Ardından bütün kalabalık çılgına dönmüştü. Sevinç çığlıkları, yuhlamalar, bağırıklar, çağırıklar milyonların sesi ortalığı inletiyordu. Sözer dağılmış suratıyla hala benim adıma babama küfür edip masum olduğunu söylerken, arkadan Cellat kolu indirdi ve Sözer’in bedeni boynundaki iple aşağı doğru sarkıtıldı birkaç titremeden sonra cansız bedeni öylece kala kaldı.
Ceylin öfkeli gözüküyordu yanına yaklaşıp sarıldım bir anda ağlamaya başladı bağıra bağıra ağlıyordu.
Ceylin:NEDEN SEVMEDİ BENİ SENCER! NEDEN? NEDEN? NEDEN? HAYATIM BOYUNCA BENİ BİR KEZ ONAYLASIN! BİR KEZ SEVSİN DİYE ÇABALADIM! HER ŞEYİMİ ONA ADADIM! ŞİMDİ GEBERİP GİTTİ! BENİM HARCADIĞIM EMEĞİ KİM BANA VERECEK!
Bir şey diyemiyordum hali hazırda zaten onu ölüme götüren de bendim… Şuan o şerefsiz darağacında sallanıyorsa bunun sebebi ne de olsa bendim. Pişman mıyım? Milyon kez olsa milyar kez yine yaparım ama artık dingindim… O ölmüştü yıllarca çabaladığım o hayali gerçekleştirmiştim…
Ceylin bir süre daha sinir krizleri geçirdi. Her şey onun için çok zordu, sonra usulca bana baktı gözleri korkuyla bakıyordu sonra kollarımdan sıyrıldı ve bir adım geri çekildi.
Ceylin:Ben ben bilmiyordum Sencer! Babamın böyle bir şey yaptığını! Senin senin babanı öldürdüğünü bilmiyordum! Ben ben özür dilerim! Ben senin gözüne gözükmem! Özür dilerim ben öz-
Sencer:Ceylin…
Ceylin:Ben özür dilerim Sencer! Babam babamın karanlık tarafı vardı ama sadece parayla alakalı şeyler sanıyordum! Yemin ederim haberim yoktu gerçekten özür-
Sencer:CEYLİN!
Sesimi yükselttikten sonra herkes pür dikkat bize bakıyordu. Kızların da söyleyecek bir şeyi yoktu. Bu bir gerçekti Melisa dışındakiler zaten bugünün geleceğini biliyordu. Kimse ne yapması, ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu… Ortada bir intikam ve masum bir kadın vardı…
Sencer:Ceylin seni suçlamıyorum! Senin bir suçun yok zaten sana karşı herhangi bir olumsuz duygum da yok! Seni seviyorum! Sana değer veriyorum * elimi Ceylin’e uzattım* Kaçma benden! Kaçınma benden! Sözer zaten bizden her şeyimizi aldı daha fazlasına izin veremem Ceylin! Belki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak… Sana o kadar zenginlik sunamam ama bu senden vazgeçeceğim manasına da gelmiyor. Hayır Ceylin hiçbir yere gitmiyorsun. Sen benimsin, benim ailemin bir parçasısın! Sakın! Ama sakın böyle bir endişeyi bir daha dile dahi getirme! Hatta düşünme bile! Sen benim masum güzel prensesimsin! Hem kardeşin burada yanı başımdayken nereye gideceksin enayi! Öfke bitti! İntikam da öyle…
Ceylin gözlerinden yaşlar akarken kıkırdamıştı elimi tuttu
Elimi tuttuktan sonra onu kendime çekip sarıldım Ceylin sessiz sessiz ağlamaya devam ediyordu Ceylin’in omzundan diğerlerine baktım herkes memnun görünüyordu. Yine de kollarımdan sıyrıldı gitmesine izin verdim merakla ne yapacağını izliyordum çantasının içinden siyah abanoz bir karo çıkarmıştı onu aldığını bile unutmuştum… Küçük hırsız öfke bitince geri vereceğini söylemiş şimdi de sözünü tutuyordu…
Ceylin:Ben masum değilim…
Sencer:O da nereden çıktı?
Ceylin:Sencer ben.. Ben eğer Aylin’i affetseydim… O da şuan burada olurdu ama ama yapmadım… yapamadım… şimdi o.. şimdi o yok.. Benim yüzümden öldü Sencer…
Tekrar ağlamaya başlamıştı*
Sencer:Ceylin silahı sıkan sen değildin! Aylin sadece seni korudu, borcunu ödedi. Bu onun için bir özürdü. Eğer burada kendini suçlarsan, Aylin’i affetmediğin manasına gelir…
Ceylin:O benim hayatımı kurtardı!
