ve iyiydi bu konuda. Ağzına gelen o değişik tada ve Esra'nın kalın dudaklarının ağzını doldurması içini tutkuyla dolduruyordu. Kadını sikmeyi delicesine istiyordu ama bir yandan da acele etmek istemiyordu. Önce ağzıyla boşaltmak istiyordu onu. Dudaklarını az daha yukarı, klitorisine götürdü ve iki dudağı ile sıkarken diliyle de dövmeye başladı. '' Ahh!'' diye inlemeye başladı Esra, kasılıyordu. '' Ahh, Suat...Suat...geliyorum!'' Zevk dalgaları peş peşe vururken bütün algı kanallarına, bedeni de zevkten titremeye başlamıştı. O kadar abartmıştı ki kontrolsüz hareketlerini, ikisi birden yere yığılacaklardı neredeyse. Ama Suat güçlüydü, titreme nöbeti geçene kadar emmeye ve yalamaya devam etmişti. Hiç durmadan, ikinci kez zevkten kıvrandırarak doruğa çıkardı kadını.

Nihayetinde, artık boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığından, suratını çekti kadıın bacak arasından. Elinin tersiyle yüzüne bulaşan suları silerken bir yandan da ona gülümsüyordu. Ayağa kalktı ve soyunmaya başladı.

Esra gözlerini kocaman açmış onu seyrediyordu yerinden bile kımıldamadan, pantolonunu ve gömleğini çıkarınca, iç çamaşırlarıyla kaldı. Külotunu indirdiğinde, yeni bir heyecan dalgası bedenini sarmaya başladı. Aleti kocamandı bu kadar serbest kalınca daha rahat fark ediliyordu. Fiziği mükemmele yakındı yaşına rağmen, yapılı ve kaslıydı. Yerinden doğrulmak isteyince, birden çok yaklaştı keser sapı gibi dikilen erkekliğine. Duraksadı. Tereddüt ediyordu. Sonra, yavaş da olsa, titreyen ellerine rağmen, uzandı ve eline aldı aletini. Elini dolduruyordu adeta, zonkluyordu. Elini ileri geri oynatarak okşamaya çalıştı, ucundan bir damla zevk suyu gelmişti. Derin bir nefes aldı ve kalın aleti yüzüne doğru çekti.

Suat gülümsedi ve ona doğru yanaştı, emrine amadeydi bu konuda. Bu güzel kadın, sevgi dolu bir eş, başarılı bir avukat, sikini ağzına almak üzereydi. Belinden hareket ettirerek ona yardımcı olmaya başladı, ileri geri kımıldıyordu Esra yalarken. Bu kadar becerikli olacağını beklemiyordu emerken. Dudaklarını aralayıp, diliyle kafasını daireler çizerek yalarken, hayran olmuş gözlerle onu izliyordu. Sonra sapı boyunca diliyle ilerledi ve toplarına vardı. '' Offf!'' diye inlemeye devam etti toplarını ağzına alırken. Hepsini ağzına almaya uğraşırken, eliyle de oynamaya devam ediyordu.

Önce birini, sonra diğerini ağzına alıp emiyordu testislerinin. Kısa sürede ikisi de salyalarıyla kaplanmıştı. Tekrar sapı boyunca ilerledi ve kafasını ağzına aldı. Olan biteni arabasından seyreden Hakan, artık hayatında hiç olmadığı kadar tatmin olmuş hissediyordu kendini. Bu pozisyonda daha net belli oluyordu aralarında olanlar. Meraktan ölüyordu, acaba karısının ağzına mı boşalacaktı adam. Yıllardır ne aradığını bilmeden peşinden koştuğu duygu buydu işte.Esra, ağzına boşalmasına izin verecekti. Ama Suat'ın farklı fikirleri vardı. Kontrolünü kaybetmeden önce, geri çekti kendini. Ağzından çıkan alet lop diye bir ses çıkardı. Esra şaşkınlıkla ona bakıyordu. Deli gibi istiyordu aslında ağzına boşalmasını.

'' Seni sikmek istiyorum,'' dedi Suat.

'' Ah hayır Suat. Bu doğru değil, ben evli bir kadınım, buna bir son vermeliyiz,'' diye yalvardı Esra hiç de ikna edici olmayan bir sesle.

'' Yani, bu aleti içine istemiyor musun?'' diye onu kışkırtmaya devam etti Suat, penisini eline almış sallıyordu gözlerinin önünde. '' Demek istediğin, seni sikmemi istemiyor musun?''

'' Ama...'' diyebildi Esra, yüzünün hemen önünde sallanan sert aletten gözlerini alamıyordu. Bacaklarının arasından akan sular yere damlıyordu adeta. Dudaklarını ısırdı ve gözlerini kapadı. Artık biliyordu, buradan geri dönüş yoktu. Teslimiyet içinde, kanepeye geri uzandı ve bacaklarını araladı.

'' Hayır tatlım,'' dedi Suat. '' Söyle bana. İstediğini söyle. Duymak istiyorum ağzından.'' Tam dibinden kavradı sapını penisinin, zonkluyor, daha da iri görünüyordu şimdi. Aslında onu bu şekilde kışkırtarak risk alıyordu. Geri de tepebilirdi. Ama artık ona sahip olduğuna neredeyse emindi.

Önce önündeki kazık gibi alete, sonra da yüzüne baktı Suat'ın. Sonra da bir an dış kapıya bakar gibi salon kapısına döndü. Kocası ne yaptığını biliyordu. Durdurmak istese onu durdururdu. Artık daha fazla dayanamıyordu. '' Sik beni! Ahh hadi Suat, sik beni!'''' İşte duymak istediğim buydu tatlım,'' dedi ve ona doğru uzanıp, bacaklarını kaldırdı, dizlerinin üstüne çöktü tekrar, aletini, kabaran vajinasına dayadı. İki bacağını havaya kaldırarak, kadını kendisine doğru çekti, kalın dudaklarına temas etmesini sağladı aletinin. Kalçasını yavaşça ileri götürdü.

Üç kişi deli gibi tam da bu anı bekliyordu, birinin bundan haberi olmasa da. Telefonunun başından net olarak göremese de, Hakan seçebiliyordu adamın yarağının karısının amıyla buluştuğunu. Hiç tanımadığı birisi, penisini sokuyordu işte karısının yarığına. Kendinden geçmişti zevkle.

← Önceki Hikaye
HAZ PEŞİNDE 14
Sonraki Hikaye →
HAZ PEŞİNDE 16
Yeni bir hikaye mi arıyorsun?

Yorum Yap

Yorumlar