Eğlenceli bir tatil, biri siyah biri beyaz tenli iki afet. Beyaz çarşafla şehri gezdik, turlara katıldık. Ama benim aklım sürekli sikişteydi. 2side genç , ikiside alabildiğine seksi. Sabah kalkıp sikişiyor, sonra özel araç ve rehber eşliğinde şehri geziyorduk. 4-5 saat ancak. Sonra odamıza kaçıp tekrar sikiş faslımız başlıyordu. Yorulup bitki düşene kadar, genelde kendi terasımızda açık havada sikişiyorudk. Bu özgürlüğü ayrı sevmiştim. Havuz başında sikişmeyi.
Özel rehberimizde kadındı . Amira. Esmer tenli, Lübnanlı bir arap kızı . Türkçesi vardı. kısa boylu ama tombulca bir kızdı. Çarşafın altından da olsa koca götünün , şişkin göğüslerinin tüm kıvrımlarını görabiliyordum .
Kızlar amira ile muhabbet ediyordu genelde bende onlara 8-10 adım mesafede kendimce takılıyordum. Uçsuz bucaksız Nil nehrinin suladığı tarlaların yanından geçiyorduk, ufka kadar uzanan tarlalardan , bu fakir şehir gerçek anlamda nasibini alamıyordu. Mahallelere girmiyorduk. Bizimki gibi zenginlik, lüks araç bizi hedef tahtasına koyuyordu. Bizi her yerde takip eden koruma aracı eksortluğunda gezilerimizi yapıyor. Bu tek ağaç bulunmayan, kum deryasında güç bela tarihi mekanları geziyorduk.
Gezilerden pek hoşlanmadım. Bana uymadı bu kadar kum. Otelin bahçasindaki ağaçları, havuzları görünce tekrar kendimi normal hissetmeye başlıyor, keyfim yerine geliyordu. Sonrada kral dairesindeki zevk cümbüşüne dalıyorduk.
3üncü güne geldiğimizde. Fatima da aylada 3 er posta rahimlerine tohumları doldurmuşlardı. Büyük ihtimal çoktan maya tutmuş, yeni çocuklara gebe kalmışlardı. 3üncü gün Amira da kahvaltıya katıldı bizimle. Daha aşırı bir makyaj yapmış, pembe denilebilecek bir çarşaf giymişti. Onun katılması ile , ayla ve Fatima manalı bakışlar attılar, kendi aralarında dedikoduya başladılar. Koyu renk farları altında parlayan boncuk büyük gözleri benden ayrılmadı Amiranın kahvaltı boyunca. Nisadan mesaj aldım…
N: bu rehber kız yanıyormuş. Çocuklu , kocasıda rahmetli olmuş. Sana vermek için fırsat arıyor. Kaşınıyor fena.
B: hahahha…. Sen nerden biliyorsun?...
N: kızlar yazıp duruyor. İlk günden daha dedikodunu yapmışlar. Rehber biliyor oraya gebe bırakma tatiline gittiğinizi. Bizimkilerde rahat durmamışlar, nasıl siktiğini anlatmışlar kıza. Bana çektiğiniz resimlerden , videolardan da göstermişler.
B: EEEE…. Ne dersin ? onuda sikeyim mi bu gün… madem hevesli…. Çok niyetim yok aslında…. Ayla ile Fatima iliğimi sömürdüler, 2 si ile zor başa çıktım…
N: siikkk tabi kocacım…. Gariban sebeplensin….. söndür onun ateşinide…. Yorulma sen… ayla yardım eder … orospu sen olmasan lezbiyen olacak zaten. Am yalamaya bayılıyor. Erkek doğacakmış. Kadın olmuş.
B: manyaksınız siz varya…. İyi peki… biraz gezelim… biraz oynayayım amira ile… daha azsın… öğlen geliriz odaya… kameralarıda kurarız…
N: erkeğim beim… benide ihmal etmezmiş…
B: etmem tabi aşkım… hepsi senin sayende…. Sen en kıymetlimsin benim…. Amirayıda sikerim… ama esas boşalacağım yer belli… Fatima ile aylaya… şimdi yabancı memlekette babasız bir çocuk daha bırakmayalım…
N: ammmaaaannnnn dert ettiğin şeye bak. Onuda alırsın buraya…
B: yok nisa yeter daha…. Siz yetersiniz bana….
N: tamam aşkım… sen nasıl dersen….öptüm çok unutma beni aramayı otele gelince….
Gülümseyerek bıraktım telefonu… 3 hatunda beni kesiyordu… amira halen nasıl olacak, nasıl koynuma girecek, yada eşlerimi nasıl atlatacak planlar yapıyordu kafasında. Ama herkesin razı olduğundan haberi yoktu. Onun beklediğinden çok kolay olacaktı. Ama onu çıldırtmadan da sikmeyecektim.
