Uyandığımda bir sedyedeydim. Kolum omuzdan parmak uçlarıma kadar alçıyla kaplıydı. Gerçekten her bayıldığımda sargılar içerisinde uyanmak yeni hobim olmaya başladı diye düşündüm. Acı içersinde kıkırdadım. Odada yalnızca Selin vardı.
Selin:Neye kıkırdıyorsun bakalım?
Sencer:Her bayıldığımda sargılar içerisinde uyanıyorum ve karşımda seni görünce öldüm sanıyorum, böyle bir melek dünya da olamaz sonuçta!
Selin yanıma yaklaşıp dudaklarımı öptü*
Selin:Bizi çok endişelendirdin…
Sencer:En azından ölmedim.. AH SİKEYİM BAŞIM VE KOLUM FENA AĞRIYOR BİR DAKİKA!
Neler olduğunu hatırlayınca biran irkilerek kalktım “YASEMİN?”
Selin göğsümden bastırıp, beni yatağa itti: Sakin ol! O iyi, çok kan kaybetmiş ameliyata aldılar ama Ceylin ile aynı kan grubuna sahip olunca çok rahat şekilde donör bulundu. Şuan yan odada, hala uyuyor ama doktor normal olduğunu söyledi. Her an uyanmasını bekliyorlar narkozdanmış…
Sencer:Neler oldu?
Selin: Aslında sana sormalı… Yani sonrasını soruyorsan ne kadarını biliyorsun ki?
Sencer: Ceylin beni kurtardı! Sözer itini bayılttı! Aylin… Aylin de oradaydı.
Selin:Sencer.. Özür dilerim ama..
Sencer:CEYLİN’E BİR ŞEY Mİ OLDU?
Selin: Hayır Ceylin iyi.. ama Aylin.. Onu kurtaramadık…
Sencer:NASIL YANİ?
Selin: Ceylin’e doğrultulan tabancanın önüne atlamış, en azından Ceylin’in ifadesine göre olay bu. Kurşun ciğerlerini ve bazı hayati damarları parçalamış. Polis içeri girmeden önce çoktan vefat etmiş bile… Ceylin bitap düştü ağlamaktan ve Yasemin için torba torba kan verdi onun da etkisi var tabi, sanırım son anlarında Aylin Ceylinden özür dilemiş..
Başımı yere eğdim bir süre sessizlik oldu*
Sencer:Peki ya Sözer iti?
Selin: Ceylin Sözeri bir çeşit kolyeyle bayıltmış ama sağlık kontrolü raporuna göre boğma izi yok. Polisler adrenalin etkisiyle Ceylin’in Sözer’in boynuna sert bir darbe vurduğunu tahmin ediyor. Resmen elektrik çarpmış gibi bayılmış. İçeri Sultan girdi, hemen polisleri yarıp yanına geldi. Polisler onu durdurdu ama o senin elindeki belgeleri çoktan aldı. sonrasında Generalin gelmesiyle herkes Sultan’dan ellerini çekti. Belgeleri aldı sonrasında sağlık ekipleri sizi aldı.
Sencer:Sonra?
Sonrasında hastaneye geldik. Medya olayı öğrenmek için hastanenin kapısı hala zorluyor ama güvenlik güçleri, ardından da Sultan’ın adamlarından dolayı kimse içeri giremiyor. O da senin uyanmanı bekliyordu. Haberleri kendi vermek istedi izninle çağırayım.
Onaylarcasına başımı salladım.
Selin kalktı kapıyı açıp kafasını dışarı uzattı sonra kenara çekildi. İçeri Sultan girdi endişeyle yanıma geldi.
Sultan:İyi misin oğlum?
Sultan ilk defa bana oğlum demişti, içim sızladı bu kelimeyi o kadar uzun süredir duymamıştım ki…
Sencer:İyiyim Sultan hanım, biraz sızım var o kadar..
Sultan:Melisa uyandığını öğrenince bir turda o bayıltacak seni..
Sencer:NOLDU YA YİNE NE YAPMIŞIM?