Sencer: O halde geriye yalnızca affetmek ve onu minnetle anmak kaldı bunu ondan esirgeyemeyiz…
Ceylin:Bilemiyorum…
Sencer:Biliyorsun Ceylin yapılması gereken bu kendine kızarak onu affedemezsin ona acırsın sadece…
Ceylin’in ellerini sol avucumun içine aldım.
Sencer:İnan bana Ceylin öfkenin ne olduğunu ne kadar zarar verebileceğini biliyorum. Aylin artık öfkeden arındı ve sen artık kurtuldun. O da artık kurtuldu, olumsuz duygularını bırak ve onun ruhunu da özgürlüğe kavuştur.
Ceylin:Pekala… Deneyeceğim…
Sencer:Sana bir sorum var Sözer’i sen kolyeyle mi bayılttın?
Ceylin:E-evet..
Sencer:İyi de Ceylin kontrol paneli benim telefonumdaydı sen nasıl?
Ceylin:Seninle aynı okulda aynı bölümde aynı sınıftayım Sencer, senin yapabildiğin her şeyi ben de yaparım! Ayrıca programında hiçbir güvenlik yoktu. Dışardan sızması kolaydı, ki ben dışardan bile sızmadım. Melisa’nın sana gönderdiği sapık fotoğraflardan birinin içine trojan koydum ve direkt telefonundan verileri aldım.
Sencer:Telefonuma mı sızdın? Melisa bundan haberin var mıydı?
Melisa:Hayır yoktu ama hoşuma gitmedi değil!
Ceylin:Sen de yaptın kızmaya hakkın yok! ehehe!
Sencer:Sen çok fenasın.. Dedikten sonra dudaklarını öptüm.
O gece öylece bitmişti sadece odama geçtiğimde tavana bir vida sabitledim. Aşağı bir ip sarkıtıp kolum için bir düzenek hazırladım. Kapım çaldı gelen Selindi.
Sencer:Diğerleri ne yapıyor?
Selin:Melisa ve Ceylin Yaseminle kalmak istediler, pansumanını yaptım. Uykuya geçecekler ben de kalabalık etmek istemedim.
Selin’in üstünde hala hemşire kıyafetleri vardı .
Yavaşça tshirtini ve pantolonunu çıkardı iç .çamaşırlarıyla karşımda duruyordu..
Selin:Uzun zaman oldu hem kolunda kırık mastürbasyon da yapamıyorsundur şimdi eminim biraz stres atmaya ihtiyacın vardır.
Sencer:Çevremde bu kadar güzel kadınlar varken ne ihtiyacım var?
Selin yatağa yaklaştı, usulca pijamamı çekip çıkardı yalnızca baksırla karşısındaydım. Sonrasında baksırın üzerinden penisime öpücükler kondurdu. Zaten taş kesmişti, ardından baksırı da aradan çıkardı penisimi avuçlarının içine aldı derin bir nefes aldı.
Selin: bu kokuyu çok özledim!
Sonrasında penisimin her yerine onlarca öpücük kondurdu. Testislerimden başlayıp ucuna kadar derin dil darbeleriyle uzun uzun yaladı. Sürtünerek yukarı doğru çıktı ve transparan sütyeninin arasında göğüslerini sürttükten sonra tekrar aşağı kayıp ağzına aldı. Selin bu işte oldukça iyiydi. Diliyle sanki yalamıyor penisime masaj yapıyordu. bir yandan da kavrayıp mastürbasyon yapmayı da ihmal etmiyordu ve diğer eliyle de testislerime masaj yapıyordu. O kadar iyiydi ki daha fazla dayanamadım ve tüm spermlerimi Selin’in ağzına boşalttım. Bir damla bile kaçırmadan hepsini ağzında topladı ve yüzüne vuran ay ışığıyla büyük bir zevkle yutuşunu izledim.
Sonrasında yanıma uzandı ve uykuya daldık, ikimiz de inanılmaz yorulmuştuk ben de ağrı kesicilerin etkisindeydim zaten. Sabah erkenden kolumun ağrısıyla uyandım, ağrı kesiciler etkisini yitiriyor olmalıydı. Hemen çekmeceye uzandım bir ağrı kesici daha attım. Suyumu içtikten sonra kolumun salıncaktan kaldırdım. Selin bütün güzelliğiyle yanımda duruyordu transparan iç çamaşırlarıyla inanılmaz seksi duruyordu. Onu rahat bıraktım. Uzun süredir uykusuz kalmış gibiydi dün gece… Zaten halihazırda uykusuna oldukça düşkün biriydi ona bu zülmü yapmazdım.