Vip minibüsün dev ekran televizyonla ayrılan arka kısmında 2 sıra deri büyük koltuklar vardı. ayla ve faitmayı ön sıraya oturttum. Arkadaki büyük koltuğa amirayı elinden tutarak yanıma …. Hep kızlarla oturur, yada şöforün yanında oturup bize çevreyi anlatırdı. Bu gün ilk defa en arkaya yanıma çekmiştim amirayı.
Araç hareketlendiğinde bende kolumu onun omzuna attım . iyice yanaştırdım kendime. O görevini yapmak için sağımızda solumuzda, gittiğimiz yoldaki yapıları tanıtıyordu.
Sesi titrek , ve ateşliydi. Ona sarılmamı hiç beklemediğinden işine odaklanamıyor, kelimeli karıştırarak, durumu idare etmek için çaba gösteriyordu. Parmak uçumla göğüslerine dokunmaya başladım. Sesi iyice titredi. Göğüs uçları anında sertleşti. İşaret parmağımla göğüs ucunda daireler çizerken. Sessizliği eşlerimin dikkatini çekti tabiki. Arkaya dönerek bize bakış attılar. Sonrada kıkırdayarak önlerine döndüler….
Amira ya sorular sorarak , etrafı anlatmasını istedim. Ama ellerim boş durmadı. Bacakları, göğüsleri, her yerinde usulca dolaştı. Nekadar anlatmaya çalışsada artık temaslarımdan kıvranıyor, bacaklarını sıkarak, sulanmış amını kontrol altında tutmaya çalışıyordu…
Ufak bir müzeye varınca amiranın işkencesine son verdim. Kolumu aldım üzerinden. Önce ayla ve Fatima indi. Sonra amira doğruldu inmek için. orta parmağımı, amına alttan sokacak şekilde kalçasını oratsından avuçladım. Parmağımı amına bastırdım çarşafın üzerinden. Kasıldı kaldı o anda. 5-10 saniye orta parmağımla baskı yaparak, diğer parmaklarımla avuçlayarak sıktım götünü… elimi çektiğimde kendini toparlaması biraz sürdü. Ama sonunda arabadan indi. Arkasından da ben. Parmak attığım yer ıslanmış. Leke olmuştu.
Müzeyi gezerkende rahat durmadım . her fırsatta kalçalarını sıkıyordum. Her sıkmamda amiranın sesi kesiliyor, bir süre susuyordu. Ayla ve Fatima herşeyin farkında kıkırdayarak dedikodu yapıyorlar, hatta kısa videolar çekerek nisaya atıyorlardı.
Müze ardından yemeğe geçtik. Lüks bir lokantada , amirayı yanıma oturttum, eşlerimi karşıma. Daha ilk saniye elimi bacaklarına atıp okşamaya başladım. Gören amirayı karım, diğerlerinide arkadaş yada kardeş sanırdı.
Yemektede amirayı azdırmaya devam ettim. Bana titreyen dudakları, hadi sik beni dercesine çaresizce bakışlar atıyordu…. Bende olanca umursamazlığımla sanki iş konuşuyormuşuz gibi, ona tarih yada toplum hakkında sorular soruyordum. Elim rahat durmuyordu. Her sorduğum soruda, yada onun kekeleyerek verdiği cevaplar sırasında amını okşuyordum.
Yemek yiyememişti garibim. Ama çarşafı önden ve arkadan artık akan suları saklayamıyor, tamamen ıslak, suları dışa vurmuş şekilde yanımda kıvranıyordu.
Otele giderken artık amira kucağımda oturyordu. Dudaklarımız kavuşmuş, onun ateş parçası dudaklarını emerken elimi alttan sokup su içersindeki küloduna ulaşmıştım. Okşayarak onu boşalttım yolda. Ayla ile Fatima da rahat durmuyorlardı. Birbirlerinin amına elleini atmış , ikisde önümüzdeki koltukta yan dönmüş, bizi seyrederken birbirlerini okşuyorlardı.
Otele geldik. Amiranın elini tuttum, bacakları titreyerek, kafası öne eğik bizimle asansöra bindi. Yeni boşalmış, ayakta zor duruyordu. Koluma sarıldı iki eli ile, ağırlığını bana vererek yaslandı. Ayla asansörün çıkmasını bile bekleyemedi artık. Gelip dudaklarıma yapıştı. Önce beni uzunca öptü, sonrada kendisine hayretle bakan amiraya yumuldu. Tepkisiz kaldı amira. Ama asansörün açılması ile odamıza coşku ile ilerledik.