Sultan:Doktorlar ameliyatını gerçekleştirmek ve seni MR a sokmak için Melisa cihazı çıkarmak için geldi. Sonrasında senin eklediğin kısmı gördü, sanırsam elektriğin voltajını ayarlayan başka bir formatmış. Ne Zeynep’in, ne standart modelinde olmayan bir eklenti..
Sencer:Deneysel bir durumdu insanların hayatını tehlikeye atamazdım…
Sultan:Yani deneysel bir şeydi.. Bu vurdum duymazlığından asla vazgeçmeyeceksin değil mi?
Sencer:Ufak bir kırık Sultan hanım… Geçer sanki daha önce olmadı mı?
Selin:UFAK BİR KIRIK MI? SENCER İNSAN KOLUNDA 30 KEMİK BULUNUR BUNA ELDEKİ KEMİKLERİN DE DAHİL VE SENİN SAĞ KOLUNDA 42 KIRIK VAR VE KIRIK DIŞ ETKENLERDEN OLMAMIŞ KENDİ KASLARIN KEMİKLERİNİ TUZLA BUZ ETMİŞ DAHA DİYORSUN Kİ UFAK KIRIK!
Sencer:Tamam tamam oldu bitti napsaydım öylece ölümü mü bekleseydim?
Sultan:Masanın ağırlığı 75 kilo civarıymış ve sen onu Sözer’e fırlatmışsın… Evet resmen top fırlatır gibi fırlatmışsın. Polis hala şaşkın 8 den fazla kaburgasını ve sol bacağını kırmışsın
Sencer:Beter olsun pezevenk!
Sultan:Diline dikkat et beyefendi karşında arkadaşın yok!
Sencer:Pardon..
Sultan:Ama Pezevenk piç sandığımızdan daha çok bok yemiş…
Sultanın küfretmesine başta şaşırsam da, Sözer’di bu o pezevenk çok daha fazlasını hak ediyordu.
Kaşımı kaldırıp meraklı gözlerle ona bakıyordum*
Sultan:İnsan kaçakçılığı, organ pazarı ve daha kötüsü ve bunları genel olarak yetimhaneler üzerinden götürmüş. Şüphelendiğimiz her şey doğru çıkmasının üstüne daha da kötüleri varmış. Ülkeler arası bir pazar ağı kurmuş, emrindeki her bireyi de bu ağda büyüyen çocuklardan oluşturmuş. 20 yıllık bir serüven… Sözer sana yalan söyledi Sencer! muhtemelen baban hakkında palavralar sıkmıştır..
Sencer:Onu o aptal masa yüzünden öldürmüş..
Sultan:Hayır Sencer… Hayır… baban sadece bu belgeleri bulmakla kalmamış…
Sencer:Nasıl yani?
Sultan:Baban şehir devleti olan **** a hiç gitti mi?
Sencer:Evet yani ben daha çocuktum.
Sultan:Aradan Sözer engelini çıkarttıktan sonra adamlarım, her bir işçisini büyük bir titizlikle sorguladı ve bir çok gerçek ortaya çıktı… Sencer baban binlerce çocuğu kurtaran bir kahramanmış. Çok daha önce daha Sözer’den teklif bile almadan önce, aniden zenginleşen Sözer babanı çok rahatsız ediyordu. Bu konuyu benimle konuştu o zamanlar Sözer ile çok büyük ticari anlaşmalar yapmıştık bunu utanarak söylüyorum o yüzden bana kızma ama ne kadar yetenekli olursa olsun bir marangozun sözlerine inanmak istemedim ama baban her şeye rağmen her şeyini riske atıp Sözer’in ticaret gemilerinden birine sızmış ve *** şehir devletindeki yetkililere gemide olan her şeyi açıklayınca, Sözer’in oradaki kolunu kesip atmış. Paravan şirketler ve yalancı tanıklar sayesinde Sözer paçayı kurtarmış ama neredeyse Sözer’i ve İmparatorluğunu yıkıma götürmüş 132 milyar euro bir zarar vermiş Baban ayrıca 1300 den fazla çocuğun, gencin, insanın kurtarıcısı olmuş. Sözer 2.5 milyar dolara yakın para akıttıktan sonra babanın ismine ulaşmış ve onun açtığı kaosun üstünü bir şekilde örtmüş. Bu kadar burnunun dibinde olan bir marangozdan, bu kadar zarar görmeyi Sözer’in egosu kaldıramamış.. Onu resmen çıldırtmış.
