Bugün pazardı. Kızımın da benim de tatil günümüzdü. Sabahleyin ailecek güzel bir kahvaltı yaptık; her şey yerli yerindeydi. Oturma odasında birlikte vakit geçirirken İlayda'ya baktığımda, telefonuyla bir şeyler yapıyordu. Bugün pazardı, onun tatil günüydü. Zaten hafta içi her gün dershaneye gidiyordu, bu yüzden müdahale etmek istemedim. Bir süre sonra odasına çekildi. 19 yaşında bir genç kız sonuçta; yalnız kalmak istiyor olmalıydı.
Bir süre sonra, oturduğum yerden merdivenlerden topuklu ayakkabı sesleri geldi. Sesler yaklaştığında arkamı dönüp baktığımda şok oldum. Kızımı baştan aşağı süzdüm: Bilekten bağlamalı, beyaz, açık topuklu ayakkabılar giymişti; küçük ayaklarındaki damarlar belirginleşmişti. Ayakkabı o kadar açıktı ki kenarlarından ayaklarının pembe tabanını görebiliyordum. Parlak kırmızı ojeli parmakları dikkat çekiyordu. Yukarı doğru baktığımda, beyaz, pürüzsüz ve dolgun bacakları açıktaydı. Süper mini bir etek giymişti; sadece kalçalarını kapatıyor, bacaklarının güzelliğini sergiliyordu. Üstüne ise kalın, oversize bir sweatshirt geçirmişti. Kollarını tamamen kapatmış, sadece parmak uçları görünüyordu. Yüzünde aşırı makyaj yoktu, ancak minik dudaklarında pembe bir ruj vardı. Saçları ise ipek gibi düz, doğal haliyle omuzlarına dökülüyordu.
Güzelliği karşısında büyülenmiştim. Kendime gelip, "Hayırdır, nereye böyle?" diye sordum. İlayda hafifçe utanarak, "Babacığım, sınıftan birkaç kızla dışarı çıkalım dedik. Zaten bugün pazar!" dedi. Ne olacağını tahmin ediyordum ama engel olmak istemedim. "Tamam," deyip gitmesine izin verdim. Ancak neler olup bittiğini görmem gerekiyordu.
O çıktıktan kısa bir süre sonra, siyah bir kapşonlu giyip arabanın anahtarlarını aldım ve eşimden habersiz evden çıktım. Kapşon oldukça büyüktü ve yüzümü kısmen gizliyordu. Arabaya atlayıp, kızımın fark etmeyeceği bir mesafeden onu takip etmeye başladım.
İlayda bir süre yürüdükten sonra etrafına bakındı ve siyah, lüks bir arabaya yöneldi. Arabanın içinde üç genç vardı. Kızım arka kapıyı açıp içeri girdi. "Can" adındaki çocuk arka koltuktaydı. İlayda'yı yanağından öptü, sonra kulağına eğilip kulağının memesini hafifçe emdi. Ardından, sweatshirt'ünü çıkarıp yere attı. Altında askılı, mini beyaz bir crop vardı. Dik ve gergin göğüsleri kumaşın altından belli oluyordu; sütyen giymediği için uçları seçiliyordu. Demek evden çıkarken sweatshirt'ü bu yüzden giymişti.
Can, İlayda'yı boynundan ve yanaklarından öpmeye devam etti. Elleriyle ona dokunduğu belli oluyordu. Kızımın huysuzlandığı yüz ifadesinden anlaşılıyordu: omuzları kalkmış, gözleri kapalı, dudaklarını ısırıyordu.
Araba hareket etti, ben de takip mesafemi koruyarak peşlerinden gittim. Muhtemelen takip edildiklerini düşünmüyorlardı, yine de ihtiyatlı davrandım. Sonunda terk edilmiş bir inşaat alanına vardılar. Burası yıllardır yarım kalmış, ıssız bir yerdi.
O anda olacakları tahmin ettim. Bu çocuklar, benim temiz, güzel kızımı bu pis, iğrenç yerde sikeceklerdi.