Küçük oyunlarının üzerinden birkaç hafta geçmişti ve ikisi de çok keyif alıyorlardı evliliklerinden. İzinleri bittikten sonra iş hayatına hızlı bir dönüş yapmış olsalar bile, cinsel hayatları çok daha renkliydi artık.
Beşinci evlilik yıl dönümleri yaklaşıyordu ve Hakan'a unutamayacağı bir hediye vermek istiyordu. Son zamanlarda herşey o kadar hızlı gelişiyordu ki, bu tamamen aklından çıkmıştı. Telefonu çaldı. Arayan Fulya'ydı. Liseden beri en yakın arkadaşıydı.
İkisi de büyük şehirde yaşıyordu ve kendi kariyerlerinin peşinden koşuyorlardı ama yine de en azından ayda bir kere buluşmaya fırsat bulabiliyorlardı. En özelini bile ona açardı ve anlatacak o kadar şey birikmişti ki, ama bu konu ona bile anlatabileceği bir şey değildi.
Hala iş kıyafetleri üstlerindeyken, her zaman oturdukları kafede buluşmaya karar verdiler.
'' Neyse, beşinci evlilik yıl dönümümüz yaklaşıyor,'' dedi Esra, Hakan'la olan evliliğine getirerek lafı.
Fulya bakışlarını keskinleştirdi. '' Vay canına. Demek beş yıl bitti bile. Bugünlerde çok uzun bir süre evli kalmak için. Bu ne demek biliyorsun, değil mi?''
'' Ne demekmiş?''
'' Demek oluyor ki, ona çok özel bir hediye vermelisin. O da sana tabii.''
İşin aslı, Fulya bu konuda otorite sayılırdı. Uzun yıllardır psikiyatr olarak çalışıyordu ve evlilik danışmanıydı.
Fulya'nın kariyerine her zaman şüpheci yaklaşmıştı Esra ama aslında ne kadar başarılı ve etkili bir olduğunu biliyordu. Şu son hafta yaşananlar olmasa, ondan hayatta yardım istemezdi özel hayatı hakkında ama yaşadığı cinsel özgürlükten sonra, bu konulara girmekte sakınca görmüyordu. Yine de, bazı şeyleri açıklamak için çok erkendi.
Büyük şehirlerde, onun deneyiminden yararlanmak için çok para ödemeye hazır çiftler vardı.
'' Açıkçası, Hakan'a verebileceğim ne hediye kaldı bilemiyorum,'' diye yakındı Esra. '' İstediği herşeye sahip ve çok alçak gönüllü biri.''
'' O zaman özel birşeyler yap. Yemek pişir mesela. Ya da sürpriz bir parti ver. Ne olursa.''
'' Maalesef, Hakan benden çok daha iyi bir aşçı ve partilerden de nefret eder. Çocukça buluyor böyle şeyleri.''
'' İyi bir seks her zaman iş görür;'' dedi Fulya şakacı bir ses tonuyla. Kahvesinden bir yudum daha aldı. '' Erkekler kadınların ağzına boşalmaya bayılırlar, buna emin ol.''
Esra kızarır gibi oldu, '' Allah aşkına, biraz sessiz olur musun Fulya!''
'' Bak, tek söylediğim, beş yıl uzun bir süre ve özel bir hediye vermelisin diye düşünüyorum.''
'' Haklısın,'' dedi Esra. Evet, haklısın ama son bir aydır ona verdiğim hediyelerden haberin bir olsa keşke diye geçiriyordu içinden.
'' Hep haklıyımdır,'' diye göz kırptı Fulya.
Aslında normalde çok iyi bir tavsiyeydi. Eve girdiğinde ne kadar şanslı bir kadın olduğunu düşünüyordu. Harika biriyle evliydi, iş hayatı mükemmel gidiyordu ve güvenebileceği samimi arkadaşları vardı.
Ama beşinci evlilik yıl dönümünde ona ne verecekti? Gerçekten istediği herşeye sahipti. Ama artık herşeyden fazla istiyordu onu mutlu etmeyi. Evliliklerinin sonsuza kadar yürümesini istiyordu.