Gözlerim yaşarmıştı, babam her zaman benim kahramanım idolümdü zaten. Şimdi ise gözümdeki yerini daha da arşa çıkarıyordu. Babam mükemmel bir adamdı.
Sencer:Peki ya Ceylin? Sözer üvey olmasından bahsetti yani kurşun yedikten sonraydı ben de çok anlamadım…
Sultan:Sencer zenginlik ve şöhret medyayı dışkının sineği çektiği gibi çeker… Sözer’i de böylesine çekiyordu işte! Ama sorun şuydu ki Sözer sperm oranı oldukça düşük, yaşından dolayı da verimsizdi ama her şeye sahip olan adam çocuğu olamayacağını öğrendiğinde o kadar delirdi ki bu testleri yapan doktorlar bile ortadan kayboldu. Sonra Sözer bir kadınla evlilik yaptı. Yüksek teknoloji sayesinde sonunda o bahtsız kadın tüp bebekle hamile kaldı. ama Sözer havalı gözükmeliydi, bu yüzden medyaya yasak aşkın meyvesi olarak yansıttı çünkü medya entrikaları her daim daha çok severdi. Herkes Sözer’in mal varlığının nasıl bu kadına kalacağından bahsediyordu, bazı fotoğraflarda gözükse de kimse bu kadının adını bilemedi, hatta kızıl saçlarından dolayı benim olduğumu bile savunanlar oldu.
Sencer:Peki sen miydin?
Sultan:Ben Eşref’i düşüncelerimde bile aldatmadım.
Sencer:Özür dilerim…Peki ya kimdi?
Sultan:Kadın bir fahişeymiş ya da en azından öyle lans edildi bilemiyoruz ama Sözer ne kadar kontrolcü olsa da onun bile kontrol edemediği şeyler vardı. Bir erkek çocuğu istemişti ne fazla, ne az, ne farklı bir şey Sözer bir erkek çocuğu istedi ama O kadın o kadar zekiydi ki bir şekilde doğum kontrollerinde bu durumu gizledi taa ki çocuklar doğana kadar…
Sencer:Çocuklar mı? Ceylin’in kardeşi de mi var?
Sultan:Evet.. Sencer ve sen zaten Ceylin’in küçük kardeşini tanıyorsun.
Selin’in gözlerinin içine bakıyordum.
Sencer:Yoksa?
Selin:SALAK KÜÇÜK KARDEŞİ DEDİ BANA NE BAKIYORSUN
Sencer:SENİ KASTETMEDİM ZATEN!
Selin: Evet Sencer… Zaten sen de ister istemez farkına varmıştın çünkü çok benziyorlar…
Sencer:Yasemin…
Sultan:Aynen öyle, Sözer için Ceylin bir projeden ibaretti şanını arttıracak bi başka nesne… O yüzden bir tane yeterliydi ve bir eşe de artık ihtiyacı yoktu. Sözer sevgiden yoksun bir sosyopattı bu dünyada yalnzıca kendi vardı. O yüzden kadını uzaklaştırmak istedi, kadın da 2. Çare olarak sperm bankasından Sözer’in örneklerini kullanarak kendini tekrar hamile bıraktı ama bu Sözer’i yumuşatmayı bırak aksine delirtti ve kadın için de doğan bebek için de ölüm emri çıkardı. Servetinin bölünme ihtimali onu kendi kızını öldürtecek kadar delirtmişti ama kadın kaçmayı başardı. Sürekli kaçışı bir süre onu korudu ama Sözer’in gücü ve parasına Karşı yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Kadın bi sabah çocuğu yetimhaneye bıraktı ve sonra morgdan o gün ölen bir cesedi alıp arabasıyla **** barajından aşağı fırladı. Bir süre haberlerde yer edindi ama kimse Sözer’in karısı olduğunu tahmin etmedi, Sözer ise istediğine ulaşmış hem 2. Varisinden hem de kadından kurtulduğunu sanmıştı…
Sencer:Yasemin ve Ceylin kardeşler…
Selin:Eh bu durum Yasemin’in hayatını kurtardı, uyumlu kan bulamayacağımızı ve çok nadir olduğunu söylediler… Neyse ki kız kardeşi Ceylin herşeyi feda etmeye hazırdı, hali hazırda bir çok şey kaybetti zaten…
Sultan:O konuya gelirsek birazdan polisleri çağıracağım Sencer ve ifade vereceksin!