Odaya girdiğimizde ayla ve Fatima amirayı soydıular. Okadar hızlı oldu ki, amira ne olduğunu anlayamadı. Utanmış amını göğüslerini kapatmaya çalıyordu. Ayla ve Fatima da soyunarak havuza atladılar. Bende salonda mahcup duran amirakı kucaklayıp öpmeye başladım. Çabuk teslim oldu. ayak uydurdu. Çılgınlar gibi beni öperek karşılık vermeye başladı.
Benide soydu. Beraber havuza girdik. Ayla, telefonları tripodların üzerine yerleştirdi. 2 açıdan tüm havuzu görecek şekilde , nisaya yayın yapmaya başladı.
Sevişen yılanlar gibi. 3 kadın ortalarında ben. Sarmaş dolaş öpüşerek okşayarak yarım saat geçirdik.
Havuz kenarında şemsiye altına büyük rahat sikişme koltuğumuza geçtiğimizde ilk önce içki servisi, ardından da bitmek bilmeyen bir oral seks faslı başladı. ben yaladım, beni yaladılar. Tren yaptık, zincir olduk. Sürekli birini yalıyor, başka birinie yalatıyordu herkes. Ayla kameraları yönetmen edası ile konuşlandırıp, nisaya tüm yaptıklarımızı seyrettiriyordu. Oyuncaklarıda getirdi. Artık diller, dildolar, parmaklar. Fatimayı aldım kucağıma ilk, sonrada sabırsızca bekleyen amirayı. Birini sikerken başka biri suratıma oturuyor. Boşta kalan da kendi amına , ve diğer deliklere nereye denk getirrise birşeyler sokuyordu.
1 saat sonunda fatimaya boşaldım… herkes ter içinde kalmış. Kızlar boşalmıştı. Ama amira boşalmaktan artık hali kalmamış, yere yığılmıştı. Hareketsiz yatarken aylanın içinde bıraktığı vibratör halen titriyordu. amiranın, Ne tepki verecek mecali kalamıştı nede içindeki ni çıkartacak enerjisi.
Duş, havuz, biraz meyva. Amirayı uyumaya bıraktık yatakta. Ayla ve Fatima ile terasta , gölgede oturup durumun kritiğini, dedikodusunu yaptık. Nisada kameradan bize katıldı. Eğlenerek, yaşadığımız güzel sevişmeyi , en keyifli , heyecanlı anlarını tartıştık.
O gece bir daha, ardından da kalan günlerimizin hepsi sevişere geçti. Amirayı, tekrar hayata döndürdük, cıvıl cıvıl , enerji dolu bir kadın oldu. benim Fatima yı yalnız siktiğim alnlarda , ayla ile sikişti. Hatta biz sikişmesekte ayla ve Fatima ile birbirlerini siktiler. Eeee artık mısıra daha sık gelecektik… amirada türkiyeye….. hava alanında ayrılırken ağlayacaktı amira neredeyse. Ama çocuğuna. 3 gündür bakıcıya emanet ettiği çocuğuna geri döndü. Rehberlik ücretinin 3 katınıda ilave olarak verdim ona. Nisa hemen bir mısır tatili planladı kendine, gülceyi söylediğimde, onuda kattı plana. 1 ay sonra tekrar gelecektik amirayı görmeye “ sikmeye”.
Döndüğümüzde kızların ikiside hamileydi. Nisa beni sevinç ve özlemle karşıladı. Ama gülce küstü. Ofiste yüzüme bile bakmadı ilk gün. Bende yalvarmadım. Gönlünü lamak için uğraşmadım önce. Ama sanırım aşık olmuştu. Beni paylaşmayı kabullenmişti. Ama onunla beraber gitmediğimiz bir tatil, lüks içinde bir hafta , ondan uzakta, dokunmuştu çok.
Ertesi sabah, ofise girdim , yine çok güzeldi ama ağlamıştı, belki bütün gece. Gözleri şişti. Makyaj yapsada kapatamamıştı.
Günaydın dedim, yüzüme bakmadan kısık bir günaydın çıktı ağzından.
kısmetin vekaleti ile onun adına devredilmiş bir daire tapusu, onun adına alınmış bir BMW. Ve 1 ay sonraki mısır seyahatinin rezervasyonları uçak biletleri olan zarfı önüne bıraktım, kendi ofisime geçtim.
B: müsait olunca bana kahve yaparmısın? Zarfada bak sonra konuşalım…
Para ile onu tavlıyor gibiydim… ama bu saaten sonrada yapacak bir şey yoktu. Bağırıp çağırıp, onu sindirmekte istemiyordum. Belki başka şartlarda tanışmış olsak, onu karım yapmak için elimden gelen herşeyi yapardım, ona tapardım kabul ettiğinde. Ama o günler çok geride kalmıştı. Ne ben eski saf adamdım, nede nisadan vazgeçerdim. Bende gülceyi sevsemde ancak benim şartlarımda birlikte olabilirdik. Artık karılarımı gülce için boşayacak, düzenimi bozacak halim yoktu.