Sessizce kalktım ve altıma baksır ve şort giydim tshirt giyecek halim yoktu, eh kolum da izin vermiyordu zaten. Usulca odadan çıkıp aşağı indim. Melisa mutfakta kahvaltı hazırlıyordu arkasından gelip boynunu öptüm derin bir iç çekti.
Sencer:Özledim seni! Bir ara başbaşa kalalım güzelim.
Melisa:Bunu ne kadar istediğimi bilemezsin.. Dönüp dudaklarımı öptü ve kahvaltıyı hazırlamaya devam etti. Bu sırada televizyonu açtım. Ülkede neler olduğunu merak ediyordum. Gece boyunca tutuklamalar devam etmişti. Doluzengin ailesiyle bağı olan herkes bir bir tutuklandığı söyleniyordu.
Sencer:Melisa ailen iyi mi?
Melisa:Biraz önce konuştum, Yaşlı kurt Sefa avukat ayarlamaları yapmış, babamın iş çıkışı olaylardan önce olduğu için kayıtlarını silmek kolay olmuş. Babam Doluzengin malikanesinde hiç bulunmamış gibi görünüyor. Diğer temizlik, bahçe, mutfak gibi bu sorunla hiçbir alakası olmayan insanların maaş ekstrelerini de yok etmiş. Babam ve Annem nolur nolmaz diyerekten sahil kasabalarından birine bir yazlık kiraladılar, ortalık sakinleşene kadar orada kalacaklar..
Sencer:Gerçekten Sefa takdir edilesi bir adam.
Haberlerin devamında Doluzengin’e bağlı şirketlerin, imalathanelerin, kurumların bir bir yakılışını izledik. Millet resmen delirmiş gibiydi, herkesin yüzünde maskeler vardı ellerindeki molotoflarla, ev yapımı patlayıcılarla önce şirketleri yağmalıyorlar sonrasında da kalan her şeyi de yakıyorlardı. Sıra en büyük kalabalığa gelmişti herkes Doluzengin malikanesinin önüne toplanmıştı. Artık polis güçlerinin bile zapt edemediği (kimi kaynaklarda bilerek izin verdiği savunulan) yüzbinleri aşan kalabalık Doluzengin Malikanesi önünde toplanmıştı. Birisi dolu zengin malikanesinde kapısının önünde bir şeyin üstüne çıkmış gelen yağmacıları galeyana getiriyordu. Dikkatli bakınca ne yapacağımı bilemedim ve kahkaha atmaya başladım Melisa meraklı gözlerle bana bakıyordu.
Sencer:Şu Anarşist liderinin üstünde durduğu şeye bak babamın yaptığı masa bu! Yıllar önce Sözer’in şaşasını arttıran o masa şimdi yıkılışı için bir kürsü olmuş . Nasıl dışarıya kadar taşımışlar bilmiyorum!
Telefonum çaldığından dolayı elime aldım*
Sultan: Hediyemi beğendin mi Sencer bey! Televizyondan izleyebilirsin.
Sencer: Demek Sizdiniz! Beni her seferinde şaşırtmayı başarıyorsun idolümsün be kadın!
Sultan:Fazla havalara girme Sencer uyarmak için aradım. Hala Sözer’in hayaletinin etkisinin sürdüğü yerler var. Bu yanan kalabalık Ceylin’e zarar vermeyi ne kadar istiyorlar tahmin dahi edemezsin… Onların aksine Ceylin’i kullanıp Sözer imparatorluğunu yeniden kurmak isteyen kişiler de var. Sözer ne kadar öfkeli bir topluma sebep olsa da onun imparatorluğundan kaynaklı milyonlar kazanan baronlar da vardı. Çıyanın kafasını koparttık ama hala kan bitene kadar kuyruğu sokabilir. Sencer dikkatli ol sakın dışarı çıkmayın!
Sencer:Farkındayım..
Sonrasında Sözer malikanesinin kapıları yıkıldı ve kalabalık içeri doldu. Hepsinin elinde sopalar, silahlar, meşaleler vardı. Resmen mahşer alanı gibiydi. Dron çekimleriyle Doluzengin malikanesinin Roma İmparatorluğundan beter halde yanmasını izledim. İntikamım, sözlerim… her biri bir bir yerine geliyordu. Sözer malikanesinin yerle bir oluşu keyfimi yerine getirmişti. Televizyonu kapattım çünkü Ceylin içeri girmişti. Ne olursa olsun büyüdüğü yerin yakılıp yıkılmasını görmesini istemiyordum.