Bana bir kağıt uzattı kağıdı inceledim, kağıtta sanki Ceylin Sözer’i orada bulduğu balyozla(Sultan’ın adamları tarafondan sonradan olay mahaline ve polis raporuna ekletilmiş) Sözer’in kaburgasını ve bacağını kırmış gibi anlatmam bekleniyordu
Sencer:Ama bu hikayede bütün suç Ceylin’e kalır o piç Ceylin’in hapisten hapse sürünmesine sebep olur böyle bir şey diyemem!
Sultan:Hayır Sencer söyleyeceksin… Söyleyeceksin çünkü sen baygınken Sözer dahil olmak üzere ülkemizde 1257 kişi dünya çapında ise 10 bin kişiden fazla insan tutuklandı. Sözer imparatorluğu bütün çıplaklığıyla ortaya döküldü ve suçlu bulundu. Dünya çapında satılan kaçırılan çocukların raporları çıkarılıyor, Sefa Avukat, Sözer tutuklanır tutuklanmaz yanıma geldi. Satılan gönderilen kaçırılan bütün çocukların listesini tutmuş, Yasemin’in kim olduğunu da onun sayesinde öğrendik. bunca yıl ortaya çıkarmak istemiş ama Sözer ailesiyle tehtid ettiği için buna cüret edememiş…
Sencer:Bunun Ceylin ile alakası ne?
Sultan:Daha önce söylediğimiz gibi Sencer senin ifadelerinden sonra Sözer idam edilecek ama eğer Ceylin de bu konuda haberdar olduğuna dair en ufak bir detay görülürse o da Sözer’in yanında darağacına gidecek. İnsanlar kan istiyor Sencer ve kalabalık bunu alana kadar durmayacak. Ayrıca icadını gizlememiz lazım insanların bunu silaha dönüştürmesine izin veremeyiz
Sencer:HAYIR! CEYLİN SUÇSUZ ONA DOKUNAMAZ KİMSE DOKUNAMAZ!
Sultan:İşte bu yüzden bu ifadeyi vermelisin ve bu ifadenin medyaya sızdığından emin olacağız yoksa Ceylin’in suçsuz olduğu ortaya çıksa bile Sözer imparatorluğu çöktüğünde, Oluşan boşluk yağmayla dolacaktır ve öfkeli insanlar mal mülkle doymayıp daha fazla kan istedikleri de Ceylin’in de peşine düşeceklerdir… Ceylin’in hiçbir şeyi kalmayacak Sencer! Ve bunun üstüne hayatı da çok büyük tehlikeye girecek… Ama eğer bir şekilde Sözer’in yakalanmasın Ceylin sayesinde olduğunu yayabilirsek bu sefer kahraman Ceylin olacaktır.
Sencer:Anladım…
Sultan:Senaryoyu bir kaç kez daha oku polisleri içeri alacağım.
Bir kaç kez okuduktan sonra Bir doktor gelip beni kontrol etti, sonrasında polis memuru içeri girdi ve Sultanın planladığı hikayeyi aktardım. Memur yeterince not aldıktan ve ses ve kamera kaydı aldıktan sonra odadan çıktı. Sonrasında sultan girdi ve yastığımın kenarından ses kayıt cihazını çıkardı.
Sultan: bu kaydın medyaya düştüğünden emin olacağım birazdan seni ve Yasemin’i taburcu edeceklerdir, sizi bir kargo kamyonetiyle sizi hastaneden çıkaracağım. Gidebileceğiniz bir yer var mı yoksa bana mı gelmek istersin?
Sencer:Evime gitmek istiyorum Kızlar da benimle gelecekler!