Yatak odasındaki aynaya baktı. Hala güzel bir fiziği vardı. Erkeklerin ilgisini çekebilmek hoşuna gitmeye başlamıştı ve yaşadıkları ona özgüven kazandırıyordu. Çocuk yapmadan önce, bir süre daha bu şekilde devam etmek istiyordu bir yanı, açtıkları bu yeni kapı, bu heyecan dolu dünya, içinde yıllardır aç bıraktığı duyguları tatmin etmesi için bir fırsattı. Saat tikliyordu.
Ertesi gün işyerinde yine bu düşünceler aklındaydı. İstanbul ofisleri neredeyse bitmek üzereydi ama eski işyerinde çalışmaya devam ediyordu. Suat ile sürekli dirsek temasındaydı, diğer çalışanlarla da uyum halindeydi. Bu düzenli çalışma şekli ona gün içinde boş vakit yaratmak için yardımcı oluyordu.
Yıl dönümü tekrar aklına gelince, Fulya ile olan sohbeti tekrar düşündü. Haklıydı, Hakan kesinlikle onun için bir sürpriz hazırlayacaktı. Belki de yine Burcu ile birlikte geçirilecek bir gece ayarlardı, ki bunun düşüncesi bile içini hoş ediyordu.
Tuvalete gitmeye karar verdi. Hemen telefonuna sarılıp Fulya'yı aradı.
'' Sanırım haklısın,'' dedi Esra, klozette otururken. '' Romantik bir plan en iyisi olacak sanırım.''
'' İşte şimdi aynı dili konuşuyoruz.''
'' Sorun şu ki aklıma bir fikir gelmiyor.''
'' Seksi iç çamaşırlarına ne dersin? Anlarsın ya, transparan sutyen ve külot, ya da deri, o tür şeyler.''
'' Olabilir. Bilemiyorum. Daha önce hiç bahsi geçmedi, yani giyerim arada ama özellikle öyle birşey istemez,'' diye cevap verdi Esra. '' Aslında çıplaklıktan daha çok hoşlanır.''
'' Peki, rol yapmaya ne dersin? Öğretmen- öğrenci? Ya da doktor- hemşire? Erkekler bunlara bayılır.''
'' Çok bayağı. Bu da olabilir ama bilemiyorum,'' dedi Esra. Ne diyebilirdi ki? Üçlü seks bile yaptık, bir kaç iç çamaşırı ile kocamı etkileyemem mi?
'' Peki ya oral seks?'' diye sordu Fulya. '' O konuda nasılsın?''
'' O konuları aşalı çok oldu.''
'' Gerçekten mi? Sanırım bana anlatmadığın çok şey var. Peki ya yutar mısın?''
'' Evet, onu da denedik,'' derken utanır gibi oldu Esra, ilk defa bu kadar detay veriyordu. '' Dediğim gibi, pek fazla hareket alanı kalmıyor.''
'' Anlıyorum..peki anal seks?''
İşte bu soru Esra'yı şaşırttı. Anal seks? Resmen kal gelmişti. Cevap bu muydu? Aradığı özel hediye bu olabilir miydi? Bunu gerçekten de denememişti.
'' Hiç yapmadık,'' dedi Esra.
Sesinde birşey yakalamış olmalıydı Fulya çünkü artık daha dikkatli dinliyordu onu sanki. Ne de olsa bu konularda uzmandı, başarılı bir kariyer inşa etmişti ve pek çok evliliği kurtardığını biliyordu.
'' Peki, daha önce hiç anal seks deneyimin oldu mu?'' diye sordu Fulya, ses tonunu bir öğretmen edasıyla çıkarıyordu artık. '' Demek istediğim, Hakan harici biri ile, geçmişte?''
En yakın arkadaşı olduğundan liseden beri, geçmiş sevgililerinin hepsini biliyordu ama yatak odasında detay sahibi değildi. Bu kadar fazla spesifik bilgi vermek, rahatsız etmeye başlamıştı Esra'yı ama yakınacak değildi. Akıl isteyen kendisiydi zaten.