15 dakika sonra, gülce hem gülümseyerek hemde yaşlar süzülerek kahvemi getirdi. Koltukta otururken , teklifsiz gelip kucağıma oturdu, sarılıp ağlamaya başladı.
İlk önce bir özür geldi. Ardından bana aşık olduğu itirafı, ve beni nekadar kıskandığı. 10 dkika sessiz sarıldım, sakinleştirdim onu.
Kahvem soğudu bu arada tabiki.
Sonra gözlerinin içine bakarak ona içimdeki herşeyi söyledim. Nisadan yada diğer herşeyden önce tanışsaydık onu nasıl kraliçem, karım yapacağımı. Ama herşşey için çok geçti. Ben çoktan çok evli, çok çok çocuklu bir adamdım. Eğer gülceye eziyet olacaksa, beni geride bırakıp gitmesini. Ona verdiğim tüm tapu ve hediyelerle gitmesini, ve yeni bir hayat kurmasını teklif ettim.
Nekadar istemesemde , haklıydı. Beni paylaşmak , istemeyebilirdi. Okulunu seneye bitirecek, hayata adım atacaktı. Benim gibi bir adamın 5 inci eşi olmak istemeyebilir. Başka birinin tek karısı olmak isteyebilirdi.
G: APTAL….
Diye çığlık attı. Benim uzun konuşmamı bitirmeme fırsat vermeden. Salya sümük ağlayarak..
G: seni nasıl bırakabilrim… senden nasıl vazgeçebilirim… sana öyle bir kapıldımki… öl desen , kendimi şurdan atarım… bir saniye tereddüt etmem… şimdi beni başından atmak mı istiyorsun???
Hem ağlıyor, hem göğsüme cılız yumruklar atıyordu… sinir krizi geçiriyordu. Onu terk edeceğimden korkmuş. Ona teklif ettiğim özgürlüğü bir an için bile düşünmemişti…
Sarıldım. Dudaklarını zor da olsa öptüm…itmeye çalışsada durmadım.. oda sanki evlilik teklif etmişim gibi coşku ile cevap verdi 10 saniye direndikten sonra….
Koltukta yarı kıyafetli, cowgirlde başlayıp, misyonerde biten duygu dolu bir sevişme yaşadık, kısa sürdü ama çok anlamlıydı.
Sonra kahvemi tazeledi, berbaer, yarı çıplak, koltukta geleceğimizi konuştuk. İlk önce tatil, sonra okulun bitmesi ile ailesi ile tanışacak, nikahıma alacaktım. Birkaç sene sonrada çocuk. Hastane yönetimini birkaç sene içinde devir almasını, herşeyle ilgilenmesini söyledim. Tabi nisa da vardı. Gülce ile bu geleceği planlarken, nisanın varlığını , ğstğnlüğünü kabul etmesini, onunla iyi geçinmesini söyledim.
B: sen benim için nekadar değerli olsanda, seni nekadar sevsemde. Nisa benim baş tacım. Onu kabul et. Onunla asla rekabete girme…..
Nikah evlilik laflarından sonra bir şey duymuyordu gülce zaten . ne desem evet demeye hazırdı.
Akşam eve gülce ile gittik. Fikrimi,gülceye olan evlilik teklifimi, yemekte herkesin önünde tekrarladım. Herkes seviyordu gülceyi aslında, nisa başta sevinç kabullendiler. Bu günün geleceğini çoktan tahmin ettikleri için kimse şaşırmadı.
En çok şaşıran gülce idi. Sanki bir kadınlar klübune kabul edilmiş gibi karşılanmak. Kıskançlık, fırtınalar, küfürler beklerken. Öpücük , sarılmalar ve ve tebriklere boğulmak… ben gülüyoırdum oturduğum yerden…
Birkaç gün sonra nisaya Sema ve oğlu ile ilgili aklımda uzun zamandır kurduğum planı anlattım.
Geçekten sapıkçaydı aslında , haince…. Ama tam nisaya göre bir plandı. Onunda rölünü iyi oynaması , açık vermeden tuzağı kurup, önce yeğenini çekmeli, o tuzağa düşüncede Semanın ipini çekmeliydik.
Yüzünde hınzır ve mutlu bir gülümseme ile bana sarıldı.
Bir sürü aslan kocam. Erkeğim. Harikasın arasında yüzlerce öpücük kondurdu yüzüme…..