Sultan:Sencer Halka açık idam için 3 mahkemeden geçecektir, ardından medyaya yayılması da bir o kadar sürecektir. Yaklaşık olarak 1 ay kadar öfkeli kalabalık sizi avını kovalayan vahşi köpek sürüsü gibi takip edecektir…
Sencer:Babamın imar planlarıyla yapıldı o duvarlar! İsterse tankla topla gelsinler! O duvarlara hiçbir şey olmaz!
Sultan:Kendine bu kadar güveniyor musun?
Sencer:Ben babama güveniyorum sadece, ayrıca senle saklanmamız markana zarar verecektir…
Sultan:Bu alabileceğim bir risk!
Sencer:Bu almak zorunda olmadığın bir risk…
Sultan:Peki Sencer sana gıda yardımı göndereceğim…
Sencer:Sultan hanım ora benim kalem hiç çıkmadan 50 yıl yaşayabilirim, kendi kendine yeten bir cennet oluşturmak pek kolay olmadı ama yine de imkansız değildi.
Sultan:Şu kendine güvenine hayranım! Eh öyle olduğunu varsayalım… Risk tamamen sana ait.
Sultan dışarı çıktı ve doktoru çağırdı.
Ardından doktor son tetkikleri yaptı. Ayağa kalkınca biraz başım dönse de iyiydim… Sonrasında Yasemin’in odasında girdim Ceylin beni görünce sımsıkı sarıldı. Çok halszi görünüyordu göz altları kararmış ve teni soluk bir beyaza sahipti. Çok fazla kan vermiş olmalıydı ve hala güçlüyü oynamaya çalışıyordu.
Ceylin:SENCER BEN SENİ DE KAYBETTİM SANDIM! Çünkü Aylin…
dudaklarını öptüm*
Sencer:Konuşacak çok vaktimiz olacak ama şimdi çıkmamız lazım!
Ceylin Sultan ve adamlarını görünce çantaları toparlamaya başlamıştı. Belli ki daha öncesinde konuşmuşlardı zaten.
Sonra Yasemin’in yanına gittim, yatağın diğer yanında Melisa Yasemin’in elini tutuyordu.
Eğildim önce Yasemin’in anlını sonra dudağını öptüm.
Sencer:Benim minik kahramanım, benim güzel Paseminim!
Halsiz bir gülümsemeyle*
Yasemin:Kurtulamayacağım değil mi bu lakaptan…
Sencer:Hayır çünkü her daim benimle olacaksın!
Yasemin:Bunun için her şeyimi feda ederim.
Sencer: Zaten ettin edeceğin kadar! Yeterli!
Yasemin:Şey… Ka-Kardeşim hariç! Onu daha yeni buldum!
Sencer:Biliyorum güzelim, biliyorum… Hadi çıkalım evde bol bol konuşuruz sonrasında. Yaseminin sedyesinde yatarken yanı başında Ben, Melisa, Ceylin, Selin ve Sultan’ın adamlarıyla asansörle hastanenin zemin katına indik. Sonrasında bize maskeler ve boneler giydirdiler, tıpkı ameliyathaneye gidecek olan doktorlar gibi görünüyorduk. Basın mensupları bizim aceleci halimizi görünce, iki yana çekilip yolu açtılar kimse biz olduğumuzu fark etmedi. Hastanenin arka kısmından kargo kamyonuna bindik. Önce Yasemin’in sedyesini dikkatlice yerleştirdikten sonra biz de geçtik. Yaşlıca bir adam ön koltuğa geçti. Dikkatli bakınca bunun Sultan hanımın uşağı olduğunu fark ettim. Sonrasında eve geçtik. Selin, Melisa ve Ceylin salona Yasemin için alan ayarlarken ben de dış kapıyı kapattım. Güvenlik kilidini kitledim. Kapılar büyük bir gürültüyle gıcırdayıp kapandığında, artık kalem tam bir sığınak haline gelmişti.
