İşten çıktıktan sonra hemen kızımı almak için yola koyuldum. Onu benimle ilgili kafa karışıklığında bırakmamak için ona daha yakın olmalı, daha samimi davranmalıydım. Hemen dershanenin önüne geldim ve kızım, yaşadığı olayları hala atlatamamış, morali bozuk bir şekilde geliyordu. Kızımın olayları atlatmak için bu aralar birisine ihtiyacı vardı ama bu defa kızımı dershaneden bir gence bırakmayıp kendim yardımcı olmalıydım ki onu kendime bağımlı edebileyim. Arabadan içeri girdiğinde "Hoş geldin güzelim," deyip sağ elimle ona sarıldığım anda elimi tişörtünün altından yavaşça soktum ve belinin alt kısmından kızımın tenine dokunuyordum. Ve sarıldığım esnada sol elimi hemen yavaşça bacağının yan tarafına koyup kalçasına yakın bir yere götürdüm ve bacağını hafifçe sıkıyordum. Sarılmamız biteceği esnada elimi aşağıya, diz kapağına doğru geri getirdim ve çektim, eve doğru gittik.
İlayda akşam yemeği için yanımıza inerken üzerinde siyah kısa bir penye şort, üstüne pembe mini bir crop giymiş, saçlarını hafif dağınık bir şekilde topuz yapmıştı. Yemeğe oturduk ama masanın altında benim uzvum aşırı sertleşmiş bir durumdaydı. Arada bir ayaklarımı karşımda oturan kızımın beyaz tenli, altı pembe tabanlı minik ayaklarına çok hafif değdirip çekiyordum. Yemek bittikten sonra ailecek biraz oturduk ve sonra İlayda kalkıp derse gitti. Benim artık biraz daha yakınlaşmam lazımdı. Kızım gittikten neredeyse bir saat sonra yanına gidip kapısını çaldım. Zarif sesiyle "Gelebilirsin," dedi. İçeriye girip "Ne yapıyorsun canım?" dedim ve yanına yaklaştım. O da bana "Ders çalışıyorum babacığım," dedi. Oturduğu sandalyenin yanına eğildim ve elimi yavaşça bacağının üst tarafına koyup ona bu aralar canının neden sıkkın olduğunu, bir sorunu olup olmadığını sorduğumda asık ama tatlı bir suratla "Yok baba ya, dersler, insanlar, çevre biraz yoruldum sadece," dedi. Ben de ona "Ama kızım o derslerde, çevredeki insanlarda hep senin iyiliğin için, iyi bir yere gelmen için yardımcı olmaya çalışıyor," hikayesini uydurdum. Asıl amacım şu an yanında olmak, kokusunu içime çekmekti. Bunları söylerken bacağını hafifçe sıkıyor ve okşuyordum. Dedim ya, iyice bilinçaltına girmeye çalışıyordum kızımın. "Haklısın babacığım," dedi ve ben de ona "Ben şimdi çıkayım, sen devam et güzelim," deyip toplu saçlarının arasından yine boynuna uzandım ve küçük bir öpücük kondurdum. Bu defa yalamadım veya emmedim, sadece öptüm çünkü kızımın küçük bir öpücükten bile çok tahrik olacağından emindim. Kızımı iyice fenalaştırmaya çalışıyordum ve sanırım az da olsa başarıyordum çünkü İlayda'nın nefesi kesilmiş ve arzu dolu gibi görünüyordu. Onu o anda bıraktım çünkü devam etmeyip yarısında bırakırsam beni daha çok arzulayacağını düşündüm. Daha sonra odadan çıkıp tekrar eşimin yanına döndüm ve o gün bu şekilde bitti.