'' Hayır, hiç anal deneyimim olmadı.''
'' Hiç mi? Parmak bile mi?''
'' Belki. Parmaklamış olabilirim,'' diye kabul etti Esra. '' Daha fazlası değil.''
'' Gerçekten mi? Bu oldu mu?''
'' Benim de ihtiyaçlarım var, unuttun mu? Meraklı bir günümdü diyelim.'' diye kısa kesti Esra. ''Çok da önemli değil. Konumuza dönebilir miyiz?''
'' Sanırım cevabı bulduk.''
'' Anal seks?''
'' Aynen.''
'' Arkadan vermek mi yani?'' diye sordu tekrar, onay ister gibi.
'' İkisi aynı şey değil mi tatlım?''
'' Peki bu nasıl işe yarayacakmış tam olarak? Yıl dönümümüzde arkamı gösterip hadi becer mi demeliyim?''
'' İyi bir başlangıç olurdu.''
'' İroni yapıyordum canım,'' diye içini çekti Esra. '' Ben ciddiyim. Bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Yani, evet, onu mutlu etmek istiyorum ama...arka delik mi? Cidden?'' Hala yenemediği korkuları olmasına şaşırıyordu.
'' Ben de ciddiyim canım. Erkekler seks sever. Bu kadar basit. Seksi çamaşırlar giy, ağzınla oyna ve anal bekaretini ona ver. Yeniden evlenme bile teklif eder sana.''
Bir süre sessiz kaldı. En yakın arkadaşının halı olduğunu biliyordu, ne kadar aşağılayıcı birşey olduğunu düşünse de geçmişte.
'' Bunu düşüneceğim,'' dedi Esra.
'' Bana hala söylemediğin birşey var.''
'' Neymiş?''
'' Hakan hiç istedi mi anal seks?''
'' Hiç,'' dedi Esra.
'' Sence istiyor mu? Bir kadın bunu anlar tatlım, hiç popondan bahseder mi? Ya da masaj yapar mı? Popona bakar mı anlayacağın?''
'' Evet, hepsini de yapar,'' dedi Esra. Hem de çok daha fazlasını da yapar diyemiyordu. '' Sence bunlar bir işaret mi?''
'' Olabilir, belki de sormaya utanıyordur.''
Esra gülmemek için zor duruyordu. Utanmak? Hakan?
'' Peki, son sorum,'' dedi Fulya. '' Sen hiç böyle bir fanteziye sahip misin?''
İşte bu iyi bir soruydu. Aslında Hakan'dan böyle bir hamle bekliyordu küçük oyunlarını oynarken ama nedense ondan bunu istememişti hiç. Gerçekten bunun kendisi için çok fazla olduğunu mu düşünmüştü? Emin olamıyordu.
'' Tabi ki,'' dedi Esra. '' Düşündüğüm oldu ama her kız bunu bir kere düşünmüştür zaten.''
'' Sorun ne peki?''
'' Çok da anlaşılmaz değil,'' diye cevapladı Esra. '' Kısaca söylemek gerekirse, penisler kalındır ve kıç deliği küçük. Söz konusu benim ki olunca, çok ama çok dar. Plastik değil ki bu Fulya. İnsanlar acı çekmeden bunu nasıl yapar ki?''
'' Tatlım, pek çok kadın bunu deniyor, bana güven. Ve pek çoğu da bundan zevk alıyor.''
'' Buna sen de dahil misin?''
'' Kesinlikle dahilim.''
Esra güldü. '' Cevabı biliyordum.''
'' Nedenmiş?''
'' Sen hep o tarz bir kadın oldun. Yanlış anlama. Cesaretine ve ne istediğini bilmene hep gıptayla bakmışımdır. Sana göre olmadığını anladığında eşinin, hemen boşanmana da saygı duyuyorum.''
'' Yanlış anlamıyorum,'' dedi Fulya. '' Çektiğin acı aldığın zevke değer.''
'' Gerçekten o kadar zevkli mi?''
'' Bunu anlamanın tek bir yolu var. Yıl dönümünde kocana bunu ver.''