Hepimiz salondaydık bilgisayarımdan kameraları açtım. Duvarın dış taraflarını gösteriyordu, şimdilik ortalık sakindi. Sonrasında ulusal kanalda haberleri açtık. Sözer’in üç Mahkemesi çok hızlı sonuçlanmıştı çünkü halk inanılmaz kalabalık bir şekilde sokağa dökülmüştü. Dedikodular bütün şehri sosyal medyayı resmen deprem gibi sallıyordu. Bu kadar etki etmesinin sebebi yalnızca Sözer’in yediği haltın iğrençliği değil, ayrıca şirketlerinin altında kölelikten aşağı kalmayan sistemlerle ezilen ama Sözer’in tiranlığından dolayı korkudan sesini çıkartamayan milyonlarca insan vardı ve bunların aileleri ile milyonlar on milyonlara çıkıyordu. Ülkenin %30 u doğrudan Doluzengin logosunun altındaki yüzlerce Firma da çalışıyor, geri kalan %70 lik kesimde dolaylı yoldan etkileniyordu. Artık bu durum son bulmuştu. Mahkemenin ardından Sözer, ilk kez ekranda gözükmüştü. İki yanında İnfaz askerleri Sözer’in boynundaki zincirleri tutuyordu. Sözer ise berbat haldeydi topallıyordu ayağını alçıya bile almamışlardı bacağı kırıktan dolayı deforme duruyordu. Bir kaç kez düştü askerler tarafından tekrar ayağa kaldırıldı ve darağacına yürümeye devam etti ağzı yüzü dağılmıştı ağzından burnundan kan akıyordu.
Sencer:Ceylin istersen..
Ceylin:O itin ölümünü izlemek istiyorum!
Dediğinde hepimiz anlık olarak şaşırsak da tekrar televizyona döndük çünkü Doluzengin’in düşüşü bu ülkenin tarihini de etkileyecekti. İnanılmaz bir ana şahitlik ediyorduk. İnanılmaz bir kalabalık vardı. En son bu kadar yoğun bir izdiham 72 yıl önce bu ülkenin kralının karısının idamında olmuştu. Televizyon sunucusunun söylediğine göre, ülkenin tamamı gerek internet gerek televizyonla bu anı izliyordu ve halı hazırda 4.5 milyon kişi canlı olarak orada bulunuyordu. İnanılmaz bir kalabalık çıt ses çıkarmadan idamı bekliyordu. Ölüm sessizliği denilen şey bu olsa gerekti kuşlar ötmüyor, o kadar kalabalığın arasından bebekler bile ağlamıyordu. Yalnzıca rüzgarın hışırtısı…
Boynundan asılarak idam edilecekti, önce sehpaya çıkarıldı ve cellattan önce bir Memur çıkarak Sözer’in suçlarını saymaya başladı.
Görevli: Bugün burada Aşağıda belirtilen sebeplerden dolayı buradayım. SÖZER DOLU ZENGİN!
Ulusal kahraman Marangoz Yalçın’ın cinayeti,
Bu sözden sonra Sözer ağzından köpükler çıkararak bağırmaya küfretmeye başlamıştı
“O AMINA KODUMUN MARANGOZU YALANCIYDI O! DİNLEMEYİN! OĞLU DA KENDİ DE YALNIZCA DOLANDIRICI TERÖRİSTLERDİR! BEN MASUMUM BIRAKIN BENİ!” diye bağırıyordu.
Kulaklarıma inanamıyordum babamın adı ulusal kanalda yayınlanmış, Sözer’in babamın katil olduğu bütün dünyaya belirtmekle kalmayıp, babamı da Ulusal kahraman ilan edilişini izliyordum. Bir görevli gelip Sözer’in ağzına tekme atıp dişlerini döktüğünde Sözer’in sesi kesilmişti, bayılmamıştı ama hala hırlıyor konuşmaya çalışıyordu. Ardından elinde kağıt tutan görevli konuşmaya devam etti.
İNSAN KAÇAKÇILIĞI
ORGAN MAFYASI
ÖRGÜTLENME
SİLAH TİCARETİ
.
.
.
.
UYUŞTURUCU BARONLUĞU
PARA AKLAMA
RÜŞVET
ULUSAL GÜVENLİĞİ TEHDİT
Suçlarından ve Doluzengin Suç örgütünün kurucu üyesi olmaktan dolayı gerekli mercilere taşınmış yerel, ulusal ve kraliyet mahkemelerince SÖZER DOLU ZENGİN’İN İDAMINA KARAR VERİLMİŞTİR!